Menu

Arama Yapın

MARKA VE PATENT VEKİLLİĞİ SINAVINA HAZIRLIK EĞİTİMLERİNİ İNCELE!

Menu

Bu kitap, e-kitap formatında olduğu için 0,35 ağaç kesilmekten kurtarılmıştır.

E-Kitaplar

Tüketicinin Yeniden Kavramlaştırılması

  • Yayınevi: Aristo Yayınevi
  • Yazar: Öğr. Üyesi Nezihe TEKMAN
  • Sayfa Sayısı: 48
  • Yayın Tarihi: 10.05.2021
  • Baskı: 1
  • Tür: E-kitap
  • Basılı Olsaydı Fiyatı: 20,00
20,00 TL
8,00 TL

Bu kitap 2489 kez incelendi; 23 adet satıldı.

Kategoriler: Bütün Hukuk Kitapları, Kongreler / Sempozyumlar, Tüketici Hukuku

Avrupa Birliği, beş yüz milyondan fazla tüketiciden oluşan etkileyici bir iç pazar alanına sahiptir. Bu rakam, Avrupa Birliği kurumlarına ve Avrupa Birliği ülkelerindeki yasa koyuculara, vatandaşlarına tüketici rollerinde yeterli koruma sağlayabilmek adına sorumluluklar yüklemektedir.

Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın son yasama faaliyetlerine bakıldığında, Divan’ın, ‘tüketici’ kavramı kapsamına tüzel kişileri almadığı ve ‘tüketici’ kavramını gerçek kişilerle sınırlandırdığı görülmektedir[1]. Türkiye’de ise tüketici kavramı, ‘Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3. maddesinin 1. fıkrasının (k) bendinde tanımlanmıştır. Düzenlemeye göre tüketici kavramı, ‘ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi’ kapsar niteliktedir. Her iki tanım, genel hatlarıyla tüketiciyi usul olarak düzenlemekte fakat tüketicinin karakteristik olarak hangi özelliklere sahip olduğunu (veya olmadığını) tanımlamamaktadır.

Avrupa Birliği’nde, Haksız Ticari Uygulamalar Yönergesinin[2] yürürlüğe girmesinin üzerinden on altı yıl geçmiştir. Amaç, her zaman tüketici güvenini arttırmak, haksız ticari uygulamalar için piyasayı düzenlemek, işletmeler arasında rekabeti sağlamak ve sonuç olarak tüketicilerin haksız ticari uygulamalarla karşı karşıya kalmalarını önlemek olmuştur. Avrupa Birliği mevzuatının ‘mağdur tüketici’yi gündeme alarak, tüketicileri koruma düzeyini farklı bir standarda çektiği gözlemlenmektedir. Mağdur tüketiciyi sınıflandırıp mevzuata dâhil eden tek tüketici direktifi olmasına rağmen, mağdur tüketicinin sınıflandırılmasındaki eksiklikler ve/veya mağdur tüketicinin mağduriyetini belirlemeden (veya belirleyemeden) bir standart oluşturmamasının yine tüketiciyi bir dezavantaja sürüklediği, Avrupa Birliği’nin İşleyişi Hakkında Antlaşma’nın 267. maddesi altında Avrupa Adalet Divanının ön kararlarından gözlemlenebilir. Keza, Haksız Ticari Uygulamalar Yönergesi’nin 5(3) maddesinde, tüketicinin mağdur olarak sınıflandırılmasına etken faktörlerin, zihinsel veya fiziksel malullük, yaş veya safiyet olduğu görülmektedir. Bu faktörlerin, mağdur tüketicinin tanımını yapabilmek veya tüketicinin karakteristik özelliklerini ortaya koymak için bir başlangıç noktası olarak kabul edilebileceğini söylemek mümkündür.

Tüketici Hukuku’nda, artık yeni bir çağın başlaması gerekmektedir. Avrupa Birliği’nde yapılan araştırmalar ve içtihat kararları, tüketicilerin korunmasına yönelik belirlenen standardın, ortalama tüketiciden, mağdur tüketiciye geçmesi gerekliliği şeklinde yorumlanabilecektir. ‘Mağdur tüketici’ kavramının gündeme gelip, yasa koyucu tarafından, tüketici mevzuatının bir parçası haline getirilmesi ve bu tanımın aktif rol oynamasının zamanı gelmiştir.

Bu araştırmanın amacı, Avrupa Adalet Divanı’nın ön kararları ışığında, tüketicilerin korunması hakkındaki direktif, yönerge ve sair mevzuatta belirlenen standardın ortalama tüketiciden, mağdur tüketiciye çekilmesi durumunda, tüketicilerin kendilerine yasa tarafından tanınan hak ve özgürlüklerden efektif olarak faydalanabileceklerini göstermek ve deney ve araştırmalar neticesinde, ekonomide ve iç pazarda aktif rol oynayan tüketicileri, tüketici rollerinde koruyabilmektir. Devamla, ortalama tüketici ile mağdur tüketicinin arasındaki temel farkın, idrak veya anlayış farklılığı olduğunu söylemek mümkündür. Bu bağlamda, yapılan araştırmalar[3] sonucunda, özellikle Avrupa Birliği Komisyonu’nun ve mevzuatının öngördüğü, tüketicinin korunmasında kullanılan temel kavramın ‘ortalama tüketici’den ‘mağdur tüketici’ye geçmesinin, tüketicinin korunması açısından elzem olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim bu araştırmanın amacı, Avrupa Adalet Divanı’nın ön kararları ışığında, tüketicilerin korunması hakkındaki direktif, yönerge ve sair mevzuatta belirlenen standardın ortalama tüketiciden, mağdur tüketiciye çekilmesi durumunda, tüketicilerin kendilerine yasa tarafından tanınan hak ve özgürlüklerden efektif olarak faydalanabileceklerini göstermek ve deney ve araştırmalar neticesinde, ekonomide ve iç pazarda aktif rol oynayan tüketicileri, tüketici rollerinde koruyabilmektir. Dolayısıyla Tüketici Hukuku’nda, artık yeni bir çağın başlaması gerekmektedir. Avrupa Birliği’nde yapılan araştırmalar da bu şekilde yorumlanmakla, ‘mağdur tüketici’ kavramının, yasa koyucu tarafından, tüketici mevzuatının bir parçası haline getirilmesi ve bu tanımın aktif rol oynamasının zamanı gelmiştir.

Anahtar Kelimeler: Tüketici Hakları, Tüketicinin Korunması, Avrupa Tüketici Hakları, Haksız Ticari Uygulamalar.

 

[1] Bknz: Birleştirilmiş davalar C-541/99 and C-542/99 Cape Snc v Idealservice Srl and Idealservice MN RE Sas v OMAI Srl [2001] ECR I-09049, Joined Cases C-240/98 to C-244/98 Océano Grupo Editorial and Salvat Editores [2000] ECR I-4941 and C-484/08 Caja de Ahorros y Monte de Piedad de Madrid [2010] ECR I-04785,

[2] Directive 2005/29/EC of the European Parliament and of the Council of 11 May 2005 concerning unfair business-to-consumer commercial practices in the internal market and amending Council Directive 84/450/EEC, Directives 97/7/ EC, 98/27/EC and 2002/65/EC of the European Parliament and of the Council and Regulation (EC) No 2006/2004 of the European Parliament and of the Council (‘Unfair Commercial Practices Directive’), OJ L 149, 11.6.2005, p. 22–39

[3] European Commission DG Justice and Consumers, (2015). Consumer Conditions Scoreboard: Consumer at home in the Single Market – 2015 edition – Retrieved from: http:// ec.europa.eu/consumers_evidence/consumer_scoreboards/11_edition/index_en.htm

Akademisyen

Öğr. Üyesi Nezihe TEKMAN

  • Eğitim Sayısı 13
  • E-Kitap Sayısı 6
  • Eğitim Alan Kişi Sayısı 0
  • E-Kitap Alan Kişi Sayısı 46

Eğitmen Hakkında

Sosyal Medya


FORMÜL:

 

Kitabın Sayfa Sayısı / 2 x 1000 / 69000 = 1000 adet basılan bir kitap için kesilen ağaç sayısı

 

 

Kağıt yapımında, genellikle iğne yapraklı ağaçlardan Ladin ve Çam ağaçları kullanılmaktadır. Çoğunluk çam ağacına aittir.

 

Dünya çapında her gün 80.000 ila 160.000 ağaç kesilmekte ve kağıt endüstrisinde kullanılmaktadır. Ormanlar yok edilmekte, küresel ölçekte iklim değişikliğine sebep olmaktadır.

 

Bir çam ağacının boyunu ortalama 18 m, yarıçapı da 15 cm eder. Bu durumda bir çam ağacı 1,2717 metreküptür. 0.0083 metreküp odun yaklaşık 4,5 kg gelir. Bu durumda 1,2717 metreküp odun yani bir ağaç 690 kg gelecektir.

 

Bir ağaçtan elde edilen kağıt, ağacın ağırlığının yarısı kadar etmektedir.

 

O halde, ortalama bir çam ağacı 690 kg ettiğine göre, elde edilecek kağıt 345 kg olacaktır.

 

Bir A4 beyaz kağıdın ağırlığı 5 gr etmektedir. Demek ki, bir ağaçtan 345000/5 = 69000 adet A4 yaprağı elde edilmektedir.

 

Günümüzde özellikle dijital kitap baskılarında, kitabın boyutu ne olursa olsun A4 boyutunda kağıt harcanmakta olup, kesime giren kısımları atılmaktadır.

 

Buraya kadar elde edilen verilerle şöyle bir formül çıkartılabilmektedir:

 

Kitabın sayfa sayısı / 2 = kitapta kullanılan kağıt yaprağı.

 

Her kitabın asgari 1000 adet basıldığı (ki ortalama çok daha yüksek çıkacaktır)

 

FORMÜL:

 

Kitabın Sayfa Sayısı / 2 x 1000 / 69000 = 1000 adet basılan bir kitap için kesilen ağaç sayısı

 

E-kitaplar geleceğimizi kurtaracak. Gelin e-kitapları daha çok sevelim, doğaya bir nebze olsun nefes verelim.

 

Peki basılı kitapların çevreye verdiği tahribat sadece ağaç ile mi sınırlı? Tabii ki hayır! Bir araştırmaya göre, Amerika Birleşik Devletlerinde hava kirliliğinin yüzde yirmisini kağıt fabrikaları oluşturuyor. Bununla birlikte havayla sınırlı kalmayıp su kirliliğine de büyük ölçüde neden oluyor. Zira kağıt, yapısı gereğince bol suya ihtiyaç duyar.

 

Modern tesislerde bile 1 ton kağıt üretebilmek için yaklaşık 50 ton su kirletilmektedir.

 

Artık karar sizin? E-kitap teknolojisi yokken elbette kitaplar ağaçlardan daha önemli idi. Zira, entelektüel hale gelen her birey doğayı korumak için fazladan çaba harcayabilecek bilince kavuşmuş olacaktı.

 

Ya şimdi? Tamamen zararsız bir teknoloji varken, hala zararlı nostaljik alışkanlıklarınıza devam mı etmek istiyorsunuz? Siz bilirsiniz…