Menu

Arama Yapın

MARKA VE PATENT VEKİLLİĞİ SINAVINA HAZIRLIK EĞİTİMLERİNİ İNCELE!

Menu

Bu kitap, e-kitap formatında olduğu için 0,11 ağaç kesilmekten kurtarılmıştır.

E-Kitaplar

Hukukçular İçi̇n Pnömokonyoz Rehberi̇

  • Yayınevi: Aristo Yayınevi
  • Yazar: Prof. Dr. İbrahim AKKURT
  • Sayfa Sayısı: 15
  • Yayın Tarihi: 09.09.2023
  • Baskı: 1
  • Tür: E-kitap
  • Basılı Olsaydı Fiyatı: 30,00
30,00 TL
12,00 TL

Bu kitap 1009 kez incelendi; 11 adet satıldı.

Kategoriler: Bütün Hukuk Kitapları, İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku, Kongreler / Sempozyumlar

Öncelikle hemen belirtmem gereken ilk nokta, bu yazının 20 Ocak 2023’de çevrimiçi gerçekleştirilmiş olan 2. İş Hukuku Kongresindeki sunum için hazırlanmış olan konuşmadan elde edilmiş bir derleme olduğudur. İkincisi de yazının hukukçular için bir ders olma vasfı olmayıp son zamanlarda mahkemelerde meslek hastalıkları ile ilgili açılan ve giderek artan davaların büyük bir kısmının “pnömokonyozlar” olması nedeniyle birçok kesimden tarafımdan sözel ya da yazılı uzman görüşü istenmesi vesilesiyledir. Doğrusu, çiçeği burnunda genç bir göğüs hastalıkları uzmanı olarak mecburi hizmet kurasıyla 3 Mart 1992’de başladığım ilk görev yerim olan meslek hastalıkları hastanesinde aylar içinde ilk duyduğum terimlerin bir kısmı da hukukiydi: Meslekte kazanma gücü azalma oranı (MKGAO), ki farklı gibi algılansa da eşdeğeri olan maluliyet, çalışma kapasitesi kavramları ve bunların oranlarıyla tazminat, rüc’u davaları vs. Bu durum o tarihlerden başlayarak beni bu konuda araştırmaya, yazmaya, kongreler-sempozyum, kurs ve panellerde değişik platformlarda konuyu sürekli irdelemeye, anlatmaya itti (1-13). İrdelediğimde konunun gerçekten de o dönemdeki SSK için kanayan bir yara olduğunu (14) gördüm. Bu tarihten başlayarak gerek dünyada gerekse de ülkemizde bu konuda ciddi bir bilgi birikimi oluştu (15-23). İşte bu yazıda pnömokonyoz özelinde bu konudaki doğrular ve yanlışların özellikle hukuki boyuta yansıyan kısmı irdelenecektir.


FORMÜL:

 

Kitabın Sayfa Sayısı / 2 x 1000 / 69000 = 1000 adet basılan bir kitap için kesilen ağaç sayısı

 

 

Kağıt yapımında, genellikle iğne yapraklı ağaçlardan Ladin ve Çam ağaçları kullanılmaktadır. Çoğunluk çam ağacına aittir.

 

Dünya çapında her gün 80.000 ila 160.000 ağaç kesilmekte ve kağıt endüstrisinde kullanılmaktadır. Ormanlar yok edilmekte, küresel ölçekte iklim değişikliğine sebep olmaktadır.

 

Bir çam ağacının boyunu ortalama 18 m, yarıçapı da 15 cm eder. Bu durumda bir çam ağacı 1,2717 metreküptür. 0.0083 metreküp odun yaklaşık 4,5 kg gelir. Bu durumda 1,2717 metreküp odun yani bir ağaç 690 kg gelecektir.

 

Bir ağaçtan elde edilen kağıt, ağacın ağırlığının yarısı kadar etmektedir.

 

O halde, ortalama bir çam ağacı 690 kg ettiğine göre, elde edilecek kağıt 345 kg olacaktır.

 

Bir A4 beyaz kağıdın ağırlığı 5 gr etmektedir. Demek ki, bir ağaçtan 345000/5 = 69000 adet A4 yaprağı elde edilmektedir.

 

Günümüzde özellikle dijital kitap baskılarında, kitabın boyutu ne olursa olsun A4 boyutunda kağıt harcanmakta olup, kesime giren kısımları atılmaktadır.

 

Buraya kadar elde edilen verilerle şöyle bir formül çıkartılabilmektedir:

 

Kitabın sayfa sayısı / 2 = kitapta kullanılan kağıt yaprağı.

 

Her kitabın asgari 1000 adet basıldığı (ki ortalama çok daha yüksek çıkacaktır)

 

FORMÜL:

 

Kitabın Sayfa Sayısı / 2 x 1000 / 69000 = 1000 adet basılan bir kitap için kesilen ağaç sayısı

 

E-kitaplar geleceğimizi kurtaracak. Gelin e-kitapları daha çok sevelim, doğaya bir nebze olsun nefes verelim.

 

Peki basılı kitapların çevreye verdiği tahribat sadece ağaç ile mi sınırlı? Tabii ki hayır! Bir araştırmaya göre, Amerika Birleşik Devletlerinde hava kirliliğinin yüzde yirmisini kağıt fabrikaları oluşturuyor. Bununla birlikte havayla sınırlı kalmayıp su kirliliğine de büyük ölçüde neden oluyor. Zira kağıt, yapısı gereğince bol suya ihtiyaç duyar.

 

Modern tesislerde bile 1 ton kağıt üretebilmek için yaklaşık 50 ton su kirletilmektedir.

 

Artık karar sizin? E-kitap teknolojisi yokken elbette kitaplar ağaçlardan daha önemli idi. Zira, entelektüel hale gelen her birey doğayı korumak için fazladan çaba harcayabilecek bilince kavuşmuş olacaktı.

 

Ya şimdi? Tamamen zararsız bir teknoloji varken, hala zararlı nostaljik alışkanlıklarınıza devam mı etmek istiyorsunuz? Siz bilirsiniz…