Menu

Arama Yapın

MARKA VE PATENT VEKİLLİĞİ SINAVINA HAZIRLIK EĞİTİMLERİNİ İNCELE!

Menu

Bu kitap, e-kitap formatında olduğu için 0,93 ağaç kesilmekten kurtarılmıştır.

E-Kitaplar

İnternet Sözleşmelerinde Haksız Şartlar

  • Yayınevi: Aristo Yayınevi
  • Yazar: Prof. Dr. H. Tamer İNAL
  • Sayfa Sayısı: 128
  • Yayın Tarihi: 01.03.2018
  • Baskı: 1
  • Tür: E-kitap
  • Basılı Olsaydı Fiyatı: 65,00
65,00 TL
26,00 TL

Bu kitap 1919 kez incelendi; 207 adet satıldı.

Kategoriler: Borçlar Hukuku, Bütün Hukuk Kitapları, Sözleşmeler Hukuku, Tüketici Hukuku

Haksızlığın olağan görülmesi, HUKUKUN işlevinin gereği gibi gerçekleştirilemediğinin işaretidir. Güvensizlik ortamının tek sebebi ise, hukukun gereği gibi uygulanmaması veya hukukun uygulanmasına yeterli düzeyde güvenilememesidir. Kanun, bütün herkesi sıkı sıkıya bağladığı için, kanuna uyumlu olmak gerekmektedir. Sözleşmeler ise, nisbî niteliği gereği olarak, sözleşmeyi kuran tarafları kanun kadar kuvvetle bağlamaktadır. Fransız Medeni Kanunu (Code civil Art. 1103, “Les contrats légalement formés tiennent lieu de loi à ceux qui les ont faits”) hükmü ile, Pacta sunt servanda, ahde vefa ilkesinin önemini vurgulamakta ve kanuna uygun surette düzenlenen sözleşmelerin, sözleşmenin tarafları açısından, kanun gibidir demekle, sözleşmelerin gücünü tarif etmiştir. Böylece sözleşmeler taraflarını kanun kadar kuvvetle bağlamaktadır. Ahlâkî temeller, tarafların sözleşmeyi tam ve gereği gibi ifa etmelerini gerektirmektedir. Taraflar karşılıklı olarak verdikleri söze itibar edeceklerdir. Taraflar, sözleşme yaparak sağladıklarını gerçekleştirecek ve sözlerini boşa çıkarmayacaklardır. Sözleşme tarafları açısından ve hâkimin kabulü ile kanun kadar kuvvetlidir. Sözleşme, hükümleri ile taraflarını kanun kadar kuvvetle bağladığına göre, bunun aksini yükleyen emredici nitelikte bir kanun hükmü yoksa, sözleşmenin hükümlerine itibar edilecektir. Gerek kanunlara, gerekse tarafların aralarında yaptıkları sözleşmelere uyum sağlanıyorsa, ülkede düzen devam edecektir. İnsanlar birbirlerinden şüphe etmeyecek, barış içinde yaşam sürecektir. Sözleşmelere, muhtelif şartları yerleştirmek mümkündür. Ancak söz konusu şartın ifası imkânsız veya mahiyeti hukuka aykırı ise, şart geçerli kabul edilmeyecektir. Taraflar karşılıklı olarak, birbirlerine rızalarını sağlarken, sözleşme içeriğine konulan şartın gerçekleşmesi için gerekli olan olay, imkânsız ise, yani gökyüzüne parmakla dokunmak (Si caelum digito tetigeris) gibi; başlangıçtan itibaren imkânsızlık hâli varsa; başlangıçtan itibaren olayın gerçekleĢmeyeceği açıklık kazandığı için, herhangi bir kuşkuya yer kalmamaktadır. Bu durumda, şartı koyan tarafın, aslında sözleşme ile bağlanmayı istemediği anlaşılacaktır. İmkânsızlık sadece mutlak bir imkânsızlık hâlinden ibaret değildir. Olağanüstü denilebilecek imkânları kullanmakla üstesinden gelinemeyen olay da, imkânsız bir beklenti olacaktır. İmkânsızlık, mücbir sebep hâli gibi görecelidir. Bozucu şarta bağlı bir askı durumunda (condition suspensive), yani gerçekleşeceği şüpheli bir duruma bağlı olaya karşılık; gerçekleşmesi mümkün olan bir olayda (Si non caelum digito tetigeris), borç ihtimallerin gerçekleşme olasılığına bağlanmış değildir.

Hukuka aykırılık sadece olayın tipine bağlı değil, aynı zamanda tarafların iradelerine, niyetlerine de bağlıdır. Hukuka aykırılık, kişinin hukuk düzenine, kanuna, ahlâka ve âdaba aykırı işlem yapmasına dönük temayülüne ve içgüdüsü ile ilintilidir. Şartın imkânsızlığı veya hukuka aykırılığı hâlinde, sözleşmenin geçersizliğine gidilebileceği gibi; haksız şartlarda olduğu üzere, sözleşmenin taşıdığı ve yazılmamış sayılan haksız şart veya genel iĢşlem koşulları dışındaki kalan hükümleri geçerliliğini koruyacaktır. 6502/TKHK kapsamında “Haksız şart; tüketiciyle müzakere edilmeden sözleşmeye dâhil edilen ve tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde dürüstlük kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme şartlarıdır” (m.5/2). “Tüketiciyle akdedilen sözleşmelerde yer alan haksız şartlar kesin olarak hükümsüzdür. Sözleşmenin haksız şartlar dışındaki hükümleri geçerliliğini korur. Bu durumda sözleşmeyi düzenleyen, kesin olarak hükümsüz sayılan şartlar olmasaydı diğer hükümlerle sözleşmeyi yapmayacak olduğunuileri süremez” (m.5/2). Keza 6098/TBK m. 21 hükmünde “Yazılmamış sayılma” hükmü düzenlenmiş ve “Karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlıdır. Aksi takdirde, genel işlem koşulları yazılmamış sayılır” (m.21/I). “Sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı olan genel işlem koşulları da yazılmamış sayılır” (m.21/II). Yazılmamış sayılmanın sözleşmeye etkisi ise, “Sözleşmenin yazılmamış sayılan genel işlem koşulları dışındaki hükümleri geçerliliğini korur. Bu durumda düzenleyen, yazılmamış sayılan koşullar olmasaydı, diğer hükümlerle sözleşmeyi yapmayacak olduğunu ileri süremez” (m.22/I).

Sözleşmenin tamamının kesin hükümsüzlüğüne veya hükmün yazılmamış sayılmasına gitmek yolunda ölçüt; şartın, taraflar arasında yapılmış olan sözleşmenin yapılış sebebi olup olmadığına bağlıdır. Nitekim sözleşmenin kurulması esnasında gerçekleşmesi mümkün olan şart, sözleşmenin ifası esnasında imkânsızlığa dönüştüğü takdirde ve şartın varlığı ise, sözleşmenin kurulmasının aslî sebebi (condictio sine qua non) olup olmamasına bağlı olarak, bu imkânsızlığının meydana çıkması, sözleşmenin veya şartın geçersizliğine sebep olacaktır.

Prof. Dr. H. Tamer İNAL

  • Eğitim Sayısı 0
  • E-Kitap Sayısı 1
  • Eğitim Alan Kişi Sayısı 0
  • E-Kitap Alan Kişi Sayısı 0

Eğitmen Hakkında

Prof. Dr. Hamdi Tamer İnal, 23 Mart 1943'de Ankara'da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Galatasaray Lisesi'nde yaptı. Paris 1 Üniversitesi, Panthéon-Sorbonne Hukuk Fakültesi ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde (fark dersleri ile) 1974-1982 yılları arasında yüksek eğitimini yaptı. Aynı dönem içinde Sorbonne Üniversitesinde Yüksek Lisansını da tamamladı. 1992 yılında Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı'nda doktorasını verdi. 2000 yılında Medeni Hukuk Doçenti, 2006 yılında T.C. Beykent Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Uluslararası Ticaret Bölümü'nde Medeni Hukuk Profesörü oldu. Prof. Tamer İnal, mesleki kariyerine 1976 yılında Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Fakültesinde asistan olarak başladı. Daha sonra Gazi Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Galatasaray Üniversitesi'nde görev yaptı. Son olarak Beykent Üniversitesi'nde İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde Uluslararası Ticaret Bölüm Başkanı olarak görevini sürdürmektedir.

Sosyal Medya


Prof. Dr. Hamdi Tamer İnal, 23 Mart 1943'de Ankara'da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Galatasaray Lisesi'nde yaptı. Paris 1 Üniversitesi, Panthéon-Sorbonne Hukuk Fakültesi ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde (fark dersleri ile) 1974-1982 yılları arasında yüksek eğitimini yaptı. Aynı dönem içinde Sorbonne Üniversitesinde Yüksek Lisansını da tamamladı. 1992 yılında Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı'nda doktorasını verdi. 2000 yılında Medeni Hukuk Doçenti, 2006 yılında T.C. Beykent Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Uluslararası Ticaret Bölümü'nde Medeni Hukuk Profesörü oldu. Prof. Tamer İnal, mesleki kariyerine 1976 yılında Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Fakültesinde asistan olarak başladı. Daha sonra Gazi Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Galatasaray Üniversitesi'nde görev yaptı. Son olarak Beykent Üniversitesi'nde İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde Uluslararası Ticaret Bölüm Başkanı olarak görevini sürdürmektedir.


FORMÜL:

 

Kitabın Sayfa Sayısı / 2 x 1000 / 69000 = 1000 adet basılan bir kitap için kesilen ağaç sayısı

 

 

Kağıt yapımında, genellikle iğne yapraklı ağaçlardan Ladin ve Çam ağaçları kullanılmaktadır. Çoğunluk çam ağacına aittir.

 

Dünya çapında her gün 80.000 ila 160.000 ağaç kesilmekte ve kağıt endüstrisinde kullanılmaktadır. Ormanlar yok edilmekte, küresel ölçekte iklim değişikliğine sebep olmaktadır.

 

Bir çam ağacının boyunu ortalama 18 m, yarıçapı da 15 cm eder. Bu durumda bir çam ağacı 1,2717 metreküptür. 0.0083 metreküp odun yaklaşık 4,5 kg gelir. Bu durumda 1,2717 metreküp odun yani bir ağaç 690 kg gelecektir.

 

Bir ağaçtan elde edilen kağıt, ağacın ağırlığının yarısı kadar etmektedir.

 

O halde, ortalama bir çam ağacı 690 kg ettiğine göre, elde edilecek kağıt 345 kg olacaktır.

 

Bir A4 beyaz kağıdın ağırlığı 5 gr etmektedir. Demek ki, bir ağaçtan 345000/5 = 69000 adet A4 yaprağı elde edilmektedir.

 

Günümüzde özellikle dijital kitap baskılarında, kitabın boyutu ne olursa olsun A4 boyutunda kağıt harcanmakta olup, kesime giren kısımları atılmaktadır.

 

Buraya kadar elde edilen verilerle şöyle bir formül çıkartılabilmektedir:

 

Kitabın sayfa sayısı / 2 = kitapta kullanılan kağıt yaprağı.

 

Her kitabın asgari 1000 adet basıldığı (ki ortalama çok daha yüksek çıkacaktır)

 

FORMÜL:

 

Kitabın Sayfa Sayısı / 2 x 1000 / 69000 = 1000 adet basılan bir kitap için kesilen ağaç sayısı

 

E-kitaplar geleceğimizi kurtaracak. Gelin e-kitapları daha çok sevelim, doğaya bir nebze olsun nefes verelim.

 

Peki basılı kitapların çevreye verdiği tahribat sadece ağaç ile mi sınırlı? Tabii ki hayır! Bir araştırmaya göre, Amerika Birleşik Devletlerinde hava kirliliğinin yüzde yirmisini kağıt fabrikaları oluşturuyor. Bununla birlikte havayla sınırlı kalmayıp su kirliliğine de büyük ölçüde neden oluyor. Zira kağıt, yapısı gereğince bol suya ihtiyaç duyar.

 

Modern tesislerde bile 1 ton kağıt üretebilmek için yaklaşık 50 ton su kirletilmektedir.

 

Artık karar sizin? E-kitap teknolojisi yokken elbette kitaplar ağaçlardan daha önemli idi. Zira, entelektüel hale gelen her birey doğayı korumak için fazladan çaba harcayabilecek bilince kavuşmuş olacaktı.

 

Ya şimdi? Tamamen zararsız bir teknoloji varken, hala zararlı nostaljik alışkanlıklarınıza devam mı etmek istiyorsunuz? Siz bilirsiniz…