Menu

Arama Yapın

MARKA VE PATENT VEKİLLİĞİ SINAVINA HAZIRLIK EĞİTİMLERİNİ İNCELE!

Menu

Bu kitap, e-kitap formatında olduğu için 0,1 ağaç kesilmekten kurtarılmıştır.

E-Kitaplar

Tıp Hukuku Açısından Pandemi Sonrası

  • Yayınevi: Aristo Yayınevi
  • Yazar: Prof. Dr. Dr. h.c. Hakan HAKERİ
  • Sayfa Sayısı: 14
  • Yayın Tarihi: 03.10.2020
  • Baskı: 1
  • Tür: E-kitap
  • Basılı Olsaydı Fiyatı: 20,00
20,00 TL
8,00 TL

Bu kitap 2851 kez incelendi; 243 adet satıldı.

Kategoriler: Bütün Hukuk Kitapları, Sağlık ve Tıp Hukuku

Bu çalışmada, bulaşıcı hastalıklar, pandemi durumunda sadece tıp hukuku açısından hukuksal durumu ve yapılması gereken düzenlemeleri ortaya koymaya çalışacağız.

Öncelikle pandemi halinde tedaviyi kabul etmeyenleri zorlamaya yönelik bir yasal düzenleme hukukumuzda bulunmamaktadır. Anayasanın 17. maddesi karşısında bu tür bir zorlama ancak kanun hükmü ile olabilir. Bu nedenle, siyasi otorite burada bir gereklilik görüyorsa bu konuda bir düzenleme yapılarak hekimler tarafından belirlenecek durum-larda tedavi zorunluluğu öngörülmelidir.

Biyotıp Sözleşmesi’nin 26. maddesine göre de, böyle bir düzenleme ancak kanun hükmüyle getirilebilir. Ayrıca da bu tek başına yeterli değildir, böyle bir hükmün demokratik bir toplumda gerekli olması gerekir.

İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’ne göre, zorla tıbbi müdahale için kanuni dayanak gerekli olmakla beraber yeterli değildir. Ayrıca meşru bir amaç bulunmalıdır[1]. Zorunlu tıbbi müdahaleler konusunda İHAM, yerleşik tıbbi uygulamalar esas alınarak, bu tür müdahalelerin kabul edilir olup olmadığına karar verilmesi gerektiği görüşündedir. Buna göre, tedavi için gerekli olan bir müdahale insanlık dışı veya küçük düşürücü olarak değerlendirilemez[2].

Avrupa Konseyi Biyo-Etik Komitesi de 14.4.2020 tarihinde yaptığı açıklamayla, güncel pandemide tıbbi kararlar ve uygulamalarda insan onuru ve insan haklarının dikkate alınması gerektiğinin altını çizmiştir. Bu çerçevede komite, haklara yönelik kısıtlamaların kanunla yapılması ve kamu sağlığı da dâhil olmak üzere müşterek yararların korunmasını amaçlaması gerektiğini hatırlatmıştır.

İşte tam bu noktada uygulamada pandemiye hukuki açıdan hazırlıksız yakalandığımız söylenebilir. Birçok tedbir alınmasına rağmen doğrudan kişi hak ve hürriyetlerini ilgilendiren bu tedbirlerin bir kısmının yasal dayanaktan uzak olduğu görüldü. Bu nedenle, bu konuda yasal düzenlemeler yapılması gerekmektedir.

 

[1]      Solomakhin v. Ukrayna.

[2]      Herczegfalvy/Avusturya, Reidy, 19.

Akademisyen

Prof. Dr. Dr. h.c. Hakan HAKERİ

  • Eğitim Sayısı 16
  • E-Kitap Sayısı 14
  • Eğitim Alan Kişi Sayısı 762
  • E-Kitap Alan Kişi Sayısı 32695

Eğitmen Hakkında

İstanbul Hukuk Fakültesi mezunu. Almanya'nın Köln Üniversitesi'nde doktorasını tamamladı. Dicle ve Selçuk Üniversitelerinde görev yaptıktan sonra Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ali Fuad Başgil Hukuk Fakültesi ve bilahare İstanbul Medeniyet Üniversitesi Hukuk Fakültesi kurucu dekanlığına atandı. Buradan emekli oldu. Ceza hukuku, ceza muhakemesi ve tıp hukuku alanlarında toplam baskısı 100 ü bulan kitabı ve çok sayıda makalesi vardır. Türkiye'nin ilk tıp hukuku yüksek lisans ve doktora programlarını kurmuş olup, Türkiye'nin ilk Tıp Hukuku Dergisi'nin de editörlüğünü yürütmektedir. Her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen ve bu sene onbeşincisi planlanan Türk Alman Tıp Hukuku Sempozyumlarının ve iki yılda bir düzenlenen Uluslararası Tıp Hukuku Kongresinin eşbaşkanlığını yürütmektedir. İstanbul'da ceza ve tıp hukuku alanlarında avukatlık yapmaktadır.

Sosyal Medya


İstanbul Hukuk Fakültesi mezunu. Almanya'nın Köln Üniversitesi'nde doktorasını tamamladı. Dicle ve Selçuk Üniversitelerinde görev yaptıktan sonra Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ali Fuad Başgil Hukuk Fakültesi ve bilahare İstanbul Medeniyet Üniversitesi Hukuk Fakültesi kurucu dekanlığına atandı. Buradan emekli oldu. Ceza hukuku, ceza muhakemesi ve tıp hukuku alanlarında toplam baskısı 100 ü bulan kitabı ve çok sayıda makalesi vardır. Türkiye'nin ilk tıp hukuku yüksek lisans ve doktora programlarını kurmuş olup, Türkiye'nin ilk Tıp Hukuku Dergisi'nin de editörlüğünü yürütmektedir. Her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen ve bu sene onbeşincisi planlanan Türk Alman Tıp Hukuku Sempozyumlarının ve iki yılda bir düzenlenen Uluslararası Tıp Hukuku Kongresinin eşbaşkanlığını yürütmektedir. İstanbul'da ceza ve tıp hukuku alanlarında avukatlık yapmaktadır.


FORMÜL:

 

Kitabın Sayfa Sayısı / 2 x 1000 / 69000 = 1000 adet basılan bir kitap için kesilen ağaç sayısı

 

 

Kağıt yapımında, genellikle iğne yapraklı ağaçlardan Ladin ve Çam ağaçları kullanılmaktadır. Çoğunluk çam ağacına aittir.

 

Dünya çapında her gün 80.000 ila 160.000 ağaç kesilmekte ve kağıt endüstrisinde kullanılmaktadır. Ormanlar yok edilmekte, küresel ölçekte iklim değişikliğine sebep olmaktadır.

 

Bir çam ağacının boyunu ortalama 18 m, yarıçapı da 15 cm eder. Bu durumda bir çam ağacı 1,2717 metreküptür. 0.0083 metreküp odun yaklaşık 4,5 kg gelir. Bu durumda 1,2717 metreküp odun yani bir ağaç 690 kg gelecektir.

 

Bir ağaçtan elde edilen kağıt, ağacın ağırlığının yarısı kadar etmektedir.

 

O halde, ortalama bir çam ağacı 690 kg ettiğine göre, elde edilecek kağıt 345 kg olacaktır.

 

Bir A4 beyaz kağıdın ağırlığı 5 gr etmektedir. Demek ki, bir ağaçtan 345000/5 = 69000 adet A4 yaprağı elde edilmektedir.

 

Günümüzde özellikle dijital kitap baskılarında, kitabın boyutu ne olursa olsun A4 boyutunda kağıt harcanmakta olup, kesime giren kısımları atılmaktadır.

 

Buraya kadar elde edilen verilerle şöyle bir formül çıkartılabilmektedir:

 

Kitabın sayfa sayısı / 2 = kitapta kullanılan kağıt yaprağı.

 

Her kitabın asgari 1000 adet basıldığı (ki ortalama çok daha yüksek çıkacaktır)

 

FORMÜL:

 

Kitabın Sayfa Sayısı / 2 x 1000 / 69000 = 1000 adet basılan bir kitap için kesilen ağaç sayısı

 

E-kitaplar geleceğimizi kurtaracak. Gelin e-kitapları daha çok sevelim, doğaya bir nebze olsun nefes verelim.

 

Peki basılı kitapların çevreye verdiği tahribat sadece ağaç ile mi sınırlı? Tabii ki hayır! Bir araştırmaya göre, Amerika Birleşik Devletlerinde hava kirliliğinin yüzde yirmisini kağıt fabrikaları oluşturuyor. Bununla birlikte havayla sınırlı kalmayıp su kirliliğine de büyük ölçüde neden oluyor. Zira kağıt, yapısı gereğince bol suya ihtiyaç duyar.

 

Modern tesislerde bile 1 ton kağıt üretebilmek için yaklaşık 50 ton su kirletilmektedir.

 

Artık karar sizin? E-kitap teknolojisi yokken elbette kitaplar ağaçlardan daha önemli idi. Zira, entelektüel hale gelen her birey doğayı korumak için fazladan çaba harcayabilecek bilince kavuşmuş olacaktı.

 

Ya şimdi? Tamamen zararsız bir teknoloji varken, hala zararlı nostaljik alışkanlıklarınıza devam mı etmek istiyorsunuz? Siz bilirsiniz…