Menu

Arama Yapın

MARKA VE PATENT VEKİLLİĞİ SINAVINA HAZIRLIK EĞİTİMLERİNİ İNCELE!

Menu

Bu kitap, e-kitap formatında olduğu için 0,38 ağaç kesilmekten kurtarılmıştır.

E-Kitaplar

Yargıtay Uygulamasında Eklenecek Değer ve Katılma Alacağından Üçüncü Kişilerin Sorumluluğu

  • Yayınevi: Aristo Yayınevi
  • Yazar: Av. Ayça ÖZDOGAN
  • Sayfa Sayısı: 53
  • Yayın Tarihi: 23.02.2021
  • Baskı: 1
  • Tür: E-kitap
  • Basılı Olsaydı Fiyatı: 20,00
20,00 TL
8,00 TL

Bu kitap 2577 kez incelendi; 1671 adet satıldı.

Kategoriler: Bütün Hukuk Kitapları, Kongreler / Sempozyumlar, Medeni Hukuk

Bilindiği üzere yasal mal rejiminin tasfiyesi, 19 yıllık Yargıtay uygulaması ile birlikte kanundaki düzenlemeden farklı bir şekil almıştır.[1] Bir uygulamacı olarak bu konuyu seçmemizin nedeni, eklenecek değer ve üçüncü kişiye karşı dava hakkının Yargıtay uygulamasında, kanundaki düzenlemeden farklı yorumlanan konuların başında gelmesidir. Ayrıca ülkemizde, evlilik birliğinde sorunlar yaşanmaya başlayınca ya da boşanma davasının açılmasına yakın tarihlerde, malların tasfiyeye dahil olmaması için devredilmesi sıklıkla yaşanmaktadır.

Tebliğ içinde bahsedecek olduğumuz, eklenecek değer başlığı altında özellikle Yargıtay uygulaması ile farklı şekillenen konular şunlardır:

1. Davalıdan üçüncü kişiye bir devir olmamasına rağmen, doğrudan üçüncü kişi adına kaydedilen malvarlıklarının eklenecek değer olarak tasfiyeye girmesi,

2. Eklenecek değer iddiasında, bazı durumlarda katılma alacağını azaltma kastını ispat yükünün tersine çevrilmesi,

3. Eklenecek değere konu malvarlığının, devir tarihindeki değerinin değil, tasfiye tarihindeki değerinin tasfiyede dikkate alınması.

Tasarruf Özgürlüğü

Eklenecek değeri açıklamadan önce, eşlerin tasarruf özgürlüğünden bahsedilmesi gerekir. Medeni Kanun’un 193. maddesi eşler arasındaki tasarruf özgürlüğünü düzenlemektedir. Buna göre, “Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, eşlerden her biri diğeri ve üçüncü kişilerle her türlü hukuki işlemi yapabilir”

Yine eşler arasındaki tasarruf özgürlüğüne paralel bir düzenleme de mal rejimi hükümleri içinde TMK m. 223/f.1’de yer almaktadır. Bu hüküm aynı zamanda evliliğin genel hükümleri bölümünde yer alan TMK. m. 193 kuralının, yasal mal rejimi içindeki görünümüdür.[2] Söz konusu düzenleme ise şu şekildedir: “Her eş, yasal sınırlar içerisinde kişisel malları ile edinilmiş mallarını yönetme, bunlardan yararlanma ve bunlar üzerinde tasarrufta bulunma hakkına sahiptir”.

Bu düzenlemeler ile eşlerin, mülkiyetlerinde bulunan malvarlıkları ile ilgili olarak serbestçe işlem yapabilecekleri hüküm altına alınmıştır.

“Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça”, “yasal sınırlar içerisinde” ifadeleri tasarruf özgürlüğünün sınırlarını göstermektedir. Yani genel kural olan tasarruf özgürlüğünün bazı istisnaları bulunmaktadır. Aşağıda tasarruf özgürlüğünün Medeni Kanun’da düzenlenen istisnalarını ele almış bulunmaktayız. Bunlar dışında ayrıca Borçlar Kanunu alanında da bazı istisnalar bulunmaktadır. Ancak tebliğimizin konusu olmaması nedeni ile Borçlar Kanunu alanındaki istisnalar burada değerlendirilmemiştir.

Tasarruf Özgürlüğünün İstisnaları

Tasarruf özgürlüğünün istisnalarını, evliliğin genel hükümleri ve edinilmiş mallara katılma rejimi kapsamında olmak üzere ikiye ayırmak mümkündür.[3] Tebliğ konumuzun eklenecek değer olması nedeni ile diğer istisnaların sadece kanunda düzenleniş şeklini belirtmekle yetineceğiz.

1.Evliliğin Genel Hükümleri Kapsamında

a) TMK m. 194 “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz”.

b) TMK m. 199 “Ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan malî bir yükümlülüğün yerine getirilmesi gerektirdiği ölçüde, eşlerden birinin istemi üzerine hâkim, belirleyeceği malvarlığı değerleriyle ilgili tasarrufların ancak onun rızasıyla yapılabileceğine karar verebilir”.

2.Yasal Mal Rejimi Kapsamında

a) TMK m. 223/f.2 “Aksine anlaşma olmadıkça, eşlerden biri diğerinin rızası olmadan paylı mülkiyet konusu maldaki payı üzerinde tasarrufta bulunamaz.”

b) TMK m. 229 yine eşlerin tasarruf özgürlüğüne karşı malik olmayan eşi koruyan hükümlerden biridir. Tebliğ konumuz olarak bu maddeyi aşağıda ayrıntılı olarak ele alacağız. Ancak burada bir eşin, diğer eşin menfaatlerini zedelemesi ihtimaline karşı korunması, mal rejiminin sona ermesinden sonra gerçekleştirilebilmektedir. Bu sebeple tam bir istisna sayılmayabilir.[4]

Avukat

Av. Ayça ÖZDOGAN

  • Eğitim Sayısı 30
  • E-Kitap Sayısı 10
  • Eğitim Alan Kişi Sayısı 7771
  • E-Kitap Alan Kişi Sayısı 2151

Eğitmen Hakkında

Av. Ayça Özdoğan
1977 yılında İstanbul'da doğan Ayça Özdoğan, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1999 yılında mezun olmuştur. Avukatlık stajını İstanbul Barosu bünyesinde tamamlamış ve 2000 yılından beri serbest avukatlık yapmaktadır. 2010 yılından itibaren Türkiye Barolar Birliği Eğitim Merkezi’nde, 2011 yılından itibaren İstanbul Barosu Staj Eğitim Merkezi’nde ve yine 2010 yılından itibaren çeşitli özel üniversitelerin sürekli eğitim merkezlerinde ve yine davet edildiği barolarda stajyer avukatlar ve avukatlara “Aile Hukuku”, özellikle de “Yasal Mal Rejiminin Tasfiyesi” konularında teori ve pratiğe dayalı eğitimler vermektedir. 2008 yılından itibaren Aile Mahkemelerinde yasal mal rejiminin tasfiyesi konusunda hesap bilirkişisi olarak görev alan Ayça Özdoğan, Prof. Şükran Şıpka ile birlikte hazırladıkları “Eşler Arasındaki Malvarlığı Davaları” adında bir kitabı ve çeşitli dergilerde ve yayınlarda makaleleri yayınlanmıştır. Özellikle Aile Hukuku ile Miras Hukuku ile ilgilenmekte olup çalışmalarına bu alanlarda devam etmektedir. Hukuki çalışmalarının yanı sıra; aile, kadın ve çocuklarla ilgili çeşitli derneklerde faaliyetlerini sürdürmektedir.

Sosyal Medya


Av. Ayça Özdoğan
1977 yılında İstanbul'da doğan Ayça Özdoğan, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1999 yılında mezun olmuştur. Avukatlık stajını İstanbul Barosu bünyesinde tamamlamış ve 2000 yılından beri serbest avukatlık yapmaktadır. 2010 yılından itibaren Türkiye Barolar Birliği Eğitim Merkezi’nde, 2011 yılından itibaren İstanbul Barosu Staj Eğitim Merkezi’nde ve yine 2010 yılından itibaren çeşitli özel üniversitelerin sürekli eğitim merkezlerinde ve yine davet edildiği barolarda stajyer avukatlar ve avukatlara “Aile Hukuku”, özellikle de “Yasal Mal Rejiminin Tasfiyesi” konularında teori ve pratiğe dayalı eğitimler vermektedir. 2008 yılından itibaren Aile Mahkemelerinde yasal mal rejiminin tasfiyesi konusunda hesap bilirkişisi olarak görev alan Ayça Özdoğan, Prof. Şükran Şıpka ile birlikte hazırladıkları “Eşler Arasındaki Malvarlığı Davaları” adında bir kitabı ve çeşitli dergilerde ve yayınlarda makaleleri yayınlanmıştır. Özellikle Aile Hukuku ile Miras Hukuku ile ilgilenmekte olup çalışmalarına bu alanlarda devam etmektedir. Hukuki çalışmalarının yanı sıra; aile, kadın ve çocuklarla ilgili çeşitli derneklerde faaliyetlerini sürdürmektedir.


FORMÜL:

 

Kitabın Sayfa Sayısı / 2 x 1000 / 69000 = 1000 adet basılan bir kitap için kesilen ağaç sayısı

 

 

Kağıt yapımında, genellikle iğne yapraklı ağaçlardan Ladin ve Çam ağaçları kullanılmaktadır. Çoğunluk çam ağacına aittir.

 

Dünya çapında her gün 80.000 ila 160.000 ağaç kesilmekte ve kağıt endüstrisinde kullanılmaktadır. Ormanlar yok edilmekte, küresel ölçekte iklim değişikliğine sebep olmaktadır.

 

Bir çam ağacının boyunu ortalama 18 m, yarıçapı da 15 cm eder. Bu durumda bir çam ağacı 1,2717 metreküptür. 0.0083 metreküp odun yaklaşık 4,5 kg gelir. Bu durumda 1,2717 metreküp odun yani bir ağaç 690 kg gelecektir.

 

Bir ağaçtan elde edilen kağıt, ağacın ağırlığının yarısı kadar etmektedir.

 

O halde, ortalama bir çam ağacı 690 kg ettiğine göre, elde edilecek kağıt 345 kg olacaktır.

 

Bir A4 beyaz kağıdın ağırlığı 5 gr etmektedir. Demek ki, bir ağaçtan 345000/5 = 69000 adet A4 yaprağı elde edilmektedir.

 

Günümüzde özellikle dijital kitap baskılarında, kitabın boyutu ne olursa olsun A4 boyutunda kağıt harcanmakta olup, kesime giren kısımları atılmaktadır.

 

Buraya kadar elde edilen verilerle şöyle bir formül çıkartılabilmektedir:

 

Kitabın sayfa sayısı / 2 = kitapta kullanılan kağıt yaprağı.

 

Her kitabın asgari 1000 adet basıldığı (ki ortalama çok daha yüksek çıkacaktır)

 

FORMÜL:

 

Kitabın Sayfa Sayısı / 2 x 1000 / 69000 = 1000 adet basılan bir kitap için kesilen ağaç sayısı

 

E-kitaplar geleceğimizi kurtaracak. Gelin e-kitapları daha çok sevelim, doğaya bir nebze olsun nefes verelim.

 

Peki basılı kitapların çevreye verdiği tahribat sadece ağaç ile mi sınırlı? Tabii ki hayır! Bir araştırmaya göre, Amerika Birleşik Devletlerinde hava kirliliğinin yüzde yirmisini kağıt fabrikaları oluşturuyor. Bununla birlikte havayla sınırlı kalmayıp su kirliliğine de büyük ölçüde neden oluyor. Zira kağıt, yapısı gereğince bol suya ihtiyaç duyar.

 

Modern tesislerde bile 1 ton kağıt üretebilmek için yaklaşık 50 ton su kirletilmektedir.

 

Artık karar sizin? E-kitap teknolojisi yokken elbette kitaplar ağaçlardan daha önemli idi. Zira, entelektüel hale gelen her birey doğayı korumak için fazladan çaba harcayabilecek bilince kavuşmuş olacaktı.

 

Ya şimdi? Tamamen zararsız bir teknoloji varken, hala zararlı nostaljik alışkanlıklarınıza devam mı etmek istiyorsunuz? Siz bilirsiniz…