Menu

Arama Yapın

MARKA VE PATENT VEKİLLİĞİ SINAVINA HAZIRLIK EĞİTİMLERİNİ İNCELE!

Menu

Bu kitap, e-kitap formatında olduğu için 0,5 ağaç kesilmekten kurtarılmıştır.

E-Kitaplar

İpoteğin Alacak Bakımından Kapsamı ve Anapara İpoteği – Limit (Üst Sınır) İpoteği Ayrımının Uygulamaya Yansıyan Sonuçları - 1999

  • Yayınevi: Aristo Yayınevi
  • Yazar: Prof. Dr. Atilla ALTOP
  • Sayfa Sayısı: 69
  • Yayın Tarihi: 27.10.2020
  • Baskı: 1
  • Tür: E-kitap
  • Basılı Olsaydı Fiyatı: 45,00
45,00 TL
18,00 TL

(Sayın Yazarın 1999 Yılında Doçent Doktor Unvanı ile Milletlerarası Hukuk ve Milletlerarası Özel Hukuk Bülteni’nde Yayınlanmış Çalışmasıdır)

Günlük hayatımızda alacaklıların, alacaklarını güvenceye bağlamak için başvurdukları hukuk kuramlarının başında, taşınmaz rehninin ülkemizde uygulanan en yaygın ve hatta tek türü olan ipotek gelmektedir. Ayni bir teminat türü olan ipotek, borçlunun ödeme güçlüğü içine düşerek borcunu zamanında ifa edemediği durumlarda alacaklıya, ipotek konusu taşınmazın rehnin paraya çevrilmesi yoluyla satışından elde edilecek meblağdan alacağını tahsil edebilme yetkisini vermektedir.

İpotekli alacaklı açısından, ipoteğin paraya çevrilmesi sonucu elde edilecek meblağdan anapara alacağının yanı sıra hangi yan alacakların ne oranda karşılanmasını talep edebileceği hususu büyük önem taşımaktadır. Bu çerçevede özellikle faizlerin gerek sözleşmesel faiz gerekse temerrüt faizi ne oranda ipoteğin sağladığı güvenceden yararlanabileceği konusu ön plana çıkmaktadır. Ben bu çalışmamda öncelikle ipoteğin alacak bakımından kapsamını belirleyerek soruna açıklık getirmeye çalışacağım.

Diğer taraftan ipoteğin, anapara ipoteği ve limit ipoteği olarak iki ana türü mevcut olup, yasada bunlardan her birine çeşitli konularda örneğin yukarıda belirttiğimiz ipoteğin alacak bakımından kapsamı konusunda farklı hüküm ve sonuçlar bağlanmıştır. Bu farklı hüküm ve sonuçlar ipotek ilişkisinin taraflarını (ipotekli alacaklı, borçlu, ipotekli taşınmaz maliki) olduğu kadar üçüncü kişi alacaklıları da yakından ilgilendirdiği için, somut olayda bir anapara ipoteğinin mi yoksa üst sınır ipoteğinin mi söz konusu olduğunun belirlenmesi önem arz etmektedir. Diğer taraftan uygulamada özellikle kredi sözleşmeleri ile finansal kiralama sözleşmelerinde bu iki türden hangisinin uygulanmasının daha doğru olacağı sorusu sürekli gündeme gelmektedir. Ben bu çalışmamda, iki ipotek türünün özelliklerini ve aralarındaki farklılıkları ortaya koyup değerlendirdikten sonra, yukarıda belirttiğim sorulara bir cevap bulmaya çalışacağım.

Ancak konuya ilişkin açıklamalara geçmeden önce, ilk kez, 10 yaşımda devam etmekte olduğum Belediye Konservatuarı’ndaki sınıf arkadaşlarımdan birinin annesi olarak tanıdığım, daha sonra mezun olduğum ve öğretim üyesi olarak görev yapmakta olduğum İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin değerli bir öğretim üyesi ve çok sevilen bir hocası olarak izlediğim ve nihayet Hukuk Fakültesi Dekanı olarak Hukuk Fakültesi’nin toplumdaki ağırlığını, saygın yerini ve bilimsel özerkliğini korumak için verdiği onurlu mücadele sırasında iki yıl süreyle Fakülte Yönetim Kurulu üyesi olarak birlikte çalışma olanağı bulduğum çok sevgili hocam ve değerli hukukçu Prof. Dr. Aysel Çelikel için çıkarılan bu özel sayıya yazı vererek katılmaktan büyük mutluluk duyduğumu belirtmek istiyorum.

Akademisyen

Prof. Dr. Atilla ALTOP

  • Eğitim Sayısı 38
  • E-Kitap Sayısı 7
  • Eğitim Alan Kişi Sayısı 0
  • E-Kitap Alan Kişi Sayısı 246

Eğitmen Hakkında

1960 yılında İstanbul'da doğan Prof. Dr. Atilla Altop, 1977 yılında İstanbul Erkek Lisesi'nden, 1981 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde 1982 yılında yüksek lisans öğrenimimi, 1987 yılında da doktora öğrenimimi tamamlamıştır. 1993 yılında doçent, 2001 yılında profesör olan Prof.Altop, 1982 – 2001 arasında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Medeni Hukuk Anabilim Dalı’nda sırasıyla araştırma görevlisi, yardımcı doçent ve doçent olarak görev yaptıktan sonra, 2001 - 2006 tarihleri arasında profesör olarak çalıştığı İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde, Ekim 2004–Ekim 2005 tarihleri arasında Dekan olarak görev yapmıştır. 2006 - 2010 tarihleri arasında görev yaptığı Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 15 Ekim 2010 tarihinde emekli olan Prof.Altop, halen İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde ders vermektedir. 1990-1991 yaz yarıyılı ve 1991-1992 kış yarıyılında misafir öğretim üyesi olarak Bremen Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde ders veren Prof.Altop, 1998-2005 yılları arasında Adalet Bakanlığı tarafından yeni bir Borçlar Kanunu Tasarısı hazırlamak üzere kurulan Komisyon’da görev yapmıştır. Ticari uyuşmazlıkların çözümü için kurulan ulusal ve uluslararası çeşitli hakem heyetlerinde üye ve başkan olarak görev yapan, halen Demir&Demir Hukuk Bürosu’nda hukuk danışmanı olarak çalışmakta ve aynı zamanda serbest avukatlık yapmakta olan Prof.Altop’un, Borçlar Hukuku, Eşya Hukuku, Aile Hukuku, Miras Hukuku, Finans Hukuku ve Tüketici Hukuku alanlarında Türkçe ve Almanca olarak yayınlanmış kitapları ve makaleleri bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Altop evlidir ve bir çocuk sahibidir.

Sosyal Medya


1960 yılında İstanbul'da doğan Prof. Dr. Atilla Altop, 1977 yılında İstanbul Erkek Lisesi'nden, 1981 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde 1982 yılında yüksek lisans öğrenimimi, 1987 yılında da doktora öğrenimimi tamamlamıştır. 1993 yılında doçent, 2001 yılında profesör olan Prof.Altop, 1982 – 2001 arasında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Medeni Hukuk Anabilim Dalı’nda sırasıyla araştırma görevlisi, yardımcı doçent ve doçent olarak görev yaptıktan sonra, 2001 - 2006 tarihleri arasında profesör olarak çalıştığı İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde, Ekim 2004–Ekim 2005 tarihleri arasında Dekan olarak görev yapmıştır. 2006 - 2010 tarihleri arasında görev yaptığı Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 15 Ekim 2010 tarihinde emekli olan Prof.Altop, halen İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde ders vermektedir. 1990-1991 yaz yarıyılı ve 1991-1992 kış yarıyılında misafir öğretim üyesi olarak Bremen Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde ders veren Prof.Altop, 1998-2005 yılları arasında Adalet Bakanlığı tarafından yeni bir Borçlar Kanunu Tasarısı hazırlamak üzere kurulan Komisyon’da görev yapmıştır. Ticari uyuşmazlıkların çözümü için kurulan ulusal ve uluslararası çeşitli hakem heyetlerinde üye ve başkan olarak görev yapan, halen Demir&Demir Hukuk Bürosu’nda hukuk danışmanı olarak çalışmakta ve aynı zamanda serbest avukatlık yapmakta olan Prof.Altop’un, Borçlar Hukuku, Eşya Hukuku, Aile Hukuku, Miras Hukuku, Finans Hukuku ve Tüketici Hukuku alanlarında Türkçe ve Almanca olarak yayınlanmış kitapları ve makaleleri bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Altop evlidir ve bir çocuk sahibidir.


FORMÜL:

 

Kitabın Sayfa Sayısı / 2 x 1000 / 69000 = 1000 adet basılan bir kitap için kesilen ağaç sayısı

 

 

Kağıt yapımında, genellikle iğne yapraklı ağaçlardan Ladin ve Çam ağaçları kullanılmaktadır. Çoğunluk çam ağacına aittir.

 

Dünya çapında her gün 80.000 ila 160.000 ağaç kesilmekte ve kağıt endüstrisinde kullanılmaktadır. Ormanlar yok edilmekte, küresel ölçekte iklim değişikliğine sebep olmaktadır.

 

Bir çam ağacının boyunu ortalama 18 m, yarıçapı da 15 cm eder. Bu durumda bir çam ağacı 1,2717 metreküptür. 0.0083 metreküp odun yaklaşık 4,5 kg gelir. Bu durumda 1,2717 metreküp odun yani bir ağaç 690 kg gelecektir.

 

Bir ağaçtan elde edilen kağıt, ağacın ağırlığının yarısı kadar etmektedir.

 

O halde, ortalama bir çam ağacı 690 kg ettiğine göre, elde edilecek kağıt 345 kg olacaktır.

 

Bir A4 beyaz kağıdın ağırlığı 5 gr etmektedir. Demek ki, bir ağaçtan 345000/5 = 69000 adet A4 yaprağı elde edilmektedir.

 

Günümüzde özellikle dijital kitap baskılarında, kitabın boyutu ne olursa olsun A4 boyutunda kağıt harcanmakta olup, kesime giren kısımları atılmaktadır.

 

Buraya kadar elde edilen verilerle şöyle bir formül çıkartılabilmektedir:

 

Kitabın sayfa sayısı / 2 = kitapta kullanılan kağıt yaprağı.

 

Her kitabın asgari 1000 adet basıldığı (ki ortalama çok daha yüksek çıkacaktır)

 

FORMÜL:

 

Kitabın Sayfa Sayısı / 2 x 1000 / 69000 = 1000 adet basılan bir kitap için kesilen ağaç sayısı

 

E-kitaplar geleceğimizi kurtaracak. Gelin e-kitapları daha çok sevelim, doğaya bir nebze olsun nefes verelim.

 

Peki basılı kitapların çevreye verdiği tahribat sadece ağaç ile mi sınırlı? Tabii ki hayır! Bir araştırmaya göre, Amerika Birleşik Devletlerinde hava kirliliğinin yüzde yirmisini kağıt fabrikaları oluşturuyor. Bununla birlikte havayla sınırlı kalmayıp su kirliliğine de büyük ölçüde neden oluyor. Zira kağıt, yapısı gereğince bol suya ihtiyaç duyar.

 

Modern tesislerde bile 1 ton kağıt üretebilmek için yaklaşık 50 ton su kirletilmektedir.

 

Artık karar sizin? E-kitap teknolojisi yokken elbette kitaplar ağaçlardan daha önemli idi. Zira, entelektüel hale gelen her birey doğayı korumak için fazladan çaba harcayabilecek bilince kavuşmuş olacaktı.

 

Ya şimdi? Tamamen zararsız bir teknoloji varken, hala zararlı nostaljik alışkanlıklarınıza devam mı etmek istiyorsunuz? Siz bilirsiniz…