Menu

Arama Yapın

MARKA VE PATENT VEKİLLİĞİ SINAVINA HAZIRLIK EĞİTİMLERİNİ İNCELE!

Menu

Bu kitap, e-kitap formatında olduğu için 2,74 ağaç kesilmekten kurtarılmıştır.

E-Kitaplar

Marka Hukuku’nda Kullanım Sonucu Ayırt Edicilik Kazandırma

  • Yayınevi: Aristo Yayınevi
  • Yazar: Doç. Dr. Yıldırım KESER
  • Sayfa Sayısı: 378
  • Yayın Tarihi: 23.09.2020
  • Baskı: 1
  • Tür: E-kitap
  • Basılı Olsaydı Fiyatı: 160,00
160,00 TL
64,00 TL

Bu kitap 2353 kez incelendi; 119 adet satıldı.

Kategoriler: Bütün Hukuk Kitapları, Fikri Sinai Mülkiyet Hukuku

Dünyadaki ekonomik gelişmeler marka sahiplerinin haklarının sadece ulusal ölçekte değil, uluslararası alanda da korunması gerektiğini öne çıkarmaktadır. Marka başvuru sahibine, tek bir başvuru ile çok sayıda ülkede tescil yaptırılabilme imkânını sağlamak amacıyla önemli adımlar atılmıştır.

Ülkemizde de, AT-Türkiye Ortaklık Konseyi’nin 06.03.1995 tarih ve 1/95 sayılı Kararı’ndan sonra vermiş olduğu taahhütleri yerine getirmek amacıyla, 4113 sayılı Kanun’un verdiği yetkiye dayanılarak, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname çıkarılmıştır. Kanunî düzenleme hazırlanırken, 89/104 sayı ve 22.12.1988 tarihli Marka Harmonizasyonu Konsey Yönergesi ve 40/94 sayı ve 20.12.1994 tarihli Topluluk Marka Tüzüğü hükümleri esas alınmıştır. 89/104 sayı ve 22.12.1988 tarihli Marka Harmonizasyonu Konsey Yönergesi 22.10.2008 tarihinde değiştirilerek Üye Ülkelerin Markalara İlişkin Kanunlarının Uyumlaştırılmasına Yönelik 2008/95 sayılı Yönerge adını almıştır. (AB Marka Yönergesi) 40/94 sayı ve 20.12.1994 tarihli Topluluk Marka Tüzüğü, 26.02.2009 yılında değişiklikle 207/2009 sayılı Topluluk Marka Tüzük adını almıştır. (AB Marka Tüzüğü)

Kullanım sonucu ayırt edicilik kazanma kavramı geçmişten günümüze marka hukukunun en can alıcı konularından biri olmuştur.  Bazı işaretlerin marka olarak tescil edilebilmesi mümkün iken, bazı işaretlerin ise tescil edilebilmesi mümkün değildir. 556 sayılı KHK’da, AB Marka Tüzüğü ve AB Marka Yönergesi’ne uygun olarak mutlak ve nispi red nedenleri düzenlenmiştir (556 sayılı KHK md 7 ve 8). Mutlak red nedenleri düzenlenirken esas alınan kamu yararıdır. Nispi red nedenleri düzenlenirken esas alınan ise bireysel yararlardır.  556 sayılı KHK tarafından, mutlak red nedenleri arasında da ayrıma gidilerek hangilerinin kullanım sonucu aşılabileceği, hangilerinin ise aşılamayacağı düzenlenmiştir. Bu düzenlemenin amacı tescili mümkün olmayan işarete kullanım sonucu ayırt edicilik kazandıran kişinin emek ve kararlılığını korumaktır.

Kullanım sonucu ayırt edicilik kazanma kavramının kanunî düzenlemelerde (556 sayılı KHK ve ilgili yönetmelik) tanımı yapılmamış ve şartları da belirtilmemiştir. Bunun sebebi, kavramın tanımının ve şartlarının her somut olaya ve zamana göre farklılık arz etmesidir. Bu konuyu tez konusu olarak seçmemizin en önemli nedenlerinden biri de kavramın bu özelliğidir.

Kanunî düzenlemede (556 sayılı KHK ve ilgili yönetmelik), kullanım sonucu ayırt edicilik kazanmanın tescil öncesi ve sonrası etkileri ayrı ayrı düzenlenmiştir. 556 sayılı KHK’nın yürürlüğünden günümüze getirmiş olduğu düzenlemeler yeterli değildir. Bu nedenle de, 5194 sayılı “Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” un 13. maddesi ile kullanım sonucu ayırt edicilik kazanmaya ilişkin hükümler olan md 7/son ve md 42/son’da değişikliğe gidilmiştir. Yapılan değişiklikler de yeterli olmamıştır. Türk Hukuku’nda ilgili hükümler ciddi eleştiriler almaktadır ve öğretide görüş ayrılıklarına neden olmaktadır. Çalışmamızda, Marka Kanunu Tasarısı hükümleri ile mevcut düzenlemeler karşılaştırılmıştır. Ayrıca, Amerikan Sistemi ve Kıta Avrupası Sistemi ile mevcut kanunî düzenlemeler kıyaslanarak olması gereken düzenlemeler tespit edilmeye çalışılacaktır.

Kullanım sonucu ayırt edicilik kazanma kavramının konu olduğu mahkeme kararları da konunun aydınlatılmasında önemli rol oynamaktadır. Özellikle, Avrupa Toplulukları Adalet Divanı (ATAD) Kararları, Avrupa Birliği ülkeleri açısından bağlayıcı olduğundan kavramın şartları ve sonuçları için getirmiş olduğu kriterler son derece önemlidir. Her ne kadar ülkemiz Avrupa Birliği üyesi olmasa da  ATAD kararları Türk Öğretisi’nde ve Türk Yargı’sında önemli yer bulmaktadır. Mahkeme kararları dışında marka tescil sürecinde önemli bir yere sahiptir. Bir markanın tescil başvurusunun kısa sürede ve kanuna uygun olarak sonuçlandırılması marka sahibinin haklarını koruma yolunda atılacak en önemli adımdır. Çalışmamızda, çeşitli ülkelerin ve TPE’nin karar kriterleri de incelenmiştir.

Akademisyen

Doç. Dr. Yıldırım KESER

  • Eğitim Sayısı 28
  • E-Kitap Sayısı 12
  • Eğitim Alan Kişi Sayısı 314
  • E-Kitap Alan Kişi Sayısı 2373

Eğitmen Hakkında

AKADEMİK İŞ DENEYİMİ

2020 - Aktif

DOKTOR ÖĞRETİM ÜYESİ

ANKARA HACI BAYRAM VELİ ÜNİVERSİTESİ

Hukuk Fakültesi̇/Özel Hukuk Bölümü

2018-2020

ARAŞTIRMA GÖREVLİSİ

ANKARA HACI BAYRAM VELİ ÜNİVERSİTESİ

Hukuk Fakültesi̇/Özel Hukuk Bölümü

2009-2018

ARAŞTIRMA GÖREVLİSİ

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

Hukuk Fakültesi̇/Özel Hukuk Bölümü

Sosyal Medya


AKADEMİK İŞ DENEYİMİ

2020 - Aktif

DOKTOR ÖĞRETİM ÜYESİ

ANKARA HACI BAYRAM VELİ ÜNİVERSİTESİ

Hukuk Fakültesi̇/Özel Hukuk Bölümü

2018-2020

ARAŞTIRMA GÖREVLİSİ

ANKARA HACI BAYRAM VELİ ÜNİVERSİTESİ

Hukuk Fakültesi̇/Özel Hukuk Bölümü

2009-2018

ARAŞTIRMA GÖREVLİSİ

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

Hukuk Fakültesi̇/Özel Hukuk Bölümü


FORMÜL:

 

Kitabın Sayfa Sayısı / 2 x 1000 / 69000 = 1000 adet basılan bir kitap için kesilen ağaç sayısı

 

 

Kağıt yapımında, genellikle iğne yapraklı ağaçlardan Ladin ve Çam ağaçları kullanılmaktadır. Çoğunluk çam ağacına aittir.

 

Dünya çapında her gün 80.000 ila 160.000 ağaç kesilmekte ve kağıt endüstrisinde kullanılmaktadır. Ormanlar yok edilmekte, küresel ölçekte iklim değişikliğine sebep olmaktadır.

 

Bir çam ağacının boyunu ortalama 18 m, yarıçapı da 15 cm eder. Bu durumda bir çam ağacı 1,2717 metreküptür. 0.0083 metreküp odun yaklaşık 4,5 kg gelir. Bu durumda 1,2717 metreküp odun yani bir ağaç 690 kg gelecektir.

 

Bir ağaçtan elde edilen kağıt, ağacın ağırlığının yarısı kadar etmektedir.

 

O halde, ortalama bir çam ağacı 690 kg ettiğine göre, elde edilecek kağıt 345 kg olacaktır.

 

Bir A4 beyaz kağıdın ağırlığı 5 gr etmektedir. Demek ki, bir ağaçtan 345000/5 = 69000 adet A4 yaprağı elde edilmektedir.

 

Günümüzde özellikle dijital kitap baskılarında, kitabın boyutu ne olursa olsun A4 boyutunda kağıt harcanmakta olup, kesime giren kısımları atılmaktadır.

 

Buraya kadar elde edilen verilerle şöyle bir formül çıkartılabilmektedir:

 

Kitabın sayfa sayısı / 2 = kitapta kullanılan kağıt yaprağı.

 

Her kitabın asgari 1000 adet basıldığı (ki ortalama çok daha yüksek çıkacaktır)

 

FORMÜL:

 

Kitabın Sayfa Sayısı / 2 x 1000 / 69000 = 1000 adet basılan bir kitap için kesilen ağaç sayısı

 

E-kitaplar geleceğimizi kurtaracak. Gelin e-kitapları daha çok sevelim, doğaya bir nebze olsun nefes verelim.

 

Peki basılı kitapların çevreye verdiği tahribat sadece ağaç ile mi sınırlı? Tabii ki hayır! Bir araştırmaya göre, Amerika Birleşik Devletlerinde hava kirliliğinin yüzde yirmisini kağıt fabrikaları oluşturuyor. Bununla birlikte havayla sınırlı kalmayıp su kirliliğine de büyük ölçüde neden oluyor. Zira kağıt, yapısı gereğince bol suya ihtiyaç duyar.

 

Modern tesislerde bile 1 ton kağıt üretebilmek için yaklaşık 50 ton su kirletilmektedir.

 

Artık karar sizin? E-kitap teknolojisi yokken elbette kitaplar ağaçlardan daha önemli idi. Zira, entelektüel hale gelen her birey doğayı korumak için fazladan çaba harcayabilecek bilince kavuşmuş olacaktı.

 

Ya şimdi? Tamamen zararsız bir teknoloji varken, hala zararlı nostaljik alışkanlıklarınıza devam mı etmek istiyorsunuz? Siz bilirsiniz…