Menu

Arama Yapın

MARKA VE PATENT VEKİLLİĞİ SINAVINA HAZIRLIK EĞİTİMLERİNİ İNCELE!

Menu

Bu kitap, e-kitap formatında olduğu için 2,47 ağaç kesilmekten kurtarılmıştır.

E-Kitaplar

Türk Medeni Usul Hukukunda İstinaf

  • Yayınevi: Aristo Yayınevi
  • Yazar: Nevzat BOZTAŞ
  • Sayfa Sayısı: 341
  • Yayın Tarihi: 10.11.2020
  • Baskı: 1
  • Tür: E-kitap
  • Basılı Olsaydı Fiyatı: 160,00
160,00 TL
64,00 TL

Bu kitap 2681 kez incelendi; 187 adet satıldı.

Kategoriler: Bütün Hukuk Kitapları, Medeni Usul Hukuku

SUNUŞ

İstinaf kanun yolunun Türkiye’deki tarihi Cumhuriyet öncesine dayanmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu’nda istinaf kanun yoluna ilişkin hükümlere önce 1860 tarihli Usul-i Muhakeme-i Ticarete Dair Nizamname’de yer verilmiş sonra da 1879 tarihli Usul-i Muhakeme-i Hukukiye Kanun-u Muvakkati’nde ve 1879 tarihli Mehâkim-i Nizamiye’nin Teşkilatı Kanun-u Muvakkati’nde düzenlenmiştir.

Cumhuriyet’ten sonra 08/04/1924 tarih ve 469 sayılı Mehâkimi Şer’iyenin İlgasına ve Mehâkim Teşkilatına ait Ahkâmı Muaddil Kanun ile istinafa ilişkin hükümler de ilga edilmiştir. Ancak istinaf kanun yolunun Türk medeni yargılama hukuk sistemine dâhil edilip edilememesi bu noktadan sonra birçok kere tartışılmıştır. 

Nihayet 5235 sayılı “Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun” ve 5236 sayılı “Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun” ile 26/09/2004 tarihinde istinaf kanun yolu ve bölge adliye mahkemelerinin kuruluşu kabul edilmiştir. İstinafa ilişkin hükümler önce 1086 sayılı HUMK’a daha sonra da 6100 sayılı HMK’ya bu kapsamda dâhil edilmiştir. Lakin HMK 1 Ekim 2011’de yürürlüğe girmesine rağmen istinafa ilişkin hükümler uygulamaya girememiş; ancak 2016 yılının Temmuz ayında yedi bölgede bölge adliye mahkemeleri kurularak istinafa ilişkin hükümler de yürürlüğe sokulmuştur.

Her ne kadar istinaf kanun yolunun kabulü ile yürürlüğü arasında uzun bir zaman olsa da bölge adliye mahkemelerinin göreve başlaması “sürpriz” sayılabilecek bir etki yaratmıştır. Bu sürpriz etkisinin bertaraf edilebilmesi için de az sayıda kurulan bölge adliye mahkemeleri dairelerine hâkimlerin “en iyilerinden” seçilmesi gereği hasıl olmuştur. “Türk Medeni Usul Hukukunda İstinaf” adlı bu eserin yazarı Hâkim Nevzat Boztaş da bu “en iyilerden” olması hasebiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi Başkanı olarak atanmıştır.

Hâkim Nevzat Boztaş’ın İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi başkanı iken “okumaktan vazgeçmeyen Hâkim” olarak “namını” duymuş olsam da kendisiyle yüz yüze tanışmam HMK Tadil Bilim Komisyonuna misafir öğretim üyesi olarak katıldığım Ankara Hâkimevi toplantılarında gerçekleşmiştir. Hâkim Nevzat Boztaş daha sonra 2016 yılı güz döneminde İstanbul Medipol Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı Doktora Programında doktora öğrencisi olarak “HMK Çerçevesinde İstinaf” derslerime katılmıştır. Bu dersleri yaptığımız 2016 Ekim-2017 Ocak ayları arasında bölge adliye mahkemeleri henüz yeni kurulmuştu ve gerek teorisyen gerek uygulayıcı için birçok bilinmez vardı. Derslerimizde bu bilinmezler üzerine yaptığımız tartışmalar ve vardığımız sonuçların çok önemli bir kısmında öğrencimiz Nevzat Boztaş’ın katkısı büyüktür. Tüm yargı camiası için istinaf kanun yolunun yürürlüğe girdiği bu çok önemli ve bilinmezlerle dolu dönemde istinaf derslerinde İstinaf Mahkemesi Başkanı Hâkim Nevzat Boztaş’ın varlığı ben dâhil doktora sınıfı için bulunmaz bir şanstı.

Aynı yılın bahar döneminde aynı doktora sınıfına “İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla Takip” dersini verdim. Hâkim Nevzat Boztaş da bu derslere yine öğrenci olarak katıldı ve İstinaf Mahkemesi Başkanı olarak istinaf dersinde gösterdiği performansı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip dersinde de gösterdi. Bu dersimde ödev olarak hazırladığı ödev daha sonra hakem incelemesinden geçerek makale olarak da yayımlandı. Ben kendisinin uygulamadaki başarısını doktora derslerimde de göstermesini, o kendisini tanımadan önce duyduğum “namına” bağlıyorum. Doktora derslerinde geçirdiğimiz bir öğretim yılında kendisinin okumaktan ve öğrenmekten vazgeçmeyen ve taviz vermeyen bir uygulamacı, aynı zamanda felsefeye olan ilgisini hukuki bilgi birikimiyle birleştirmek suretiyle hukuki sorunlara derinlikli bir bakış açısıyla yaklaşan bir teorisyen de olduğunu müşahede ettim. Şimdi zaman zaman benimle paylaştığı daire kararlarından da sahip olduğu teorik birikimini uygulamada ne derece isabetli kullandığını görüyorum.

Hukuk fakültesi öğrencileri mezun olduktan hemen sonra meslek hayatına atıldıklarında okulda öğrendiklerinin büyük bir kısmını meslekte çoğu zaman kullanamadıklarını hatta mahkemelerde neredeyse başka bir hukukun uygulandığını söyleyip dururlar. Hatta biz akademisyenlere sık sık uygulamanın “bizim bildiğimiz” teoriden “çok farklı” olduğu “hatırlatılır”. Ama kanaatimce uygulama ile teori arasındaki bu farklılık, ne yazık ki, uygulamada çoğu zaman kanunların yanlış yorumlanması/uygulanması ve teorinin göz ardı edilmesinden kaynaklanır. Tecrübeli bir uygulamacı olan Nevzat Boztaş’ın başarısının, teoriden ve okumaktan kopmamış olması ve aslında uygulamanın teorinin bir yansıması olduğu gerçeğini içselleştirmiş olmasından kaynaklandığını düşünüyorum.

Doktora ders döneminde geçen bir yılın ardından ne mutlu ki kendisiyle doktora danışmanı olarak çalışma fırsatı yakaladık. Bu açıdan kendimi şanslı hissediyorum. Zira bu denli başarılı bir hâkimle doktora tez danışmanı olarak çalışmanın ve onu medeni usul ve icra iflas hukuku camiasına kazandırmanın kolay bulunmayacak bir fırsat olduğunu düşünüyorum.

“Türk Medeni Usul Hukukunda İstinaf” adlı bu kitap, hâkimlikte geçen uzun yıllar ve bölge adliye mahkemesinde geçen dört yıllık tecrübe ile birleşen hukuki bilgi birikiminin neticesinde ortaya çıkmış, uygulamadaki sorunlara sadeleştirilmiş bir teorik bakış açısıyla ışık tutan kıymetli bir eserdir ve okuyucusuna katkı sağlayacaktır.

Prof. Dr. Müjgan Tunç Yücel

17.10.2020, Çekmeköy

 

 

ÖNSÖZ

Bu çalışma, 2016 güz döneminde İstanbul Medipol Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı Doktora Programında doktora öğrencisi olarak, değerli hocam Prof. Dr. Müjgan TUNÇ YÜCEL’den aldığım “HMK Çerçevesinde İstinaf” dersinde dönem sonu ödevi olarak hazırlanan bir makalenin geliştirilmiş halidir.

Bu makale daha sonra, Tüketici Enstitüsü Başkanı Sayın Avukat Hakan TOKBAŞ’ın önerisiyle, Enstitü’nün 22-24 Kasım 2018 tarihinde İstanbul’da düzenlediği 8. Tüketici Hukuku Kongresi’nde yaptığım sunumun temelini oluşturmuştur. Sayın TOKBAŞ’ın da cesaretlendirmesiyle, bu makalenin kapsamı genişletilmiş, öğreti ve uygulamanın yeni içtihatları da taranarak elinizdeki bu kitap oluşturulmuştur.

Kitabın ana planının oluşturulmasında, kaynak taramasında ve yazım aşamasında, aynı zamanda doktora tez danışmanım olan Hocam Prof. Dr. Müjgan TUNÇ YÜCEL’in önemli katkıları olmuştur. Hayranı olduğum akademik disiplini, çalışmama ışık tutmuştur. Emeği ve katkıları için kendisine teşekkür etmeyi bir borç biliyorum.

HMK Tadil Bilim Komisyonu üyeliğine seçilmemi sağlayarak, medeni usul hukukunda yetkinleşmeme büyük katkı sağlayan değerli hocam Prof. Dr. Selçuk ÖZTEK’i anmadan geçemeyeceğim. Üç yıldan fazla süren Komisyon çalışmalarımızdaki yol gösterici liderliği ve engin usul hukuku bilgisi ufkumu açmıştır. Kendisine saygılarımı ve teşekkürlerimi sunuyorum.

Ayrıca, bu kitabı hazırlarken eserlerinden yararlandığım ve atıf yaptığım tüm değerli hocalarıma ve yazarlara ayrı ayrı teşekkür ederim. Onların yazdıkları olmadan böyle bir eserin ortaya çıkması mümkün olmazdı. Bu bağlamda eserlerinden yararlandığım tüm yazarlar adına, medeni usul hukukunun duayenleri değerli hocalarım Prof. Dr. Baki KURU, Prof. Dr. Ejder YILMAZ, Prof. Dr. Bilge UMAR ve Prof. Dr. Hakan PEKCANITEZ’e saygılarımı sunuyorum. Ayrıca, gerek yazdığı eserleriyle gerekse bu kitabın yazımı sırasında yaptığımız fikir alışverişleriyle önemli katkılarda bulunan değerli arkadaşım, Yargıtay 15. HD üyesi Sayın Adem ALBAYRAK’a teşekkürlerimi sunuyorum.

Kitabın yazımında karşılaştığım teknik sorunların çözümünde, kendisi de bir hukukçu olan kızım Sevingül BOZTAŞ’ın çok önemli katkıları olmuştur. Katkılarından dolayı minnettarım.

Bu çalışmada sadece teorik araştırmayla yetinilmemiş, aynı zamanda uygulamaya da geniş yer verilmiştir. Böylece, çok yeni olan istinaf sistemimizin gelişimine katkı sağlanmaya çalışılmıştır. Bu özelliğiyle kitabın, gerek akademik çalışma yapan araştırmacılara gerekse uygulamacılara faydalı olacağı ümidini taşımaktayım. Elbette öğreti ve uygulama, bu araştırmadaki tespit ve görüşleri değerlendirecek, eleştirecek ve burada söylenenler hakkında kendi fikirlerini ortaya koyacaktır. Bu bağlamda geri dönüşleri heyecanla bekliyorum.

Nevzat BOZTAŞ

Nevzat BOZTAŞ

  • Eğitim Sayısı 0
  • E-Kitap Sayısı 4
  • Eğitim Alan Kişi Sayısı 0
  • E-Kitap Alan Kişi Sayısı 0

Eğitmen Hakkında

Hakim

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi

Sosyal Medya


Hakim

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi


FORMÜL:

 

Kitabın Sayfa Sayısı / 2 x 1000 / 69000 = 1000 adet basılan bir kitap için kesilen ağaç sayısı

 

 

Kağıt yapımında, genellikle iğne yapraklı ağaçlardan Ladin ve Çam ağaçları kullanılmaktadır. Çoğunluk çam ağacına aittir.

 

Dünya çapında her gün 80.000 ila 160.000 ağaç kesilmekte ve kağıt endüstrisinde kullanılmaktadır. Ormanlar yok edilmekte, küresel ölçekte iklim değişikliğine sebep olmaktadır.

 

Bir çam ağacının boyunu ortalama 18 m, yarıçapı da 15 cm eder. Bu durumda bir çam ağacı 1,2717 metreküptür. 0.0083 metreküp odun yaklaşık 4,5 kg gelir. Bu durumda 1,2717 metreküp odun yani bir ağaç 690 kg gelecektir.

 

Bir ağaçtan elde edilen kağıt, ağacın ağırlığının yarısı kadar etmektedir.

 

O halde, ortalama bir çam ağacı 690 kg ettiğine göre, elde edilecek kağıt 345 kg olacaktır.

 

Bir A4 beyaz kağıdın ağırlığı 5 gr etmektedir. Demek ki, bir ağaçtan 345000/5 = 69000 adet A4 yaprağı elde edilmektedir.

 

Günümüzde özellikle dijital kitap baskılarında, kitabın boyutu ne olursa olsun A4 boyutunda kağıt harcanmakta olup, kesime giren kısımları atılmaktadır.

 

Buraya kadar elde edilen verilerle şöyle bir formül çıkartılabilmektedir:

 

Kitabın sayfa sayısı / 2 = kitapta kullanılan kağıt yaprağı.

 

Her kitabın asgari 1000 adet basıldığı (ki ortalama çok daha yüksek çıkacaktır)

 

FORMÜL:

 

Kitabın Sayfa Sayısı / 2 x 1000 / 69000 = 1000 adet basılan bir kitap için kesilen ağaç sayısı

 

E-kitaplar geleceğimizi kurtaracak. Gelin e-kitapları daha çok sevelim, doğaya bir nebze olsun nefes verelim.

 

Peki basılı kitapların çevreye verdiği tahribat sadece ağaç ile mi sınırlı? Tabii ki hayır! Bir araştırmaya göre, Amerika Birleşik Devletlerinde hava kirliliğinin yüzde yirmisini kağıt fabrikaları oluşturuyor. Bununla birlikte havayla sınırlı kalmayıp su kirliliğine de büyük ölçüde neden oluyor. Zira kağıt, yapısı gereğince bol suya ihtiyaç duyar.

 

Modern tesislerde bile 1 ton kağıt üretebilmek için yaklaşık 50 ton su kirletilmektedir.

 

Artık karar sizin? E-kitap teknolojisi yokken elbette kitaplar ağaçlardan daha önemli idi. Zira, entelektüel hale gelen her birey doğayı korumak için fazladan çaba harcayabilecek bilince kavuşmuş olacaktı.

 

Ya şimdi? Tamamen zararsız bir teknoloji varken, hala zararlı nostaljik alışkanlıklarınıza devam mı etmek istiyorsunuz? Siz bilirsiniz…