E-Kitaplar
Türk Soylu Yabancıların Çalışma Hakları
- Yayınevi: Aristo Yayınevi
- Yazar: Av. Amanbibi SARYYEVA
- Sayfa Sayısı: 26
- Yayın Tarihi: 03.12.2025
- Baskı: 1
- Tür: E-kitap
- Basılı Olsaydı Fiyatı: 75,00
Kategoriler: Bütün Hukuk Kitapları, Kongreler / Sempozyumlar
Türk hukuku açısından yabancılar içinde farklı bir statü oluşturan grup, “Türk soylu yabancılar”dır. Bu statü, 1981 yılında kabul edilen 2527 sayılı Türk Soylu Yabancıların Türkiye’de Meslek ve Sanatlarını Serbestçe Yapabilmelerine, Kamu, Özel Kuruluş veya İşyerlerinde Çalıştırılabilmelerine İlişkin Kanun ve 1982 tarihli aynı Kanun’un Uygulama Yönetmeliği ile düzenlenmiştir. Ancak Türk soylu yabancıların kapsamına kimlerin gireceği mevzuatta açık ve kesin bir şekilde belirlenmemiştir. İskân Kanunu uyarınca göçmen olarak kabul edilen kişilerin de Türk soylu olmaları nedeniyle, bu kişilere tanınan imkân ve imtiyazlar da çalışmanın kapsamına dahil edilmiştir.
İskân Kanunu ve Türk Vatandaşlığı Kanunu’nda göçmenlerin vatandaşlığa alınmasına ilişkin hükümler bulunmaktadır. Aynı konuya ilişkin iki ayrı düzenlemenin eş zamanlı olarak yürürlükte bulunması uygulamada karışıklığa yol açmakta; hangi düzenlemenin hangi koşullarda uygulanacağı öğretide farklı görüşlere konu olmaktadır. Bu nedenle, söz konusu sorun çalışmada ayrıntılı biçimde ele alınmıştır.
Çalışma hakkı, 1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi başta olmak üzere, 1950 tarihli İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme ve diğer birçok uluslararası belge ile güvence altına alınmıştır. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 23. maddesinde çalışma hakkı, “her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, adil ve elverişli çalışma şartlarına… hakkı vardır” şeklinde ifade edilmiştir. Bu hüküm, çalışma hakkının herhangi bir ayrım yapılmaksızın herkes için güvence altına alındığını açıkça göstermektedir. Benzer hükümler diğer uluslararası belgelerde de yer almaktadır.
Av. Amanbibi SARYYEVA
- Eğitim Sayısı 0
- E-Kitap Sayısı 1
- Eğitim Alan Kişi Sayısı 0
- E-Kitap Alan Kişi Sayısı 0
- Makale Sayısı 0
Eğitmen Hakkında
FORMÜL:
Kitabın Sayfa Sayısı / 2 x 1000 / 69000 = 1000 adet basılan bir kitap için kesilen ağaç sayısı
Kağıt yapımında, genellikle iğne yapraklı ağaçlardan Ladin ve Çam ağaçları kullanılmaktadır. Çoğunluk çam ağacına aittir.
Dünya çapında her gün 80.000 ila 160.000 ağaç kesilmekte ve kağıt endüstrisinde kullanılmaktadır. Ormanlar yok edilmekte, küresel ölçekte iklim değişikliğine sebep olmaktadır.
Bir çam ağacının boyunu ortalama 18 m, yarıçapı da 15 cm eder. Bu durumda bir çam ağacı 1,2717 metreküptür. 0.0083 metreküp odun yaklaşık 4,5 kg gelir. Bu durumda 1,2717 metreküp odun yani bir ağaç 690 kg gelecektir.
Bir ağaçtan elde edilen kağıt, ağacın ağırlığının yarısı kadar etmektedir.
O halde, ortalama bir çam ağacı 690 kg ettiğine göre, elde edilecek kağıt 345 kg olacaktır.
Bir A4 beyaz kağıdın ağırlığı 5 gr etmektedir. Demek ki, bir ağaçtan 345000/5 = 69000 adet A4 yaprağı elde edilmektedir.
Günümüzde özellikle dijital kitap baskılarında, kitabın boyutu ne olursa olsun A4 boyutunda kağıt harcanmakta olup, kesime giren kısımları atılmaktadır.
Buraya kadar elde edilen verilerle şöyle bir formül çıkartılabilmektedir:
Kitabın sayfa sayısı / 2 = kitapta kullanılan kağıt yaprağı.
Her kitabın asgari 1000 adet basıldığı (ki ortalama çok daha yüksek çıkacaktır)
FORMÜL:
Kitabın Sayfa Sayısı / 2 x 1000 / 69000 = 1000 adet basılan bir kitap için kesilen ağaç sayısı
E-kitaplar geleceğimizi kurtaracak. Gelin e-kitapları daha çok sevelim, doğaya bir nebze olsun nefes verelim.
Peki basılı kitapların çevreye verdiği tahribat sadece ağaç ile mi sınırlı? Tabii ki hayır! Bir araştırmaya göre, Amerika Birleşik Devletlerinde hava kirliliğinin yüzde yirmisini kağıt fabrikaları oluşturuyor. Bununla birlikte havayla sınırlı kalmayıp su kirliliğine de büyük ölçüde neden oluyor. Zira kağıt, yapısı gereğince bol suya ihtiyaç duyar.
Modern tesislerde bile 1 ton kağıt üretebilmek için yaklaşık 50 ton su kirletilmektedir.
Artık karar sizin? E-kitap teknolojisi yokken elbette kitaplar ağaçlardan daha önemli idi. Zira, entelektüel hale gelen her birey doğayı korumak için fazladan çaba harcayabilecek bilince kavuşmuş olacaktı.
Ya şimdi? Tamamen zararsız bir teknoloji varken, hala zararlı nostaljik alışkanlıklarınıza devam mı etmek istiyorsunuz? Siz bilirsiniz…