Menu

Arama Yapın

MARKA VE PATENT VEKİLLİĞİ SINAVINA HAZIRLIK EĞİTİMLERİNİ İNCELE!

Menu

Bu kitap, e-kitap formatında olduğu için 0,4 ağaç kesilmekten kurtarılmıştır.

E-Kitaplar

Sessiz Kalma Suretiyle Hak Kaybı İlkesine İlişkin Hukuki Esasların Değerlendirilmesi

30,00 TL
12,00 TL

Bu kitap 1507 kez incelendi; 33 adet satıldı.

Kategoriler: Bütün Hukuk Kitapları, Kongreler / Sempozyumlar, Ticaret Hukuku

Marka hukukunda sessiz kalmak suretiyle hak kaybı; hükümsüzlük davası, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet davalarında gündeme gelmektedir. Temeli dürüstlük kuralına dayanan sessiz kalma suretiyle hak kaybı ilkesi, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ile ilk kez pozitif dayanağa kavuşturulmuştur. Ancak ilkenin şartları ile hüküm ve sonuçlarına ilişkin pek çok husus açıklığa kavuşturulmamıştır. Bu tebliğin konusu, marka hukukunda istisnai bir yeri olan sessiz kalma suretiyle hak kaybı ilkesine ilişkin hukuki esasların değerlendirilmesi, gerek doktrindeki görüşler gerekse içtihatlara yansıyan tartışmalara ilişkin görüş ve önerilerimizin açıklanmasıdır. Bu bağlamda, öncelikle sessiz kalma suretiyle hak kaybı ilkesi ile korunmak istenen menfaat açıklanmış, ilkenin şartları ve bu şartlara ilişkin uygulamada ortaya çıkan önemli hususlar tartışılmıştır.

Akademisyen

Dr. Öğr. Üyesi Tamer PEKDİNÇER

  • Eğitim Sayısı 2
  • E-Kitap Sayısı 4
  • Eğitim Alan Kişi Sayısı 0
  • E-Kitap Alan Kişi Sayısı 43

Eğitmen Hakkında

Tamer Pekdinçer 14.06.1965 tarihinde İstanbul’da doğdu. Orta ve lise öğretimini İstanbul Saint Benoit Fransız Erkek Lisesi’nde tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Lisans mezuniyetinden sonra Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde önce yüksek lisans tezi olarak “Anonim Ortaklıklarda Hisse Senetlerinin Devri”, konulu çalışmasını ve -aynı Enstitüde- doktora tezi olarak “Marka Hakkı ve Korunması” konulu doktora tezini tamamladı. 1990 yılında Marmara Üniversitesi/Hukuk Fakültesi Özel Hukuk Bölümü Ticaret Hukuku Anabilim Dalında araştırma görevlisi olarak akademisyenliğe başlayıp, 2016 yılında Marmara Üniversitesi Özel Hukuk Bölümü Ticaret Hukuku / Fikri Mülkiyet Hukuku öğretim üyeliğinden emekli olan Pekdinçer, halihazırda hukuki danışmanlık ve avukatlık faaliyetlerine kurucusu olduğu Pekdinçer Hukuk Bürosu çatısı altında devam etmektedir. Akademik hayatı süresince Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde ve çeşitli Vakıf Üniversitelerinde başta Ticaret Hukuku, Fikri Mülkiyet Hukuku, Şirketler Hukuku, Kıymetli Evrak ve Rekabet Hukuku alanları olmak üzere lisans ve yüksek lisans derslerini veren Pekdinçer, halen İstanbul Barosu Fikri ve Sınai Haklar Komisyonu Başkanlığı görevini yürütmektedir.

Sosyal Medya


Tamer Pekdinçer 14.06.1965 tarihinde İstanbul’da doğdu. Orta ve lise öğretimini İstanbul Saint Benoit Fransız Erkek Lisesi’nde tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Lisans mezuniyetinden sonra Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde önce yüksek lisans tezi olarak “Anonim Ortaklıklarda Hisse Senetlerinin Devri”, konulu çalışmasını ve -aynı Enstitüde- doktora tezi olarak “Marka Hakkı ve Korunması” konulu doktora tezini tamamladı. 1990 yılında Marmara Üniversitesi/Hukuk Fakültesi Özel Hukuk Bölümü Ticaret Hukuku Anabilim Dalında araştırma görevlisi olarak akademisyenliğe başlayıp, 2016 yılında Marmara Üniversitesi Özel Hukuk Bölümü Ticaret Hukuku / Fikri Mülkiyet Hukuku öğretim üyeliğinden emekli olan Pekdinçer, halihazırda hukuki danışmanlık ve avukatlık faaliyetlerine kurucusu olduğu Pekdinçer Hukuk Bürosu çatısı altında devam etmektedir. Akademik hayatı süresince Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde ve çeşitli Vakıf Üniversitelerinde başta Ticaret Hukuku, Fikri Mülkiyet Hukuku, Şirketler Hukuku, Kıymetli Evrak ve Rekabet Hukuku alanları olmak üzere lisans ve yüksek lisans derslerini veren Pekdinçer, halen İstanbul Barosu Fikri ve Sınai Haklar Komisyonu Başkanlığı görevini yürütmektedir.


FORMÜL:

 

Kitabın Sayfa Sayısı / 2 x 1000 / 69000 = 1000 adet basılan bir kitap için kesilen ağaç sayısı

 

 

Kağıt yapımında, genellikle iğne yapraklı ağaçlardan Ladin ve Çam ağaçları kullanılmaktadır. Çoğunluk çam ağacına aittir.

 

Dünya çapında her gün 80.000 ila 160.000 ağaç kesilmekte ve kağıt endüstrisinde kullanılmaktadır. Ormanlar yok edilmekte, küresel ölçekte iklim değişikliğine sebep olmaktadır.

 

Bir çam ağacının boyunu ortalama 18 m, yarıçapı da 15 cm eder. Bu durumda bir çam ağacı 1,2717 metreküptür. 0.0083 metreküp odun yaklaşık 4,5 kg gelir. Bu durumda 1,2717 metreküp odun yani bir ağaç 690 kg gelecektir.

 

Bir ağaçtan elde edilen kağıt, ağacın ağırlığının yarısı kadar etmektedir.

 

O halde, ortalama bir çam ağacı 690 kg ettiğine göre, elde edilecek kağıt 345 kg olacaktır.

 

Bir A4 beyaz kağıdın ağırlığı 5 gr etmektedir. Demek ki, bir ağaçtan 345000/5 = 69000 adet A4 yaprağı elde edilmektedir.

 

Günümüzde özellikle dijital kitap baskılarında, kitabın boyutu ne olursa olsun A4 boyutunda kağıt harcanmakta olup, kesime giren kısımları atılmaktadır.

 

Buraya kadar elde edilen verilerle şöyle bir formül çıkartılabilmektedir:

 

Kitabın sayfa sayısı / 2 = kitapta kullanılan kağıt yaprağı.

 

Her kitabın asgari 1000 adet basıldığı (ki ortalama çok daha yüksek çıkacaktır)

 

FORMÜL:

 

Kitabın Sayfa Sayısı / 2 x 1000 / 69000 = 1000 adet basılan bir kitap için kesilen ağaç sayısı

 

E-kitaplar geleceğimizi kurtaracak. Gelin e-kitapları daha çok sevelim, doğaya bir nebze olsun nefes verelim.

 

Peki basılı kitapların çevreye verdiği tahribat sadece ağaç ile mi sınırlı? Tabii ki hayır! Bir araştırmaya göre, Amerika Birleşik Devletlerinde hava kirliliğinin yüzde yirmisini kağıt fabrikaları oluşturuyor. Bununla birlikte havayla sınırlı kalmayıp su kirliliğine de büyük ölçüde neden oluyor. Zira kağıt, yapısı gereğince bol suya ihtiyaç duyar.

 

Modern tesislerde bile 1 ton kağıt üretebilmek için yaklaşık 50 ton su kirletilmektedir.

 

Artık karar sizin? E-kitap teknolojisi yokken elbette kitaplar ağaçlardan daha önemli idi. Zira, entelektüel hale gelen her birey doğayı korumak için fazladan çaba harcayabilecek bilince kavuşmuş olacaktı.

 

Ya şimdi? Tamamen zararsız bir teknoloji varken, hala zararlı nostaljik alışkanlıklarınıza devam mı etmek istiyorsunuz? Siz bilirsiniz…