Menu

Arama Yapın

İcra İflas Hukukunda Güncel Meseleler 2024 | Hemen Kaydolmak İçin Tıkla

Menu

Bu kitap, e-kitap formatında olduğu için 0,54 ağaç kesilmekten kurtarılmıştır.

E-Kitaplar

Ticari İşletmenin Devrinde Borca Aykırılık

  • Yayınevi: Aristo Yayınevi
  • Yazar: Doç. Dr. Melek BİLGİN YÜCE
  • Sayfa Sayısı: 74
  • Yayın Tarihi: 28.01.2021
  • Baskı: 1
  • Tür: E-kitap
  • Basılı Olsaydı Fiyatı: 20,00
20,00 TL
8,00 TL

Kategoriler: Borçlar Hukuku, Bütün Hukuk Kitapları, Kongreler / Sempozyumlar, Ticaret Hukuku

Bir işletmenin devri, ister esnaf işletmesi olsun ister ticari işletme olsun, günümüzde oldukça yaygın olarak yapılan bir hukuki işlemdir. Bir işletme, tüzel kişiliğe sahip olmadığından, esasen kendi malvarlığı olmaz; işletmenin malikinin malvarlığı içinde bir yere sahip olur. Hal böyle olmakla birlikte, işletmenin kapsamında, faaliyetlerin sürdürülebilmesi adına ona özgülenmiş olan eşyalar bulunduğu gibi, işletmenin faaliyetleri çerçevesinde yapılan çeşitli hukuki işlemlere dayalı olarak haklar kazanılması veya borç altına girilmesi de mümkündür. Bu bağlamda, çeşitli durumlarda işletmenin faaliyeti çerçevesinde oluşan bu haklar ile borçlar bakımından, ayrı bir malvarlığı varmış gibi bir görünüm ortaya çıkabilmektedir[1]. İşletmenin devrinde aslında tarafların üzerinde anlaştığı husus işletmenin devri olmakla birlikte; temelde ise devredilen, işletmenin kapsamındaki bu haklar ve borçlardır. Bir başka deyişle, işletmenin devri halinde soyut bir kavramın devredilmesi değil, bizzat işletmenin maliki olan kişinin malvarlığından, işletmeye ait olan bu ayrı malvarlığının devri gerçekleştirilmektedir.

2012 yılına kadar Türk Borçlar Kanunu (TBK) dışında, işletmenin devri ve devri halinde, işletmenin alacaklılarını koruma adına devralan yanında devredeni de bir süreliğine müteselsil olarak sorumlu tutan düzenleme dışında başka bir yerde konu düzenlenmemişti. Bu düzenlemede esnaf işletmesi ile ticari işletme arasında da bir ayırım yapılmamaktadır. 2012 yılında Türk Ticaret Kanunu (TTK) ile getirilen yeni düzenleme çerçevesinde ise, ticari işletmelerin devrine ilişkin m.11 hükmü getirilmiş, ticari işletmelerin devri konusunda bir farklılık yaratılmıştır. Bu çalışmada hedef, işletmenin devrinde borca aykırılık olduğundan, devrin yeni düzenlemeye dayalı tartışmalarına girilmeyecektir[2]. Genel olarak ağırlıktaki görüşler üzerinden açıklamalar yapılacak; sonuç farklılığı yaratan bir durum söz konusu olduğunda ise, yer yer diğer görüşlere de değinilebilecektir.

Çalışmanın amacı, ticari işletmenin devrine dayalı olarak ortaya çıkan borca aykırılık hallerinde uygulanacak hükümlerin tespitinde nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini irdelemektir. Konuya ilişkin çalışmalara bakıldığında, ticari işletmenin devrinin nitelendirilmesi, şekil, işlemin malvarlığına etkileri, ticaret sicilinin fonksiyonu konuları temelinde incelemeler yapıldığı tespit edilebilmiştir. Çalışmalarda, devredilen ticari işletme kapsamında bir borca aykırılık olup olmadığı, olduğu takdirde de hangi hükümlerin uygulanması gerektiği ve söz konusu borca aykırılığın sözleşmenin geçerliliğine etkisinin olup olmayacağı genelde inceleme konusu yapılmamıştır.

Ayrıca karşı edimin temerrüdü halinde açıklanacağı üzere, ticari işletmenin devri bakımından bütünlük ilkesi öngörülmekteyse de, bu ilke sadece sözleşmedeki borcun ifası bakımındandır; sözleşmenin sonradan asli borcun ifasının imkânsızlaşması, ayıp ya da kısmi zapt halinde sözleşmenin bütününün sonradan hükümsüz hale gelmesi ya da karşı edimde temerrüde dayalı olarak seçimlik haklardan dönme hakkının kullanılması halinde, iade bakımından bir bütünlük kavramından bahsedilemez. Bu hallerde tasfiyenin nasıl yapılacağı düzenlenmemiş olup, çoğu olayda devralan tarafından aktif olarak (mevcut veya yeni borçların ifası, alacakların tahsili, yeni sözleşmeler akdedilmesi vb) işletilmeye devam eden bir işletmenin varlığı dikkate alındığında, tasfiyede zorluk yaşanması muhtemeldir. Bu konunun ayrı bir çalışma ile ele alınmasında fayda olduğu düşünülmektedir.

Çalışmamızda bu konulara ilişkin temel bir farkındalık yaratma arzusu bulunmaktadır. Konuya ilişkin tartışmalar olacağı açıktır; ancak yine de, bu çalışmayla uygulanacak hükümler bakımından olası tartışmaları da dikkate alarak, bir hukuki temel oluşturulmasına gayret edilmekte ve konunun ileride netleştirilmesinde bir adım atılması sağlanmaya çalışılmaktadır.

 

[1]     Ekonomik olarak bir bütün oluşturan malvarlığı değerlerinin toplamından bir ticari işletmenin varlığı sonucuna ulaşılmaktaysa da, ticari işletme bir tüzel kişiliğe sahip olmadığından ayrı bir malvarlığı olduğundan bahsedilemez. Bu bağlamda işleten kişinin malvarlığı içinde yer alır, sorumluluk bakımından işletenin tüm malvarlığı değerlerine başvurulabilir. Konu ve tartışmalar için bkz. ÜLGEN, Hüseyin – HELVACI, Mehmet – KENDİGELEN, Abuzer – KAYA, Arslan – NOMER ERTAN, N. Füsun: Ticari İşletme Hukuku,  B.4, İstanbul 2015, N.339; ARKAN, Sabih: Ticari İşletme Hukuku, B.19, Ankara 2014, s.33.

[2]     Yeni düzenlemeye ilişkin tartışmalar için bkz. BAHTİYAR Mehmet: Yeni Ticaret Kanunu Ve Borçlar Kanununun Ticari İşletmenin Devri Konusunda Getirdikleri, Legal Hukuk Dergisi, İstanbul, 2011, Y. 9, S. 106, s. 3895 vd.; KENDİGELEN, Abuzer: Türk Ticaret Kanunu, Değişiklikler, Yenilikler ve İlk Tespitler, On İki Levha Yayıncılık A.Ş., İstanbul, 2016, B.3; ERDEM, Ercüment: “Türk Ticaret Kanunu Uyarınca Ticari İşletmenin Devri”, 2014, http://journal.yasar.edu.tr/wp-content/uploads/2014/0 1/28-Erc%C3%BCment-ERDEM.pdf, s. 991 vd.; TOPUZ, Murat: Ticari İşletmenin Devrinde Tasarruf İşlemlerine İlişkin Şekil Sorunu”,

http://dspace.marmara.edu.tr/bitstream/handle/11424/2091/5000001563-5000000610-PB.pdf?sequence=1&isAllowed=y; TOPÇUOĞLU, Murat: Yeni TTK’nın ve Yeni TBK’nın Ticari İşletmenin ve Kiracılık Hakkının Devrine İlişkin Hükümlerinin Değerlendirilmesi”, Terazi Aylık Hukuk Dergisi, 2013, C. 8, S. 81.

Akademisyen

Doç. Dr. Melek BİLGİN YÜCE

  • Eğitim Sayısı 29
  • E-Kitap Sayısı 8
  • Eğitim Alan Kişi Sayısı 28280
  • E-Kitap Alan Kişi Sayısı 5242
  • Makale Sayısı 0

Eğitmen Hakkında

Melek Bilgin Yüce, 1970 izmit doğumlu olup, 1996 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesindeki lisans eğitimini tamamlamıştır. « Kamu Taşınmazlarına İlişkin Tasarruf İşlemleri » konulu yüksek lisans tezini Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde, « Garanti Sözleşmesi » konulu doktora tezini de Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde tamamlamıştır. Bir yıl avukatlık tecrübesinden sonra akademiyi tercih eden Yüce, 2000 – 2007 yılları arasında kocaeli üniversitesi hukuk fakültesi medeni hukuk anabilim dalında ; daha sonra 2007-2018 yılları arasında Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesinde ve 2018-2020 yılları arasında da Antalya Bilim Üniversite'sinde aynı alanda çalışmıştır. Medeni Hukuk alanındaki tüm dersleri veren Yüce'nin monografik eserler ve kitap bölümleri dışında, lisans kitapları ve çeşitli konularda makaleleri bulunmaktadır.

Sosyal Medya


Melek Bilgin Yüce, 1970 izmit doğumlu olup, 1996 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesindeki lisans eğitimini tamamlamıştır. « Kamu Taşınmazlarına İlişkin Tasarruf İşlemleri » konulu yüksek lisans tezini Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde, « Garanti Sözleşmesi » konulu doktora tezini de Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde tamamlamıştır. Bir yıl avukatlık tecrübesinden sonra akademiyi tercih eden Yüce, 2000 – 2007 yılları arasında kocaeli üniversitesi hukuk fakültesi medeni hukuk anabilim dalında ; daha sonra 2007-2018 yılları arasında Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesinde ve 2018-2020 yılları arasında da Antalya Bilim Üniversite'sinde aynı alanda çalışmıştır. Medeni Hukuk alanındaki tüm dersleri veren Yüce'nin monografik eserler ve kitap bölümleri dışında, lisans kitapları ve çeşitli konularda makaleleri bulunmaktadır.


FORMÜL:

 

Kitabın Sayfa Sayısı / 2 x 1000 / 69000 = 1000 adet basılan bir kitap için kesilen ağaç sayısı

 

 

Kağıt yapımında, genellikle iğne yapraklı ağaçlardan Ladin ve Çam ağaçları kullanılmaktadır. Çoğunluk çam ağacına aittir.

 

Dünya çapında her gün 80.000 ila 160.000 ağaç kesilmekte ve kağıt endüstrisinde kullanılmaktadır. Ormanlar yok edilmekte, küresel ölçekte iklim değişikliğine sebep olmaktadır.

 

Bir çam ağacının boyunu ortalama 18 m, yarıçapı da 15 cm eder. Bu durumda bir çam ağacı 1,2717 metreküptür. 0.0083 metreküp odun yaklaşık 4,5 kg gelir. Bu durumda 1,2717 metreküp odun yani bir ağaç 690 kg gelecektir.

 

Bir ağaçtan elde edilen kağıt, ağacın ağırlığının yarısı kadar etmektedir.

 

O halde, ortalama bir çam ağacı 690 kg ettiğine göre, elde edilecek kağıt 345 kg olacaktır.

 

Bir A4 beyaz kağıdın ağırlığı 5 gr etmektedir. Demek ki, bir ağaçtan 345000/5 = 69000 adet A4 yaprağı elde edilmektedir.

 

Günümüzde özellikle dijital kitap baskılarında, kitabın boyutu ne olursa olsun A4 boyutunda kağıt harcanmakta olup, kesime giren kısımları atılmaktadır.

 

Buraya kadar elde edilen verilerle şöyle bir formül çıkartılabilmektedir:

 

Kitabın sayfa sayısı / 2 = kitapta kullanılan kağıt yaprağı.

 

Her kitabın asgari 1000 adet basıldığı (ki ortalama çok daha yüksek çıkacaktır)

 

FORMÜL:

 

Kitabın Sayfa Sayısı / 2 x 1000 / 69000 = 1000 adet basılan bir kitap için kesilen ağaç sayısı

 

E-kitaplar geleceğimizi kurtaracak. Gelin e-kitapları daha çok sevelim, doğaya bir nebze olsun nefes verelim.

 

Peki basılı kitapların çevreye verdiği tahribat sadece ağaç ile mi sınırlı? Tabii ki hayır! Bir araştırmaya göre, Amerika Birleşik Devletlerinde hava kirliliğinin yüzde yirmisini kağıt fabrikaları oluşturuyor. Bununla birlikte havayla sınırlı kalmayıp su kirliliğine de büyük ölçüde neden oluyor. Zira kağıt, yapısı gereğince bol suya ihtiyaç duyar.

 

Modern tesislerde bile 1 ton kağıt üretebilmek için yaklaşık 50 ton su kirletilmektedir.

 

Artık karar sizin? E-kitap teknolojisi yokken elbette kitaplar ağaçlardan daha önemli idi. Zira, entelektüel hale gelen her birey doğayı korumak için fazladan çaba harcayabilecek bilince kavuşmuş olacaktı.

 

Ya şimdi? Tamamen zararsız bir teknoloji varken, hala zararlı nostaljik alışkanlıklarınıza devam mı etmek istiyorsunuz? Siz bilirsiniz…