ÖZET
İletişim kuramcısı Marshall McLuhan tarafından 1960’larda ilk kez “küresel köy” (The Global Village) kavramı ortaya atılmıştır[1]. Bu kavram, kitle iletişim araçlarının kullanımının toplum tarafından hızla yayılacağı ve bu yayılımın sonucunda dünyanın küresel bir köy haline geleceği tezine dayanmaktadır. Özellikle internetin hayatımızda daha da belirleyici olduğu günümüz toplumlarında bu tez çoktan ispatlanmış görülmektedir. İnternet teknolojisinde yaşanan hızlı gelişmeler tüketicileri “geleneksel tüketici” olmaktan çıkarıp, çevrimiçi (elektronik) tüketicilere dönüştürmektedir. UCLA İletişim Politikası Merkezi’ne göre çevrimiçi alışveriş, email/anlık mesajlaşma hizmetleri ve Web taramasından sonra en yaygın üçüncü internet aktivitesi olmakla beraber, eğlence haberlerinden bile daha yaygındır[2].
İnternette gerçekleşecek tüketici ilişkileri mesafeli satışlar olarak adlandırılmaktadır. Mesafeli sözleşmelerde satıcı ve sağlayıcı karşı karşıya gelmemektedir. Bu tür satışlar arttıkça, Avrupa’da ve Türk Hukuku’nda tüketicilerin korunması gerektiği düşüncesi ortaya çıkmıştır.
Çalışmamız mesafeli sözleşmeler bakımından tüketicinin karşılaşabileceği sorunları ve buna yönelik çözüm önerilerini içermektedir.
Anahtar Kelimeler: internet alışverişleri, tüketicinin korunması, tüketici hakları.
ABSTRACT
In the 1960s, the concept of “Global Village” was introduced for the first time, by communication theorist Marshall McLuhan. This concept says that the use of mass media will spread rapidly by the society. And as a result of this expansion the world will become a global village. In particular, this thesis has already been proven. The rapid developments in internet technology have transformed consumers from being “traditional consumers”, into “online consumers”. According to the UCLA Communication Policy Center, online shopping is the third most common internet activity after email, instant messaging services and web browsing. It's even more common than entertainment news.
Consumer relations on the Internet are called distant sales. In distance contracts, the seller and the provider are not confronted. As such sales increased, the idea that consumers in Europe and Turkish Law should be protected emerged.
Our study includes the problems that the consumer may encounter in terms of distance contracts and solutions for this.
Keywords: internet shopping, consumer protection, consumer rights.
Giriş: Roma Hukuku Stipulatio’sundan Günümüz Elektronik Sözleşmesine Kısa Bir Değerlendirme
Roma Hukuku’nun özellikle eski dönemlerinde hukuki işlemlerin hemen hemen tamamının geçerliliğinin resmi şekillere ve törenlere bağlandığı görülmektedir[3]. Sözlü bir akit olan stipulatio, alacaklı tarafın akdin içeriğini kapsayan, belli kelimeler kullanarak sorduğu bir soruya karşılık, borçlunun da akdin muhtevasını yerine getireceğini aynı kelimeleri kullanarak derhal, kayıtsız ve şartsız olarak yanıtlamasıyla oluşurdu[4]. Geçerli bir stipulatio’nun kurulabilmesi için taraflardan birinin belli kelimeler kullanarak sorduğu soruya, diğer tarafın aynı kelimeler ile ve kayıtsız şartsız olarak söz konusu bu hukuki işlemi kabulünü içeren bir cevap vermesi gerekmekteydi[5].
Stipulatio hazırlar arasında; sözlü olarak sorulup ve hemen ardından cevap verilerek yapılan bir hukuki işlemdir. Roma hukukunda stipulatio en geniş uygulama alanı bulan akittir. İus civile tarafından borç doğurucu bir akit olarak kabul edilmeyen tüm anlaşmalar, sözlü şekilde yani stipualatio olarak yapılırsa geçerli olurdu.
Roma Hukuku’nda mülkiyetin devren kazanılmasında kullanılan hukuki işlemlerden biri de “mancipatio” işlemi idi. Beş ergen Roma vatandaşı şahit, bir terazi tutan (libripens), malı devreden ve devralan olmak üzere toplam sekiz kişinin hazır bulunduğu sözlü ve merasimli bir işlem olduğu kaynaklardan anlaşılmaktadır[6].
Roma’da, Klasik Hukuk Dönemi’nde mülkiyetin devri işlemlerinden bir diğeri ise “in iure cessio” idi. In iure cessio ile malın mülkiyetini devretmek ve devralmak isteyen kimseler aralarında anlaşarak, devre konu olan mal taşınır ise malın kendisini; taşınmaz ise temsilen maldan bir parçayı alıp, praetor veya magistra (ya da vali) önüne giderlerdi. Malın mülkiyetini devralacak kimse, devre konu olan malın ius civile’ye göre kendisine ait olduğunu beyan eder, karşı taraf da bu hususu ya kabul eder ya da susardı. Bunun üzerine praetor veya magistra (ya da vali) malın devralana ait olduğunu beyan etmekteydi. Söz konusu şekil şartlarına uyulmadan yapılan bir in iure cessio işlemi hükümsüz olduğundan dolayı, hukuki işleme konu olan malın mülkiyeti karşı tarafa geçmemekteydi[7].
Görüldüğü üzere başlangıçta merasime, törene bağlı olarak yapılması gereken ve bu şekilde yapılmadıkça geçerliliği bulunmayan hukuki işlemler, günümüzde elektronik ortamda tek bir “tık” ile halledilebilir hale gelmiş bulunmaktadır[8]. Hatta yapay zekalı mağazalar sayesinde insanlar, ödeme aşaması da dahil hiç kimseyle iletişime geçmek zorunda kalmadan alışveriş yapabilmektedir. Örneğin, “Amazon”[9] 2018 yılının başlarında Seattle’da yapay zekâ, kamera ve sensörlerle çalışan bir mağaza açmıştır. Ancak bu mağaza, diğer mağazalardan tamamen farklılık arz etmektedir. Zira bu mağazada hiç kasiyer bulunmamaktadır[10]. Mağazaya girebilmek için, öncelikle bir uygulamaya ihtiyaç bulunmaktadır[11]. Uygulamaya Amazon hesabıyla giriş yapmak ve en az bir tane kredi kartının bu hesaba bağlı olması gerekmektedir. Böylece alışveriş bittiği anda Amazon ödemeyi kredi kartından anında tahsil edebilecektir. Mağazaya uygulamanın oluşturduğu karekodu okutarak giriş yapılabilmekte ve arzu edilen ürün alınarak, ödeme yapmadan çıkılabilmektedir. Raflardan alınan her ürün, mağazadaki kameralar ve raflardaki ağırlık sensörleri yardımıyla kişinin sanal sepetine eklenmekte, eğer ürün tekrar yerine koyulursa sepetten çıkarılmaktadır. Kişi mağazadan çıkana kadar da ödeme gerçekleşmemektedir. İhtiyaç duyulan ürünler alındıktan sonra, kişi hiçbir şey yapmasına gerek kalmadan mağazadan çıkıp gidebilmektedir. Yaklaşık 2–3 dakika içerisinde satın alınan ürünler faturası ile birlikte uygulamadan görüntülenebilmektedir.
Amazon ile rekabet etmek için “Walmart”[12] şirketi de birçok yeni alışveriş teknolojisi üzerinde çalışmaktadır. Mağazalarında raf tarama robotları kullanan şirket, ayrıca Amazon Go benzeri bir kasiyersiz alışveriş teknolojisi ve mutsuz müşterileri tespit eden bir yüz tanıma teknolojisi[13] geliştirmektedir.
Görüldüğü üzere internet üzerinden alışveriş gün geçtikçe kendi sınırlarını aşmakta ve gelişmektedir. Bu gelişmeler beraberinde tüketiciler bakımından birçok hukuki sorunu da gündeme getirmektedir. İnternette karşılaşılabilecek tüketici sorunlarını kısaca şöyle sıralamamız mümkündür:
a) Hileli ve aldatıcı davranışlar
b) Tüketiciye ait özel bilgilerin amaçlar dışında kullanılması
c) İnternette yapılan siparişlere ilişkin sorunlar
· Sipariş verenle ilgili sorunlar
· Siparişten vazgeçme halinde siparişi verenle, karşı firma arasındaki ilişkilerin ve o ana kadar yapılan işlemlerin durumu.
· Elektronik ortamda sipariş verileceğinden, düzenlenecek sözleşmenin şekli ve imzalarla ilgili sorunlar,
· Elektronik işlemin onaylanması söz konusu olduğunda onay makamları ile ilgili hizmetler,
· Elektronik ortamda tarafların karşılıklı vereceği bilgilerin taraflarca veya üçüncü kişilerce izinsiz kullanılabilmesi sorunu
d) İnternette yapılan ödemelere ilişkin sorunlar
· Ödemenin nasıl yapılacağı sorunu (peşin veya kredi kartı),
· Ödemenin malın tesliminden önce yapılması halinde karşı tarafça mal teslim edilmediği takdirde doğacak sorunlar,
· Ödemenin malın tesliminden sonra yapılması durumunda mal teslim edildiği halde ödeme yapılmadığı takdirde doğacak sorunlar,
· Vergilendirme ile ilgili sorunlar,
· Gümrükleme ile ilgili sorunlar.
e) İnternette yapılan siparişlerin teslimine ilişkin sorunlar
· Sipariş dış piyasadan ise yurt dışından malın gönderilmesi ile ilgili hangi kuralların geçerli olacağı hususu,
· Ürün değiştirme veya ürün iadesine ilişkin sorunlar,
· Malın sigortalanması sorunu,
· Satış sonrası servis hizmetleri sorunu
f) Teknik aksaklıklar nedeniyle ortaya çıkabilecek sorunlar
· tüketicinin kendi sisteminde meydana gelebilecek teknik aksaklıklar (sipariş verilirken bağlantının kopması)
· alışveriş yapılan firmanın sisteminde meydana gelebilecek teknik aksaklıklar (siparişten sonra cayma hakkı kullanılırken siteye ulaşılamaması)
g) Şirketler tarafından kitlelere e-posta gönderilmesi (spamming[14]).
Yukarıda sıralamaya çalıştığımız sorunlar internet teknolojilerinin ve pazarlama yöntemlerinin gelişmesiyle beraber daha da çeşitlendirilebilmektedir[15].
1. Mesafeli Sözleşmeler
Gelişen iletişim ve bilgi teknolojileri e- ticaret, sanal mağaza gibi yenilikleriyle tüketicinin alışveriş alışkanlıklarına yeni bir boyut kazandırmaya başlamıştır.
Günümüzde bilişim teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte yeni pazarlama yöntemleri ortaya çıkmıştır. Bunları genel olarak “online shopping” (çevrimiçi alışveriş) olarak adlandırmamız mümkündür. Bahse konu pazarlama yöntemlerinden en sık kullanılanlardan biri de mesafeli yöntemle yapılan sözleşme şeklidir. Mesafeli satış sözleşmesi, tarafların aynı zamanda fiziki olarak bir araya gelmeksizin uzaktan iletişim araçlarını kullanmak suretiyle kurdukları satış sözleşmesidir[16]. Bu sözleşme türünde satıcı ve sağlayıcı karşı karşıya gelmemektedir. Bu tür satışlar arttıkça, Avrupa’da ve Türk Hukuku’nda tüketicilerin korunması gerektiği düşüncesi ortaya çıkmıştır. Bu doğrultuda Avrupa Birliğinde 20 Mayıs 1997 tarihinde Mesafeli Sözleşmelerde Tüketicinin Korunması Direktifi çıkarılmıştır.
Mesafeli satış 4077 sayılı eski Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da (TKHK) internet üzerinden yapılan satış olarak düzenlenmiştir. 6502 sayılı TKHK’nın 48. maddesinde “Mesafeli Sözleşmeler” başlığı altında, “internet üzerinden yapılan alışverişlerde tüketicinin korunması” hususuna yer verildiği görülmektedir. 27.11.2014 Tarihli Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği ile TKHK’nın 48/6 hükmü birçok hususa yer vererek düzenlenmiştir. 6502 sayılı TKHK’nın 48. maddesi ve özel olarak Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği bu konuda ayrıntılı olarak düzenlemeler yapmıştır. Buna göre mesafeli sözleşme,
“Satıcı veya sağlayıcı ile tüketicinin eş zamanlı fiziksel varlığı olmaksızın, mal veya hizmetlerin uzaktan pazarlanmasına yönelik olarak oluşturulmuş bir sistem çerçevesinde, taraflar arasında sözleşmenin kurulduğu ana kadar ve kurulduğu an da dahil olmak üzere uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle kurulan sözleşmelerdir.”[17].
TKHK ve Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği’nce yapılan tanıma göre sözleşmenin unsurlarını şu şekilde belirleyebiliriz[18]:
· İletişim Araçlarının Kullanılması
· Tüketiciyle Karşı Karşıya Gelmeme
· Uzaktan Pazarlama Sistemi Oluşturulması
· Tarafların Anlaşması.
TKHK’da düzenlenen “mesafeli sözleşme” kavramıyla, Borçlar Kanunu’nda yer alan “mesafeli satış” kavramları birbirinden farklıdır[19]. Türk Borçlar Kanunu’na göre mesafeli satış, satılan malın normal olarak sözleşmenin ifa yerinden başka bir yere gönderilmesi halinde söz konusu olur ki, buradaki mesafe kavramı malın gönderilmesi ya da sözleşmenin ifası ile ilgilidir[20]. Tüketicinin Korunması anlamında mesafeli sözleşme ise, tüketici ile mal ya da hizmet satıcısının aynı yerde olmamasını, aralarında mesafe bulunmasını ve sözleşmenin iletişim araçları ile yapılmasını ifade etmektedir[21].
Avrupa Birliği Yönergesinde olduğu gibi Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliğinin 2. maddesinde bazı sözleşmeler mesafeli sözleşme kavramı dışında tutulmuştur[22]. Aşağıdaki konularda yapılan sözleşmeler mesafeli sözleşme sayılmaz. Bunlar:
a) Finansal hizmetler,
b) Otomatik makineler aracılığıyla yapılan satışlar,
c) Halka açık telefon vasıtasıyla telekomünikasyon operatörleriyle bu telefonun kullanımı,
ç) Bahis, çekiliş, piyango ve benzeri şans oyunlarına ilişkin hizmetler,
d) Taşınmaz malların veya bu mallara ilişkin hakların oluşumu, devri veya kazanımı,
e) Konut kiralama,
f) Paket turlar,
g) Devre mülk, devre tatil, uzun süreli tatil hizmeti ve bunların yeniden satımı veya değişimi,
ğ) Yiyecek ve içecekler gibi günlük tüketim maddelerinin, satıcının düzenli teslimatları çerçevesinde tüketicinin meskenine veya işyerine götürülmesi,
h) Tüketici Mevzuatının bazı hükümlerinin uygulanması koşuluyla yolcu taşıma hizmetleri,
ı) Malların montaj, bakım ve onarımı,
i) Bakımevi hizmetleri, çocuk, yaşlı ya da hasta bakımı gibi ailelerin ve kişilerin desteklenmesine yönelik sosyal hizmetler.
Mesafeli sözleşme kapsamı dışında tutulan bu sözleşmelerin bir kısmı nitelikleri gereği uzaktan iletişim aracı kullanılarak yapılmalarına olanak bulunmayan sözleşmelerdir. Örneğin, taşınmaz mal satımına veya kullanımına ilişkin sözleşmelerde satıcının bizzat fiziken ifada bulunma yükümlülüğü bulunduğundan mesafeli sözleşme kavramıyla bağdaşmaz.
Yukarıda sayılan kapsam dışı sözleşmelerin bazıları 6502 sayılı kanunun diğer maddelerinde düzenlenmiştir[23]. Bu tür sözleşmelerden finansal hizmetler, 6502 sayılı Kanunun 49. maddesinde “Finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşmeler” başlığı ile ayrıca düzenlenmiş ve aynı konuda Finansal Hizmetlere İlişkin Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği çıkarılmıştır.
1.1. Mesafeli Sözleşme Türleri
· Yazılı İletişim Araçlarıyla Yapılan Sözleşmeler: Yazılı iletişim araçlarıyla yapılan satışlar, katalogdan, gazeteden, dergi ilanlarından ve diğer yazılı iletişim araçlarından yararlanılarak seçim yöntemi ile yapılan satışlardır. Bu tip satışlar mesafeli satış olarak kabul edilmiştir. Bir veya birden çok ürüne (hizmete) ait katalog veya broşürün, tüketicilere posta aracılığıyla gönderilip, ürünün tanıtılması yazılı iletişim araçları ile yapılmaktadır. Seçim yaparak alışveriş yapmak isteyen tüketici, satıcının hazırlamış olduğu matbu formu belirtilen adrese göndererek veya belirtilen bir telefon numarasını arayarak siparişini vermektedir. Satın alınan mal veya hizmet ise daha sonra gönderilmekte ya da sağlanmaktadır.
Satıcı, bu tür sözleşmelerde, tüketicinin siparişini, genelde posta, kargo vb. ulaşım araçlarıyla göndermekte ve hiçbir zaman (teslim aşamasında dahi) tüketiciyle karşı karşıya gelmemektedir. Bu tür satışlar tüketiciye düşünme ve benzerleriyle kıyaslama fırsatı sunduğu için tercih edilmektedir[24].
· Telefon Aracılığıyla Yapılan Sözleşmeler: Günümüzde özellikle telefon ve internet yoluyla yapılan satışlar geniş bir uygulama alanına sahiptir. 6502 sayılı TKHK’nın gerekçesinde mektup, katalog, telefon, faks, radyo, televizyon, elektronik posta mesajı, internet gibi uzaktan iletişim araçlarının kullanılması yöntemiyle tüketici ve satıcı arasındaki sözleşmelerin mesafeli sözleşme olarak kabul edileceği belirtilmiştir.
Telefonun siparişte kullanıldığı satış yöntemine “tele pazarlama” denilmektedir[25]. Satıcı, ücretli veya ücretsiz telefon hatları tahsis ederek ya da tüketiciye bizzat telefonla ulaşmak yöntemiyle satışı gerçekleştirmektedir. Bu gibi satışlarda tüketicinin kandırılma riski, diğer satış türlerine göre daha fazladır. Çünkü tüketici satın almış olduğu ürünün bedelini peşin ödemekte, ürünün teslimi ise kendisine daha sonra yapılmaktadır[26].
· Tele-Alışveriş (Tele-Shopping) Aracılığıyla Yapılan Sözleşmeler: Günümüzde görsel iletişim aracı olan televizyonun da tüketicilere ürün veya hizmet pazarlamak için kullanıldığını görmekteyiz. Tüketici pazarlanan ürünlerin sergilendiği programları televizyon veya bilgisayar aracılığıyla izledikten sonra, verilen telefon numarasını arayarak veya iletişim adreslerine e-posta göndererek siparişini oluşturmaktadır. Ödeme ise satıcı veya sağlayıcının hesabına banka havalesi yapılarak ya da tüketicinin kredi kartı bilgilerinin verilmesi suretiyle yapılmaktadır. Sipariş edilen ürün, ödeme gerçekleştikten sonra tüketicinin adresine gönderilmektedir.
· İnternet Yoluyla Kurulan Mesafeli Sözleşmeler: Elektronik ortamda kurulan mesafeli sözleşmelerde çoğunlukla internetten yararlanılmaktadır. Elektronik sözleşmeleri, elektronik iletişim araçlarının kullanılması yoluyla yapılan sözleşmeler olarak tanımlayabiliriz. Klasik anlamda ticaret yöntemlerinde korunan tüketici hakları, elektronik ticaret yönteminde de geçerliliğini korumakla beraber, elektronik ticarette tüketicilere ilişkin birtakım ek koruma yöntemleri de geliştirilmiştir.
İnternet kullanılarak yapılan pazarlama yöntemine “İnternet Üzerinden Pazarlama” (Internet-Shopping) denilmektedir[27]. Tüketiciler, internet yoluyla, katalogdan alışveriş yapar gibi, günlük alışverişlerini yapabilmekte ve maddi ürün ya da hizmet sağlamanın yanı sıra gayri maddi malları da satın alabilmektedirler. Bunlar dijital ürün olarak ve bilgisayardan bilgisayara indirme yöntemi ile aktarılan mallardır[28].
Kurulan sözleşme internet ortamında gerçekleşmekte, ancak satıcının borcunu ifası, kargo ve kurye gibi yöntemlerle yapılmaktadır. Alıcı ise, kredi kartı ya da banka havalesi gibi elektronik araçlar kullanarak borcunu ifa etmektedir.
· Sosyal Medya Aracılığı ile Kurulan Mesafeli Sözleşmeler: Günümüzde teknolojik gelişmelerin hızla arttığı internet ortamında sosyal medya (facebook, twitter, instagram, vs.) aracılığıyla da alışveriş yapmak mümkün hale gelmiştir. Büyük mağazaların hemen hemen hepsinin sosyal medya hesapları bulunmaktadır. Bu yeni tip medyadan yararlanılarak kurulan sözleşmeleri de mesafeli sözleşmenin bir çeşidi olarak kabul etmek gerekir. Bu sözleşme türünde sosyal medya hesabı, örneğin «instagram» hesabı üzerinden bir mağaza veya bir şahıs ürünlerini fotoğraflarıyla, tıpkı bir katalogda sergiler gibi sergilemekte ve tüketiciye sunmaktadır. Tüketici ürünü beğenirse, sosyal medya hesabındaki ileti (mesaj) kutusuna veya satıcının önceden belirtmiş olduğu cep telefonu numarasına ileti göndermek veya aramak suretiyle ürünü almak istediğini ifade etmektedir. Bu aşamadan sonra belirli ödeme yöntemleri kullanılmak suretiyle ürün için ödeme yapılmakta ve satıcı tarafından kargo, kurye vs. yöntemiyle ürünün tüketiciye gönderimi sağlanmaktadır.
· Yapay Zekalı Mağazalardan Alışveriş: Yapay zekalı mağazalar sayesinde insanlar, ödeme aşamasında bile hiç kimseyle iletişime geçmeden alışveriş yapabilmektedirler. Yukarıda da değindiğimiz “Amazon” şirketinin 2018 yılında açmış olduğu yapay zekâ, kamera ve sensörlerle çalışan mağazası buna en iyi örnek olacaktır. Bu mağazada hiç kasiyer bulunmamaktadır. Mağazaya girebilmek için, öncelikle AmazonGo isimli bir uygulamayı telefona yüklemek gerekmektedir. Uygulamaya Amazon hesabıyla giriş yapmak ve en az bir tane kredi kartının bu hesaba bağlı olması gerekmektedir. Böylece alışveriş bittiği anda Amazon ödemeyi kredi kartından hemen tahsil edebilecektir. Mağazaya giriş uygulamanın oluşturduğu karekod ile sağlanmakta ve ürünler alınarak, herhangi bir ödeme yapmadan çıkılabilmektedir. Raflardan alınan tüm ürünler mağazadaki kameralar ve raflardaki ağırlık sensörleri yardımıyla kişinin sanal sepetine eklenmektedir. Eğer ürün tekrar yerine koyulursa sanal sepetten çıkarılmaktadır. Kişi mağazadan çıkana kadar da ödeme gerçekleşmemektedir. Ürünler alındıktan sonra, kişi hiçbir şey yapmasına gerek kalmadan mağazadan çıkıp gidebilmektedir. Yaklaşık 2–3 dakika içerisinde satın alınan ürünler faturası ile birlikte uygulamadan görüntülenebilmektedir.
1.2. Mesafeli Sözleşmenin Kurulması
Mesafeli sözleşmeler tam iki tarafa borç yükleyen ve karşılıklı edimleri bulunan ivazlı sözleşmelerdendir. Mesafeli sözleşmelerde mal veya hizmeti sunan taraf buna ilişkin ifayı yerine getirme, tüketici ise bedel ödeme yükümlülüğü altına girmektedir. Mesafeli sözleşmelere ilişkin hükümler TKHK’da düzenlemiştir. Bahse konu hükümlerin TKHK kapsamında düzenlenmesinin amacı, tüketici ile satıcı veya sağlayıcı arasındaki dengenin tüketici aleyhine bozulmasını engelleme niyetidir. Bu dengenin bozulduğu düşüncesi:
- Mal sunan veya hizmet sağlayan taraf o konuda bilgi ve tecrübe sahibi olduğu halde, tüketicinin genellikle bilgi ve tecrübe yoksunu olduğu,
- Tüketici çoğu kez karşı tarafın varlığı, kimliği ve güvenilirliği konusunda bilgi sahibi olmaksızın bir hukuki ilişki içine girmesi,
- Tüketicinin malın aslını görememesi veya sunulan hizmetin kendi ihtiyaçlarına ne kadar cevap verdiğini tartmadan sözleşmeye taraf olması gibi sebeplerden kaynaklanmaktadır[29].
Mesafeli sözleşmelerin oluşumunu sağlayan elektronik sözleşme (e-sözleşme), elektronik araçlar vasıtasıyla dijital ürünler kullanılarak oluşturulan sözleşmeler olarak tanımlanmaktadır[30].
İnternet üzerinden satışlarda öncelikle internet üzerinden mal veya hizmet sunumlarının hukuken bir öneri niteliği taşıyıp taşımadığının belirlenmesi gerekmektedir. Bu husus doktrinde tartışılmakla beraber; azınlık görüşe göre böyle bir durumda ortada öneriye davet niteliği taşıyan irade açıklamasının yapılmış olduğunu kabul etmek gerekir. Bu görüşü benimseyenlere göre: web sayfalarından sunum yapan satıcı-sağlayıcılar, her zaman muhataplarının işlem yeteneği ve ödeme gücü hakkında tam bilgi sahibi olmadıkları, sipariş edilen ürünü depolarında mevcut halde olup olmadığını bilebilecek durumda olmamaktadırlar[31]. Çoğunluk görüşe göre ise, sunulan tekliflerin öneri olarak kabul edilmesi halinde, internette bir mal veya hizmet satımı sağlayan satıcı veya sağlayıcının sayfasına ulaşan binlerce sayıda kullanıcının siparişlerinin onayları ile sözleşmelerin kurulması ve ifası zorunluluğu doğacaktır. TBK m.8/II hükmü gereği, mal ve hizmet sunumu yapan bir internet sitesinde satıcı/sağlayıcı, malın cinsi, özellikleri, fiyatı gibi belirleyici özellikleri sunmuşsa yani kendisine ait web sitesi sayfasında ürün sunumu amaçlı teklifinde, kurulması söz konusu sözleşmenin esaslı unsurlarını açıklamışsa ortada bir önerinin bulunduğunu kabul etmek gerekmektedir.
1.3.Mesafeli Sözleşmenin Şekli
TKHK’da mesafeli sözleşmelerin şekline ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Sözleşmenin şekli, hangi uzaktan iletişim aracının kullanıldığına göre değişebilecektir. 48. maddedeki düzenleme ile kanun koyucu, internet üzerinden tüketicinin bilgilendirilmesini, bilgilerin verildiğinin teyit edilmesini, sözleşmenin elektronik ortamda yapılmasını, hatta malın veya hizmetin niteliğine göre, tesliminin elektronik ortamda yapılmasını kabul etmektedir. Ancak bu durumda, elektronik sözleşmelerin geçerliliği ve ispat hukuku açısından delil olarak kullanılması sorunu gündeme gelecektir. Zira bu hüküm uyarınca sözleşmenin elektronik ortamda yapılması ve tarafların edimlerinin de elektronik ortamda ifa edilmesi mümkündür. Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliğinin m. 5/2 hükmü uyarınca ise:
“Birinci fıkrada belirtilen bilgiler, mesafeli sözleşmenin ayrılmaz bir parçasıdır ve taraflar aksini açıkça kararlaştırmadıkça bu bilgiler değiştirilemez.”.
Buna göre Yönetmeliğin 5/1 maddesinde yer alan ve tüketicilere sunulacak ön bilgiler mesafeli sözleşmede de yer almak zorundadır. Ancak bu hükmün aksi taraflarca kararlaştırılabilir. Bunu da mesafeli sözleşmede ön bilgilendirmeyle ilgili bilgilerin yer almayacağına ilişkin özel ve açık bir hüküm koymak suretiyle sağlayabilirler. Aksi halde Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliğinin 5/1 maddesinde yer alan bilgileri mutlaka sözleşme içeriğine dahil etmeleri gerekecektir.
Unutmamak gerekir ki, kanunun belirli bir geçerlilik şekli öngördüğü, özellikle resmi şekilde yapılması gereken sözleşmelerin internet üzerinden yapılması mümkün değildir. Kanununun sadece yazılı şekil öngördüğü hallerde ise internet üzerinden yapılan sözleşmelerin yazıya dökülmesi mümkün olduğundan bunların internet üzerinden yapılması mümkündür[32].
Bu noktada elektronik imza konusuna da değinmemizin uygun olacağı kanaatindeyiz. 15.01.2004 tarihli 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu ile bazı yenilikler getirilmiştir. Kanunun amacı, elektronik imzanın hukuki ve teknik yönleri ile kullanımına ilişkin esasları düzenlemektir. Kanununun 5. maddesine göre:
“Güvenli elektronik imza, elle atılan imza ile aynı sonuçları doğurur. Kanunların resmi şekle veya özel bir merasime tabi tuttuğu hukuki işlemler ile teminat sözleşmeleri[33], güvenli elektronik imza ile gerçekleştirilemez.”
İspat hukuku bakımından güvenli elektronik imza, elle atılan imza ile eş duruma getirilmiştir[34]. Aynı şekilde, Elektronik İmza Kanunu’nun 22. maddesinde güvenli elektronik imzanın el yazısı ile atılan imza ile aynı ispat gücüne sahip olduğu belirtilmiştir. Aynı kanunun 23. maddesinde de güvenli elektronik imza ile oluşturulan elektronik verilerin “senet hükmünde” olduğu öngörülmüştür.
2. Ön Bilgilendirme
Tüketicinin bilgilendirilmesi ve aydınlatılması, TKHK’nun 1. maddesinde öngörülen ve sözleşme kurulmadan önce, sözleşmenin kurulması ve sözleşmenin devamı sırasında söz konusu olan bir yükümlülüktür. Mesafeli sözleşmelerde taraflar karşı karşıya gelmeden ve müzakere imkânı bulamadan sözleşme ilişkisine girdiği için tüketicinin sözleşme öncesi bilgilendirilmesine daha fazla önem verilmiş ve ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
TKHK m.48’e göre:
“Tüketici, mesafeli sözleşmeyi ya da buna karşılık gelen herhangi bir teklifi kabul etmeden önce ayrıntıları yönetmelikte belirtilen hususlarda ve siparişin onaylandığı takdirde ödeme yükümlülüğü altına gireceği konusunda açık ve anlaşılır şekilde satıcı veya sağlayıcı tarafından bilgilendirilir”.
Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliğinin 5 (1) maddesi uyarınca belirtilen ön bilgiler şunlardır:
a) Sözleşme konusu mal veya hizmetin temel nitelikleri,
b) Satıcı veya sağlayıcının adı veya unvanı, varsa MERSİS numarası,
c) Tüketicinin satıcı veya sağlayıcı ile hızlı bir şekilde irtibat kurmasına imkan veren, satıcı veya sağlayıcının açık adresi, telefon numarası ve benzeri iletişim bilgileri ile varsa satıcı veya sağlayıcının adına ya da hesabına hareket edenin kimliği ve adresi,
ç) Satıcı veya sağlayıcının tüketicinin şikâyetlerini iletmesi için (c) bendinde belirtilenden farklı iletişim bilgileri var ise, bunlara ilişkin bilgi,
d) Mal veya hizmetin tüm vergiler dâhil toplam fiyatı, niteliği itibariyle önceden hesaplanamıyorsa fiyatın hesaplanma usulü, varsa tüm nakliye, teslim ve benzeri ek masraflar ile bunların önceden hesaplanamaması halinde ek masrafların ödenebileceği bilgisi,
e) Sözleşmenin kurulması aşamasında uzaktan iletişim aracının kullanım bedelinin olağan ücret tarifesi üzerinden hesaplanamadığı durumlarda, tüketicilere yüklenen ilave maliyet,
f) Ödeme, teslimat, ifaya ilişkin bilgiler ile varsa bunlara ilişkin taahhütler ve satıcı veya sağlayıcının şikâyetlere ilişkin çözüm yöntemleri,
g) Cayma hakkının olduğu durumlarda, bu hakkın kullanılma şartları, süresi, usulü ve satıcının iade için öngördüğü taşıyıcıya ilişkin bilgiler,
ğ) Cayma bildiriminin yapılacağı açık adres, faks numarası veya elektronik posta bilgileri,
h) 15’inci madde uyarınca cayma hakkının kullanılamadığı durumlarda, tüketicinin cayma hakkından faydalanamayacağına ya da hangi koşullarda cayma hakkını kaybedeceğine ilişkin bilgi,
ı) Satıcı veya sağlayıcının talebi üzerine, varsa tüketici tarafından ödenmesi veya sağlanması gereken depozitolar ya da diğer mali teminatlar ve bunlara ilişkin şartlar,
i) Varsa dijital içeriklerin işlevselliğini etkileyebilecek teknik koruma önlemleri,
j) Satıcı veya sağlayıcının bildiği ya da makul olarak bilmesinin beklendiği, dijital içeriğin hangi donanım ya da yazılımla birlikte çalışabileceğine ilişkin bilgi,
k) Tüketicilerin uyuşmazlık konusundaki başvurularını Tüketici Mahkemesine veya Tüketici Hakem Heyetine yapabileceklerine dair bilgi.”
6502 sayılı TKHK’nun 6. maddesine göre, ön bilgilendirilmesi zorunlu olan hususlar ister yazılı isterse web sayfası, facebook gibi herhangi bir dijital medya ortamında olsun en az 12 punto büyüklüğünde, anlaşılabilir bir dilde, açık, sade ve okunabilir bir şekilde tüketicinin bilgisine sunulmak zorundadır.
Mesafeli sözleşme, internet yoluyla kuruluyorsa satıcı ve sağlayıcıya ön bilgilendirilme konusunda ek yükümlülükler yüklenmiştir. Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliğinin 6 (2) maddesi uyarınca internet yoluyla kurulan sözleşmelerde tüketicinin kredi kartı, banka kartı veya başka bir uzaktan ödeme yöntemiyle ödeme talimatı vermeden önce mal veya hizmetin nitelikleri, fiyatı, vergileri ve taşıma masrafları ile cayma hakkı, hangi ödeme imkanlarının kabul edildiği ve gönderim kısıtlamasının bulunup bulunmadığı konusunda ayrıca bilgilendirilmesi şart koşulmuştur. Buradaki amaç, ön bilgilendirme dışında ikinci aşama olarak ödeme yükümlülüğü altına girmeden önce tüketiciye bir kez daha düşünme fırsatı vermektir.
Ön bilgilendirmenin cayma hakkı açısından özel bir hukuki sonucu bulunmaktadır. Zira satıcı veya sağlayıcı, tüketiciyi cayma hakkı konusunda bilgilendirmezse, cayma süresi başlamamaktadır. Ayrıca, Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliğine göre tüketicinin ön bilgileri aldığını ve bilgilendiğini teyit etmesi sağlanmalıdır. Buna göre tüketicinin ön bilgilendirilmesi yeterli olmayıp, ayrıca ön bilgilendirildiğini teyit edecek bir sistem de oluşturulmalıdır. Kullanılan mesafeli satış yöntemine göre tüketici yazılı veya elektronik olarak ön bilgileri anladığını ve algıladığını teyit etmelidir. Bu teyit, elektronik olarak web sitesindeki bir kutuyu tıklamak, geri dönüş konusunda elektronik ileti göndermek veya yazılı metni klasik yöntemle imzalayarak göndermek şeklinde yapılabilir. Bu şekilde teyit alınmaması durumunda sözleşme kurulmamış sayılmaktadır.
3. Tarafların Hakları ve Yükümlülükleri
3.1.Tüketicinin Hakları ve Yükümlülükleri
Tüketicinin mesafeli sözleşme kapsamında en önemli yükümlülüğü sözleşmeye konu ücreti ödemek ve bunun karşılığında sözleşme konusu mal veya hizmeti satıcı veya sağlayıcıdan talep etme hakkıdır[35]. Tüketici, mesafeli sözleşmede kararlaştırılan bedeli ödemeyi kredi kartı, banka kartı ya da benzeri bir elektronik ödeme aracı[36] yoluyla ile gerçekleştirebilir.
TKHK m.48 (4) uyarınca:
“Tüketici, on dört gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayma hakkına sahiptir. Cayma hakkının kullanıldığına dair bildirimin bu süre içinde satıcı veya sağlayıcıya yöneltilmiş olması yeterlidir.
Satıcı veya sağlayıcı, cayma hakkı konusunda tüketicinin bilgilendirildiğini ispat etmekle yükümlüdür. Tüketici, cayma hakkı konusunda gerektiği şekilde bilgilendirilmezse, cayma hakkını kullanmak için on dört günlük süreyle bağlı değildir.
Her hâlükârda bu süre cayma süresinin bittiği tarihten itibaren bir yıl sonra sona erer. Tüketici, cayma hakkı süresi içinde malın mutat kullanımı sebebiyle meydana gelen değişiklik ve bozulmalardan sorumlu değildir.” hükmünü öngörmektedir.
Bu hak tüketiciye tanınan en önemli haklardandır. Zira cayma hakkını kullanarak tüketici, hiçbir gerekçe göstermeden tek taraflı irade beyanıyla sözleşmenin hüküm ve sonuç doğurmasını önleyip, geri alabilecektir[37]. Cayma hakkını kullanma süresi geçtiği halde cayılmayan mesafeli sözleşme, tamamen geçerli bir sözleşme haline gelmektedir. Cayma hakkı için öngörülen süre hak düşürücü süre niteliğindedir. İtiraz niteliğinde olan bu süreninin cayma hakkının kullanıldığı tarih itibariyle dolup dolmadığı hâkim tarafından resen dikkate alınacaktır.
Tüketici, cayma bildirimini yazılı olarak ya da telefon, faks veya e-mail ya da internette başka bir medya yoluyla gönderebilir. Fakat ispat kolaylığı bakımından yazılı ya da güvenli elektronik imzayla elektronik yoldan gönderim tercih edilmelidir.
Mesafeli sözleşmelerde, sözleşmenin mal teslimi veya hizmetin ifasına yönelik olmasına göre cayma hakkı süresinin başlangıcı farklılık gösterir. Buna göre;
- Mal teslimine yönelik sözleşmelerde, malın teslim tarihinden itibaren,
- Hizmet ifasına yönelik sözleşmelerde sözleşmenin kurulduğu tarihten itibaren,
cayma süresi olan 14 günlük süre başlar. Yargıtay yerleşik uygulaması da bu yöndedir[38].
Tüketici bazı sözleşmelerde cayma hakkını kullanamaz. Bu sözleşmeler;
“a) Fiyatı finansal piyasalardaki dalgalanmalara bağlı olarak değişen ve satıcı veya sağlayıcının kontrolünde olmayan mal veya hizmetlere ilişkin sözleşmeler.
b) Tüketicinin istekleri veya kişisel ihtiyaçları doğrultusunda hazırlanan mallara ilişkin sözleşmeler.
c) Çabuk bozulabilen veya son kullanma tarihi geçebilecek malların teslimine ilişkin sözleşmeler.
ç) Tesliminden sonra ambalaj, bant, mühür, paket gibi koruyucu unsurları açılmış olan mallardan; iadesi sağlık ve hijyen açısından uygun olmayanların teslimine ilişkin sözleşmeler.
d) Tesliminden sonra başka ürünlerle karışan ve doğası gereği ayrıştırılması mümkün olmayan mallara ilişkin sözleşmeler.
e) Malın tesliminden sonra ambalaj, bant, mühür, paket gibi koruyucu unsurları açılmış olması halinde maddi ortamda sunulan kitap, dijital içerik ve bilgisayar sarf malzemelerine ilişkin sözleşmeler.
f) Abonelik sözleşmesi kapsamında sağlananlar dışında, gazete ve dergi gibi süreli yayınların teslimine ilişkin sözleşmeler.
g) Belirli bir tarihte veya dönemde yapılması gereken, konaklama, eşya taşıma, araba kiralama, yiyecek-içecek tedariki ve eğlence veya dinlenme amacıyla yapılan boş zamanın değerlendirilmesine ilişkin sözleşmeler.
ğ) Elektronik ortamda anında ifa edilen hizmetler veya tüketiciye anında teslim edilen gayri maddi mallara ilişkin sözleşmeler.
h) Cayma hakkı süresi sona ermeden önce, tüketicinin onayı ile ifasına başlanan hizmetlere ilişkin sözleşmeler.”dir.
Kural olarak yukarıda sıralamış olduğumuz sözleşmelerde cayma hakkı kullanılamamakla beraber, taraflarca yapılan sözleşmede aksi kararlaştırılabilmektedir.
4.2. Satıcı ve Sağlayıcının Hakları ve Yükümlülükleri
Satıcı ve sağlayıcın mesafeli sözleşmelerde en önemli borcu üstlendiği mal ve hizmet edimini ifa etmektir. TKHK madde 48/3 uyarınca;
“Satıcı veya sağlayıcı, tüketicinin siparişinin kendisine ulaştığı andan itibaren taahhüt edilen süre içinde edimini yerine getirir. Mal satışlarında bu süre her halükârda otuz günü geçemez. Satıcı veya sağlayıcının bu süre içinde edimini yerine getirmemesi durumunda tüketici sözleşmeyi feshedebilir.”.
Mesafeli Satışlar Yönetmeliğinin 16/1 maddesinde de aynı hüküm tekrar edilmiştir. Buna göre, satıcı ve sağlayıcı mesafeli sözleşmede öngörülen sürede teslim borcunu yerine getirecektir. 6502 sayılı Kanun 48/3 ve Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği 16/1 maddesinde, mal ve hizmetin teslim süresinin başlangıç tarihi de belirtilmiştir. Buna göre satıcı veya sağlayıcının tüketiciye mal veya hizmet teslim süresi “tüketicinin siparişinin kendisine ulaştığı tarihten itibaren” başlayacaktır. Sürenin başlangıcına ilişkin bu kural, tüketiciyi koruyan emredici bir hüküm olduğu için taraflarca aksi kararlaştırılmaz.
Yine Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliğinin ön bildirime ilişkin 5/1-f maddesinde teslimatla ilgili bilgilerin tüketiciye verilmesi şart koşulmuştur. Teslimat borcunun yerine getirilmemesi nedeniyle dönme (fesih) halinin sonuçları Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliğinde düzenlenmiştir. Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliğinin 16/3 maddesi:
“Sözleşmenin feshi durumunda, satıcı veya sağlayıcı, varsa teslimat masrafları da dâhil olmak üzere tahsil edilen tüm ödemeleri fesih bildiriminin kendisine ulaştığı tarihten itibaren 14 gün içinde tüketiciye 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 1’inci maddesine göre belirlenen kanuni faiziyle birlikte geri ödemek ve varsa tüketiciyi borç altına sokan tüm kıymetli evrak ve benzeri belgeleri iade etmek zorundadır.” hükmünü içermektedir.
Dönme hakkını kullanan tüketici masraf iadesi ve senet iadesi dışında, sözleşme konusu mal ve hizmetin teslim edilmemesi nedeniyle ayrıca zarara uğramışsa, TBK m.125/3’te yer alan “Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir.” hükmü uyarınca uğramış olduğu menfi zararın giderilmesini de talep edebilir.
Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliğinde satıcı veya sağlayıcı açısından imkânsızlık hali de düzenlenmiştir. Yönetmeliğin 16/4 maddesine göre, sipariş konusu mal ya da hizmet ediminin yerine getirilmesinin imkansızlaştığı hallerde satıcı veya sağlayıcının bu durumu öğrendiği tarihten itibaren 3 gün içinde tüketiciye yazılı olarak (veya kalıcı veri saklayıcısı ile) bildirmesi ve varsa teslimat masrafları da dahil olmak üzere tahsil edilen tüm ödemeleri bildirim tarihinden itibaren en geç 14 gün içinde iade etmesi zorunludur. Yine yönetmelik uyarınca, malın stokta bulunmaması durumu, mal ediminin yerine getirilmesinin imkansızlaşması olarak kabul edilmez.
4. Zamanaşımı
6502 sayılı TKHK’da mesafeli sözleşmeyle ilgili bir zamanaşımı süresi öngörülmüş değildir. Bu nedenle zamanaşımı konusunda Türk Borçlar Kanunun genel zamanaşımı hükümleri uygulama alanı bulur. Bu durumda mesafeli sözleşme, Türk Borçlar Kanunu’nda öngörülen özel sözleşme tiplerinden hangisine dahil edilebiliyorsa zamanaşımı süresini de ona göre belirlemek gerekecektir.
Genel olarak şunu ifade edebiliriz ki, mesafeli sözleşmeler daha çok satım sözleşmesi şeklinde ortaya çıkar. Satım sözleşmesi konusunda özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden TBK m.146’da düzenlenen 10 yıllık genel zamanaşımı süresi satış nitelikli mesafeli sözleşmelere de uygulanır. Ancak mesafeli sözleşme konut kirası dışında bir kira ilişkisine aitse veya vekalet, hizmet ya da istisna akdinin unsurlarını taşıyorsa zamanaşımı süresi (TBK m.147) 5 yıl olacaktır.
SONUÇ
İnternet üzerinden yapılan alışverişler son yıllarda önemli bir gelişme kaydetmiştir. Türkiye’de son yıllarda internetten alışveriş amaçlı yararlanan kişi sayısı kat kat artarken, tüketicilerin internetten alışverişe yönelik çekindikleri durumlar da ortadan kalkmaya başlamıştır.
Geleneksel fiziki mağazalarla kıyaslandığında çevrimiçi (online) mağazalar, tüketicilere birçok yarar sağlamaktadır. Bunlardan en önemlileri, zamandan tasarruf ve kullanışlılıktır. Çevrimiçi alışverişte tüketiciler bir yere seyahat etmek zorunda olmayıp, mağazada beklemek zorunda da kalmamaktadırlar. Online mağazalara ve burada satılan ürünlere her yerden, her zaman ulaşılabilmektedir. Online mağazalar tüketiciye birçok ürün ve hizmet arasında kıyaslama imkânı sunmakta ve satın alma kararını vermesine de yardımcı olmaktadırlar[39].
İfade ettiğimiz üzere başlangıçta merasime, törene bağlı olarak yapılması gereken ve bu şekilde yapılmadıkça geçerliliği bulunmayan hukuki işlemler, günümüzde elektronik ortamda tek bir “tık” ile halledilebilir hale gelmiş bulunmaktadır. Hatta yapay zekalı mağazalar sayesinde insanlar, ödeme aşamasında bile hiç kimseyle iletişime geçmek zorunda kalmadan alışveriş yapabilmektedir. İnternet ve özellikle internet üzerinden alışveriş olanaklarının bu kadar hızlı bir şekilde gelişmesi, tüketicileri daha fazla koruma yükümlülüğünü de beraberinde getirmektedir. Bu aşamada hukuki sınırların belirlenmesi ve hukuki koruma olanaklarının da oluşturulması büyük önem arz etmektedir.
Tüketicilerin internet alışverişlerinden zarar görmemesi ve korunması için özellikle;
- Tüketicileri koruma derneklerinin çalışmalarına destek olunması ve bu çalışmaların hızlandırılması,
- Tüketiciyi korumayı hedefleyen mevzuatın günümüz gereklerine uygun olarak sık sık güncellenmesi,
- İnternet alışverişi ve bu esnada büyük risk altında olan tüketici kişisel verilerinin paylaşılmamasına yönelik yasal düzenlemelerin yapılması ve gelişmelere paralel bir şekilde sık sık güncellenmesi,
- Tüketicinin eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi gerektiği kanaatindeyiz.
KAYNAKÇA
Aydın Zevkliler, Murat Aydoğdu, Tüketicinin Korunması Hukuku, 3.Bası, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2004.
Belgin Erdoğmuş, Bülent Tahiroğlu, Roma Hukuku, Der Yayınları, 2005.
Bruce R. Powers, Marshall McLuhan, Global Köy (The Global Village) 21. Yüzyılda Yeryüzü Yaşamında ve Medyada Meydana Gelecek Dönüşümler, çev. Bahar Öcal Düzgören, Scala Yayıncılık, 2001, İstanbul.
Elektronik İmzalar İçin Topluluk Çerçevesi konusunda 13 Aralık 1999 tarihli 1999/93/AT sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Direktifi, Topluluk Resmi Gazetesi, No:L 013, 19.1.2000, s.0012-0020.
Fikret Eren, Borçlar Hukuku Özel Hükümler, Yetkin Yayınları, Ankara, 2018.
Hakan Pekcanıtez, Elektronik Ticaretin Türk İspat Hukukuna Getirdiği Sorunlar ve Çözüm Önerileri, Uluslararası İnternet Hukuku Sempozyumu, 21-22 Mayıs 2001, İzmir.
İ. Yılmaz ASLAN, 6502 sayılı Kanuna Göre Tüketici Hukuku, 5. Baskı, Ekin Kitapevi Yayınları, 2015.
İbrahim Kırçova, Pınar Öztürk, İnternette Ticaret ve Hukuksal Sorunlar, İTO Yayını, 2000.
İlhan KARA, Yeni Kanuna Göre Tüketici Hukuku, Ergin Yayınevi, Ankara 2015.
John DICKIE, Internet and Electronic Commerce Law in the European Union, Oxford-Portland- Oregon 1999.
M. Kemal Oğuzman – Turgut Öz, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Cilt I, İstanbul, 2018.
Mehmet Demir, Mesafeli Sözleşmelerin İnternet Üzerinden Kurulması, Turhan Kitapevi, Ankara 2004.
Mehmet Özçağlayan, Yeni İletişim Teknolojileri ve Değişim, Alfa Yayınları, 1998, İstanbul.
Mehmet Yeşiller, Roma Hukuku’nda Hükümsüzlük Halleri, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XV, Y. 2011, S. 3.
Mine Erturgut, Elektronik İmza Kanunu Bakımından E-belge ve E-imza, Bankacılar Dergisi, Sayı 48, 2003, ss.66-79.
Murat Aydoğdu, Nalan Kahveci, Türk Borçlar Hukuku – Özel Borç İlişkileri, Adalet Yayınevi, Ankara 2017.
Mustafa Topaloğlu, Bilişim Hukuku, Karahan Kitabevi, Adana 2005.
Mustafa Topaloğlu, Mesafeli Sözleşmeler, Beykent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 2 - Sayı: 3, Haziran 2016, ss.13-50.
Na Li, Ping Zhang, Consumer Online Shopping Attitudes And Behavior: An Assessment of Research, Eighth America’s Conference on Information Systems, 2002, ss. 508-517.
Necip Kocayusufpaşaoğlu, Hüseyin Hatemi, Rona Serozan, Abdülkadir Arpacı, Borçlar Hukuku Genel Bölüm, Sözleşme, Cilt I, Filiz Kitabevi, İstanbul, 2017.
Nevzat Koç, Türk Medeni Hukukunda ve Roma Hukuku’nda Hükümsüzlük (Butlan), DEÜHFD 1981, Yıl: 2, Sayı: 2.
Özcan Karadeniz Çelebican, Roma Eşya Hukuku, Ankara, Turhan Yayınevi, 2015.
Özcan Karadeniz Çelebican, Roma Hukuku, Turhan Yayınevi, 2014.
Özge Yenice, Türk Borçlar Kanunu ve Viyana Konvansiyonu Hükümlerine Göre Gönderme Satımı, On İki Levha Yayıncılık, İstanbul 2015.
Paul Koschaker, Kudret Ayiter, Roma Özel Hukukunun Ana Hatları, Sevinç Matbaası, Ankara, 1977.
Salvatore Di Marzo, Roma Hukuku, Çeviren Ziya Umur, İstanbul Üniversitesi, 1954.
Türkan Rado, Borçlar Hukuku, Filiz Kitabevi, 2018.
Ulvi Altınışık, Elektronik Sözleşmeler, Seçkin Yayıncılık, 1. Baskı, Ankara 2003.
Ziya Umur, Roma Hukuku, Beta Yayınevi, 2010.
Elektronik Kaynaklar
Benjamin Straumann, Stipulatio, bkz.https://onlinelibrary.wiley.com/doi/abs/10.1002/9781444338386.wbeah13229
Carlos Pérez Bravo, La Stipulatio. Características generales, http://www.ubo.cl/icsyc/wp-content/uploads/2011/09/6-P%C3%A9rez.pdf
https://pazarlamasyon.com/walmart-yuz-tanima-teknolojisiyle-mutsuz-musterileri-tespit-edecek/Formun Üstü
https://www.pewinternet.org/pdfs/PIP_Online%20Shopping.pdf
https://www.youtube.com/watch?v=Bx882Xcp7yU
Liqiang Chen, Online consumer behavior: An empirical study based on theory of planned behavior, https://www.researchgate.net/publication/280149447_Online_consumer_behavior_An_empirical_study_based_on_theory_of_planned_behavior, s. 2.
Olariu,Mihai, Contracts In Roman Law, file:///C:/Users/90539/Downloads/CLI-SP14-A9.pdf
[1] Bkz. Bruce R. Powers, Marshall McLuhan, Global Köy (The Global Village) 21. Yüzyılda Yeryüzü Yaşamında ve Medyada Meydana Gelecek Dönüşümler, çev. Bahar Öcal Düzgören, Scala Yayıncılık, 2001, İstanbul.
[2] Na Li, Ping Zhang, Consumer Onlıne Shoppıng Attıtudes And Behavıor: An Assessment of Research, Eighth America’s Conference on Information Systems, 2002, ss. 508-517, s. 508. Dünya çapında en çok çevrimiçi satın alınan ürünlerin %34 oranla kitaplar, %22 oranla videolar/DVDler/oyunlar, %21 oranla uçak biletleri/rezervasyonlar ve %20 oranla giyim, aksesuar ve ayakkabı olduğu rapor edilmiştir. Bkz. https://www.pewinternet.org/pdfs/PIP_Online%20Shopping.pdf
[3] Özcan Karadeniz Çelebican, Roma Hukuku, Turhan Yayınevi, 2014, s. 241; Belgin Erdoğmuş, Bülent Tahiroğlu, Roma Hukuku, Der Yayınları, 2005, s. 161; Nevzat Koç, Türk Medeni Hukukunda ve Roma Hukuku’nda Hükümsüzlük (Butlan), DEÜHFD 1981, Yıl: 2, Sayı: 2, s. 148; Mehmet Yeşiller, Roma Hukuku’nda Hükümsüzlük Halleri, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XV, Y. 2011, S. 3, s. 84; Carlos Pérez Bravo, La Stipulatio. Características generales, http://www.ubo.cl/icsyc/wp-content/uploads/2011/09/6-P%C3%A9rez.pdf (s.137-156); Benjamin Straumann, Stipulatio, https://onlinelibrary.wiley.com/doi/abs/10.1002/9781444338386.wbeah13229 ; Olarıu,Mihai, Contracts In Roman Law, file:///C:/Users/90539/Downloads/CLI-SP14-A9.pdf .
[4] Türkan Rado, Borçlar Hukuku, Filiz Kitabevi, 2018, s. 86; Ziya Umur, Roma Hukuku, Beta Yayınevi, 2010, s. 348; Paul Koschaker, Kudret Ayiter, Roma Özel Hukukunun Ana Hatları, Sevinç Matbaası, Ankara, 1977, s. 193;
[5] Gaius’a ait aşağıdaki metinde de görüleceği üzere, eğer taraflardan biri kendisine sorulan soruya şartlı olarak cevap verir ya da hiç cevap vermez ise, stipulatio’nun hükümsüzlüğü söz konusu olmaktaydı:
Gaius, Inst. 3.102: “Adhuc inutilis est stipulatio, si quis ad id, quod interrogatus erit, non responderit, velut si sestertia x a te dari stipuler, et tu nummum sestertium v milia promittas, aut si ego pure stipuler, tu sub condicione promittas”.
Gaius, Inst. 3.102: “Eğer bir kimse kendisine sorulan soruya cevap vermezse stipulatio hükümsüzdür, örneğin ben on bin sesterz’in senin tarafından verileceğine dair soru soruyorum sen ise beş bin sesterz vermeği vaat ediyorsun, ya da ben kayıtsız şartsız soruyorum sen ise bu soruya şarta bağlı olarak (sub condicione) cevap veriyorsun”.
[6] Özcan Karadeniz Çelebican, Roma Eşya Hukuku, Ankara, Turhan Yayınevi, 2015, s. 169; Erdoğmuş - Tahiroğlu, s. 162.
[7] Salvatore Di Marzo, Roma Hukuku, Çeviren Ziya Umur, İstanbul Üniversitesi, 1954, s. 247; Karadeniz Çelebican, Roma Eşya Hukuku, s. 173; Yeşiller, s. 86.
[8] İletişim teknolojilerinin değişimi ve gelişimi hakkında daha detaylı bilgi için bkz. Mehmet Özçağlayan, Yeni İletişim Teknolojileri ve Değişim, Alfa Yayınları, 1998, İstanbul.
[9] Amazon.com, Inc., kısaca Amazon, Amerika Birleşik Devletleri merkezli bir e-ticaret ve bulut bilişim şirketidir. Jeff Bezos tarafından 5 Temmuz 1994'te Amerika Birleşik Devletleri'nin Seattle şehrinde kurulmuştur. Gerek toplam satış hacmi, gerekse piyasa değeri açısından dünyanın en büyük alışveriş sitesidir (Kaynak: Vikipedi).
[10] https://www.youtube.com/watch?v=Bx882Xcp7yU
[11] AmazonGo uygulaması.
[12] Wal-Mart Stores Inc. Sam Walton tarafından kurulmuş dünya çapında şubeleri olan bir Amerikan perakende satış yapan mağazalar zinciridir. Amerika Birleşik Devletleri'nin birçok eyaletinde şubeleri vardır.
[13] Bu teknoloji, mağazalardaki kasaların bulunduğu bölümde yer alan kameralardan yararlanarak müşterilerin yüz ifadelerindeki ve hareketlerinde değişimi takip ederek mutsuz müşterileri tespit etmektedir. Daha sonra sistem, mutsuz müşterilere yardımcı olmak için çalışanları durumla ilgili olarak uyararak rapor vermeleri için onları yönlendirmektedir. Bu teknoloji aynı zamanda, müşterilerin harcama hareketlerinin kaydını da tutmaktadır. Böylece Walmart, müşterilerin yüz ifadelerinden toplanan biyometrik veriyi kullanarak insanların ruh hallerindeki değişiklikleri, harcamadaki değişikliklerle ilişkilendirmektedir. Şirket, patent açıklamasında bu teknolojiyi “müşterileri elde tutmaya yardımcı olan bir varlık” olarak tanımlayarak; Olumsuz bir yüz ifadesiyle görülen bir müşteriden sonra, harcamada keskin bir düşüş kaydedilirse Walmart, müşterileri alışverişten uzaklaştıran sorunlarla daha iyi baş edebileceğini savunmaktadır. (Kaynak: https://pazarlamasyon.com/walmart-yuz-tanima-teknolojisiyle-mutsuz-musterileri-tespit-edecek/ Erişim tarihi 06.08.2019)Formun Üstü
[14] Birden fazla kimseye elektronik posta yolu ile gönderilen bu tür reklamlar “spamming” olarak isimlendirilmektedir. Spamming’in değişik tanımlarını yapmak mümkündür. Avusturya İnternet Kullanıcılarının sitesi olan VIBE’de spamming için bir kanun kuralı öngörülmüş ve spam için “e-posta formunda rahatsız edici, sıkıntı verici haberler” tanımı getirilmiştir.
[15] Detaylı bilgi için bkz. İbrahim Kırçova, Pınar Öztürk, İnternette Ticaret ve Hukuksal Sorunlar, İTO Yayını, 2000.
[16] Fikret Eren, Borçlar Hukuku Özel Hükümler, Yetkin Yayınları, Ankara, 2018, s. 236.
[17] Kanunun gerekçesine bakıldığında bu tanım aynı zamanda tüketicinin sadece mal veya hizmetler hakkında bilgi toplamak amacıyla bir satıcı veya sağlayıcının işyerini ziyaret etmesiyle beraber uzaktan bir iletişim aracı vasıtasıyla sözleşmeyi müzakere ettiği ve kurduğu durumları içine alır. Bkz. Mustafa Topaloğlu, Mesafeli Sözleşmeler, Beykent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 2 - Sayı: 3, Haziran 2016, ss.13-50.
[18] Detaylı bilgi için bkz. Ulvi Altınışık, Elektronik Sözleşmeler, Seçkin Yayıncılık, 1. Baskı, Ankara 2003.
[19] Murat Aydoğdu, Nalan Kahveci, Türk Borçlar Hukuku – Özel Borç İlişkileri, Adalet Yayınevi, Ankara 2017, s. 174; Aydın Zevkliler, Murat Aydoğdu, Tüketicinin Korunması Hukuku, 3.Bası, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2004, s. 267; Mustafa Topaloğlu, Bilişim Hukuku, Karahan Kitabevi, Adana 2005, s. 197.
[20] Mesafeli veya gönderme satımı ile ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. Özge Yenice, Türk Borçlar Kanunu ve Viyana Konvansiyonu Hükümlerine Göre Gönderme Satımı, On İki Levha Yayıncılık, İstanbul 2015.
[21] Aydoğdu – Kahveci, s. 174.
[22] John Dickie, Internet and Electronic Commerce Law in the European Union, Oxford-Portland- Oregon 1999, s. 93-94.
[23] İlhan KARA, Yeni Kanuna Göre Tüketici Hukuku, Ergin Yayınevi, Ankara 2015, s.1021.
[24] İ. Yılmaz ASLAN, 6502 sayılı Kanuna Göre Tüketici Hukuku, 5. Baskı, Ekin Kitapevi Yayınları, 2015, s.557 vd.
[25] Topaloğlu, s.195.
[26] Topaloğlu, s. 195.
[27] Aslan, s. 559 vd.
[28] Topaloğlu, s.197.
[29] Necip Kocayusufpaşaoğlu, Hüseyin Hatemi, Rona Serozan, Abdülkadir Arpacı, Borçlar Hukuku Genel Bölüm, Sözleşme, Cilt I, Filiz Kitabevi, İstanbul, 2017, s. 226. Tüketici sözleşmelerinin sözleşme serbestisi ilkesi çerçevesinde değerlendirilemeyeceği uygulamada da açıkça vurgulanmıştır. Bu hususta Yargıtay bir kararda “4077 sayılı TKHK’nın 1. Maddesinde kanunun amacının ekonominin gereklerine ve kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, aydınlatıcı, eğitici, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı önlemleri almak ve tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek olduğu anlaşılmaktadır. Şu haliyle tüketici kanununda yer alan hükümler buyurucu nitelikte hükümler olup, tarafların sözleşme serbestisi ilkeleri çerçevesinde imzalayacakları sözleşmelerin yasanın bu buyurucu hükümlerine aykırı olmaması gerekir” şeklinde hüküm kurmuştur. Y 13. HD 2013/32725E., 2014/14789 K.
[30] Topaloğlu, s. 105 vd.
[31] Mehmet Demir, Mesafeli Sözleşmelerin İnternet Üzerinden Kurulması, Turhan Kitapevi, Ankara 2004, s.211 vd.
[32] Aslan, s. 566 vd.
[33] 15/7/2016 tarihli ve 6728 sayılı Kanunun 45 inci maddesiyle, bu fıkrada yer alan “teminat sözleşmeleri,” ibaresi “banka teminat mektupları dışındaki teminat sözleşmeleri,” şeklinde değiştirilmiştir.
[34] Detaylı bilgi için bkz. Mine Erturgut, Elektronik İmza Kanunu Bakımından E-belge ve E-imza, Bankacılar Dergisi, Sayı 48, 2003, ss.66-79; Elektronik İmzalar İçin Topluluk Çerçevesi konusunda 13 Aralık 1999 tarihli 1999/93/AT sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Direktifi, Topluluk Resmi Gazetesi, No:L 013, 19.1.2000, s.0012-0020; Hakan Pekcanıtez, Elektronik Ticaretin Türk İspat Hukukuna Getirdiği Sorunlar ve Çözüm Önerileri, Uluslararası İnternet Hukuku Sempozyumu, 21-22 Mayıs 2001, İzmir.
[35] Kara, s. 510.
[36] İnternet üzerinden yapılan elektronik ticaret işlemlerinin güvenli hale getirilmesi konusunda VISA tarafından geliştirilen “3-D Secure” protokolü Mastercard tarafından da kabul edilmiş, bir uygulama şartı olarak getirilmiştir. Bu sayede hem kart hamilleri hem de üye iş yerleri olası sahtekârlıklara karşı güvence altına alınmaktadır. Bir sanal mağazada ve internet alışveriş sayfasında “Verified by Visa®” veya “MasterCard® SecureCode” logoları bulunuyorsa o sanal iş yerlerinde “3 D Secure” uygulaması olduğu anlaşılır. Kart hamilleri 3D Secure sistemine internet bankacılığı yoluyla kaydolarak işlemlerin daha güvenli hale getirebilirler.
[37] M. Kemal Oğuzman – Turgut Öz, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Cilt I, İstanbul, 2018, s. 449 vd.
[38] Bkz. Y. 13. Hukuk Dairesi 2015/25017 E., 2018/556 K. “Somut olayda, internet üzerinden davacı tarafından satın alma için onaylanan sözleşmede cayma hakkının sözleşme tarihinden itibaren 14 gün içerisinde yapılabileceği belirtilmiş olup gerek 6502 sayılı Yasanın 48/4 maddesi gerekse ilgili yönetmeliğin 9/2 maddesi gereğince, ilgili bildirim yapıldığından, davacının cayma hakkının sözleşme tarihinden itibaren kullanabileceği anlaşılmaktadır ...”.; Y. 13. Hukuk Dairesi 2016/28878 E., 2019/3909 K.
[39] Liqiang Chen, Online consumer behavior: An empirical study based on theory of planned behavior, https://www.researchgate.net/publication/280149447_Online_consumer_behavior_An_empirical_study_based_on_theory_of_planned_behavior, s. 2.