E-Kitaplar
Finansta İnsan Faktörü
- Yayınevi: Aristo Yayınevi
- Yazar: Habil GÖKMEN
- Sayfa Sayısı: 58
- Yayın Tarihi: 15.03.2022
- Baskı: 1
- Tür: E-kitap
- Basılı Olsaydı Fiyatı: 50,00
Bu kitap 1965 kez incelendi; 15 adet satıldı.
Kategoriler: Bankacılık - Finans Hukuku, Bütün Hukuk Kitapları, Genel Kültür
Bütün finansal kararlar bireyler tarafından alınır. En büyük kurumlar bile bireyler tarafından alınan kararlarla yönetilir. Kurumlardaki bireylerin finansta uzman olmaları önemli konularda hatalı veya yanlış kararlar almalarını engellemez. Yarım yüzyıllık finans tarihi bile uzmanlar tarafından alınan yanlış karar örnekleriyle doludur. Söz konusu yanlış kararları alan uzmanların bazıları bir süre sonra hata yaptıklarını ve yanlış karar verip uyguladıklarını kabul etmişlerdir. Diğer hatalı kararlar ise sonuçları ve verdikleri zararlar itibariyle yanlışlıklarını kanıtlamışlardır.
ABD Merkez Bankası FED (Federal Reserve) tarafından 2008 finans krizi sonrasında alınan parasal genişleme kararının finansal eşitsizliği artıracağı son derece açıkken bu kurumun en üst yöneticileri bunu ya öngörememişler ya da görmezden gelmişlerdi. Benzer şekilde, 1980'li yıllarda başlattıkları serbestleşme (deregulation) uygulamalarının son derece olumsuz sonuçlarını uzmanlar ya bilememiş ya da görmezden gelmişlerdi. Türkiye'yi 1994 ve 2001 finansal krizlerine götüren kararlar da ekonomi ve finansta uzman olarak kabul edilen kişiler tarafından alınmıştı. Ne yazık ki, bu kişilerin sözde uzmanlığı ekonomiyi felakete götürmekten alıkoyamamıştı.
Öyle ya da böyle bütün finansal kararların sonuçları vardır. Gerçeklerden belki bir süre kaçılabilir, ama somutlaşan olumsuz sonuçlardan sürekli olarak kaçılamayacağını bu kısa finans tarihi bile hepimize göstermiştir. Finans konusunda en çok güven duyulan uzmanlar, profesyoneller ve bilim insanları bile hatalar yapıyorlarsa, finansla hiç bir ilgisi olmayan amatör bireylerin hata yapmamaları beklenemez.
İnsanlar hem finansal hem de finansal olmayan kararlarında hata yapabilirler ve bu çok doğaldır. İster amatör isterse uzman olsun bir kimsenin hata yapmamasını beklemek gerçekçi değildir. İnsanın doğal yapısı hata yapmasına izin verir, çünkü bilgisi, duyuları ve algıları sınırlıdır. İnsan söz konusu bu sınırlar nedeniyle çevresini kusursuz bir şekilde değerlendiremez. Birey finansal bir karar alırken çok gelişmiş makineler ve yöntemler kullansa bile yine de hata yapabilir. Hem doğal çevrede hem de ekonomik ve finansal ortamda öylesine fazla değişken vardır ki hiç bir makinenin ve insanın kapasitesi hepsini değerlendirmeye yetmez.
Gündelik hayatta insanlar genelde çok karmaşık kararlar vermek zorunda kalmazlar. Ekonomik hayata ilişkin verdikleri kararlar tüketim ve yatırımla ilgilidir. Bu kararlar çoğunlukla rutindir ve hızlı bir şekilde alınırlar. İktisat ve finansta genel kabul gören varsayıma göre insanlar rasyonel olup genellikle doğru finansal kararlar verirler. Ancak bulgular durumun böyle olmadığını göstermektedir. İnsanların tüketim ve yatırım kararlarında ciddi hatalar yaptıkları, yani aslında tam anlamıyla rasyonel olmadıkları varsayım değil, açık bir gerçektir.
Finans bilimi insanların ve kurumların finansal davranışlarını ve ilişkilerini inceler. Bu konuda kanunlar ve kurallar bulmaya çabalar. Böylelikle daha kontrol edilebilir ve öngörülebilir bir ortam oluşturmaya çalışır. Şimdiye kadar genelgeçer finansal bir kanun bulunamamıştır. Bu arayış, geçmiş çağlardaki simyacıların elementlerden altın elde etme çabalarını bir nebze andırmaktadır.
İnsanların davranışları hem bireysel hem de sosyal bağlamda ele alınabilir. Bireysel olarak bile çok karmaşık olan insan doğası sosyal düzeyde çok daha karmaşık bir yapıya bürünmektedir. Bu nedenle, iktisat biliminde araştırma yaparken Latince bir terim olan "ceteris paribus" varsayımı kullanılır. Yani bir değişken haricindeki her şeyin sabit tutulduğu, değişmediği varsayılır. Böylelikle, insanlar arasındaki iktisadi ilişkilerde benzerlikler ve ortak yönler belirlenerek, çok karmaşık olan yapılardan temel kanunlar elde edilmeye çalışılır.
Ana akım iktisadi ve finansal öğretilerde insan doğasına ilişkin bazı temel varsayımlar kabul görmüştür. İnsanın rasyonel ve bencil olması bunların en önde gelenleridir. Son derece karmaşık bir yapıya sahip olan insan doğasının bu kadar basit ve yanlış bir varsayıma tabi tutulması gerçeklikten uzaklaşmaya neden olarak bütün insanlık için olumsuz sonuçlar doğurmuştur. Bu durum kaos teorisindeki kelebek etkisine benzetilebilir. Son derece küçük hatalar, çok büyük olay ve sonuçlara yol açabilir. Son elli yıllık finans tarihi de bunu doğrular niteliktedir.
Bu kitapta finansın yapı taşı olan bireyin ve bireylerden oluşan toplumun finanstaki rolü ve önemi üzerinde durulmaktadır. Gerçek dışı varsayımlar, modeller ve formüller yerine, finansal kavramlara ilişkin gerçekçi bir perspektif sunulması amaçlanmaktadır.
Habil GÖKMEN
- Eğitim Sayısı 0
- E-Kitap Sayısı 1
- Eğitim Alan Kişi Sayısı 0
- E-Kitap Alan Kişi Sayısı 0
Eğitmen Hakkında
1968 Ankara doğumlu olan Habil Gökmen, 1994 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi İngilizce İşletme Bölümünden mezun olmuştur. Yüksek Lisansını 1997 yılında “Türkiye’de Sermaye Piyasasının Tarihsel Gelişimi ve Uluslararası Piyasalara Entegrasyonu” isimli teziyle tamamlamıştır. 2003 yılında “İşletmenin Piyasa Değerinin Oluşumunda Entelektüel Sermayenin Rolü Üzerine Analitik Bir Yaklaşım” konulu teziyle doktor unvanını almıştır. Uzmanlık alanları finansal okuryazarlık, girişimcilik finansı ve risk yönetimidir. Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi İngilizce İşletme Bölümü Muhasebe-Finansman Anabilim dalında öğretim üyesidir.
FORMÜL:
Kitabın Sayfa Sayısı / 2 x 1000 / 69000 = 1000 adet basılan bir kitap için kesilen ağaç sayısı
Kağıt yapımında, genellikle iğne yapraklı ağaçlardan Ladin ve Çam ağaçları kullanılmaktadır. Çoğunluk çam ağacına aittir.
Dünya çapında her gün 80.000 ila 160.000 ağaç kesilmekte ve kağıt endüstrisinde kullanılmaktadır. Ormanlar yok edilmekte, küresel ölçekte iklim değişikliğine sebep olmaktadır.
Bir çam ağacının boyunu ortalama 18 m, yarıçapı da 15 cm eder. Bu durumda bir çam ağacı 1,2717 metreküptür. 0.0083 metreküp odun yaklaşık 4,5 kg gelir. Bu durumda 1,2717 metreküp odun yani bir ağaç 690 kg gelecektir.
Bir ağaçtan elde edilen kağıt, ağacın ağırlığının yarısı kadar etmektedir.
O halde, ortalama bir çam ağacı 690 kg ettiğine göre, elde edilecek kağıt 345 kg olacaktır.
Bir A4 beyaz kağıdın ağırlığı 5 gr etmektedir. Demek ki, bir ağaçtan 345000/5 = 69000 adet A4 yaprağı elde edilmektedir.
Günümüzde özellikle dijital kitap baskılarında, kitabın boyutu ne olursa olsun A4 boyutunda kağıt harcanmakta olup, kesime giren kısımları atılmaktadır.
Buraya kadar elde edilen verilerle şöyle bir formül çıkartılabilmektedir:
Kitabın sayfa sayısı / 2 = kitapta kullanılan kağıt yaprağı.
Her kitabın asgari 1000 adet basıldığı (ki ortalama çok daha yüksek çıkacaktır)
FORMÜL:
Kitabın Sayfa Sayısı / 2 x 1000 / 69000 = 1000 adet basılan bir kitap için kesilen ağaç sayısı
E-kitaplar geleceğimizi kurtaracak. Gelin e-kitapları daha çok sevelim, doğaya bir nebze olsun nefes verelim.
Peki basılı kitapların çevreye verdiği tahribat sadece ağaç ile mi sınırlı? Tabii ki hayır! Bir araştırmaya göre, Amerika Birleşik Devletlerinde hava kirliliğinin yüzde yirmisini kağıt fabrikaları oluşturuyor. Bununla birlikte havayla sınırlı kalmayıp su kirliliğine de büyük ölçüde neden oluyor. Zira kağıt, yapısı gereğince bol suya ihtiyaç duyar.
Modern tesislerde bile 1 ton kağıt üretebilmek için yaklaşık 50 ton su kirletilmektedir.
Artık karar sizin? E-kitap teknolojisi yokken elbette kitaplar ağaçlardan daha önemli idi. Zira, entelektüel hale gelen her birey doğayı korumak için fazladan çaba harcayabilecek bilince kavuşmuş olacaktı.
Ya şimdi? Tamamen zararsız bir teknoloji varken, hala zararlı nostaljik alışkanlıklarınıza devam mı etmek istiyorsunuz? Siz bilirsiniz…