Menu

Arama Yapın

İcra İflas Hukukunda Güncel Meseleler 2024 | Hemen Kaydolmak İçin Tıkla

Menu

Bu kitap, e-kitap formatında olduğu için 3,97 ağaç kesilmekten kurtarılmıştır.

E-Kitaplar

HMK - 4. Cilt - İspat ve Deliller

  • Yayınevi: Aristo Yayınevi
  • Yazar: Filiz BERBEROĞLU YENİPINAR
  • Sayfa Sayısı: 548
  • Yayın Tarihi: 27.10.2022
  • Baskı: 1
  • Tür: E-kitap
  • Basılı Olsaydı Fiyatı: 600,00
600,00 TL
240,00 TL

Bu kitap 2621 kez incelendi; 82 adet satıldı.

Kategoriler: Bütün Hukuk Kitapları, Medeni Usul Hukuku

Bu çalışma, uygulamaya yönelik mütevazi nitelikte, en güncel ve en yeni tarihli içtihatlardan hazırlanmış olan, HMK.m.187-m.293 mevzuat incelemesidir. Çalışmada bulunan örnekler istinaf özetlerinden alınmıştır.

Çalışmadan özetler;

1. 6100 sayılı HMK’nun 4. kısmı ispat ve deliller olarak düzenlenmiş olup, deliller de ikrar (madde 188), belge ve senet (madde 199 ve devamı), yemin (madde 225 ve devamı), tanık (madde 240 ve devamı), bilirkişi incelemesi (madde 266 ve devamı), keşif (madde 288 ve devamı), uzman görüşü (madde 293 ve devamı) olarak belirtilmiş olup, yargılama sırasında HMK da delil olarak düzenlenmiş olan belge ve bilgilerin mahkeme tarafından gerek re’sen, gerekse istem üzerine ileri sürülmüş olan delillerin toplanmaması veya ileri sürülen delillerin eksik toplanarak karar verilmesinin adil yargılanma hakkının ihlalini oluşturacak olup, HMK 353/1-a-6 madde de mahkemece tarafların davanın esası ile ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbirisi toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması maddesinin Anayasa 36.maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6.maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmekte olup, bu maddedeki hiçbiri ifadesinin hükmün esasına etki edecek esaslı delillerin toplanmadan karar verilmesi şeklinde anlaşılmasını gerektirmektedir.

2. HMK’nın 194. maddesi ile düzenleme altına alınan “somutlaştırma yükü ve delilerin gösterilmesi” zorunluluğu; davacı taraf yönünden “Dava dilekçesinin içeriği” başlıklı 119. maddenin 1-f bendiyle “İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği” hususunun düzenleme altına alınmasıyla, davalı taraf yönünden ise “Cevap dilekçesinin içeriği” başlıklı 129. maddenin 1-e bendiyle “Savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği” hususunun düzenleme altına alınmasıyla “iddia ve savunmaya yönelik dayanılan vakıa ve o vakıanın hangi delille ispatlanacağı” hususları birbiri ile bir bütün olarak ele alınmış olup, dayanılan vakıa ve o vakıanın ispat vasıtası delilin aynı anda gösterilmesi zorunluluğu tartışmasız olarak açıklanmıştır.

3. Davaya cevap verme süresi yazılı yargılama usulünde iki haftadır ve bu süre dava dilekçesinin davalıya tebliği ile başlar (HMK m.127). Kanun’un 122. maddesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere “cevap süresi, Kanun tarafından düzenlenmiş kesin bir süre hâline getirilmiştir, …” Bu hakkını kullanmayan, yani süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş olan davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılacaktır (HMK. m.128).

6100 sayılı HMK’nın sistematiği içinde; tahkikat aşamasına geçilmezden evvel tarafların uyuşmazlık konularının ve bu uyuşmazlıkların çözümü için ileri sürdükleri delillerin daha işin en başında belirlenerek tahkikatın etkin bir şekilde yapılmasının hedeflendiği anlaşılmaktadır. Zira tahkikatın amacı; kural olarak delil toplamak değil, delilleri incelemek ve değerlendirmektir; aksi hâlde tahkikat tamamlanamaz ve yargılama uzar.

Bu itibarla, yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan hususların özetlenmesi gerekirse; AİHS’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılamanın etkin ve makul bir süre içinde bitirilmesi için 6100 sayılı HMK’da düzenlemelere yer verilmiş olup, bu bağlamda delil gösterilmesi dilekçelerin teatisi (dava, cevap, cevaba cevap ve ikinci cevap) aşamasına hasredilmiştir. Tarafların, Kanunda belirtilen bu sürelerden sonra delil gösterebilmeleri ancak iki yasa maddesinde belirtilen hâllerle sınırlıdır. Onlar da; iddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesini düzenleyen 141. madde ile sonradan delil gösterilmesinin hüküm altına alındığı 145. maddedeki durumlardır.

4. Dava konusu edilen bir hakkın ve buna karşı yapılan savunmanın dayandığı vakıaların (olguların) var olup olmadıkları hakkında mahkemeye kanaat verilmesi işlemine ispat denir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 187/1. maddesi: “İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir.” şeklinde düzenlenmiştir.

Vakıa (olgu) ise, 03.03.2017 tarihli ve 2015/2 E., 2017/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında; kendisine hukuki sonuç bağlanmış olaylar şeklinde tanımlanmıştır. İspatı gereken olaylar, olumlu vakıalar olabileceği gibi olumsuz vakıalar da olabilir.

Diğer taraftan hâkim, taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan vakıaların gerçekleşip gerçekleşmediğini, kural olarak kendiliğinden araştıramaz. Bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediğini taraflar ispat etmelidir. İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.

5. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “İspat Yükü” başlıklı 6. maddesinde: “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” düzenlemesi yer almaktadır.

TMK’nin bu hükmü 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190/1. maddesinde bir başka biçimde yinelenmiş olup; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir” denilmiştir.

Öte yandan usul hukukumuzda senetle ispat zorunluluğu (HMK›nin 200 maddesi), yine senede karşı da senetle ispat zorunluluğu (HMK›nin 201 maddesi) ilkesi benimsenmiştir. Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk lirasından az miktarda olsa bile tanıkla ispat olunamaz; ancak senet ile ispat edilebilir.

Hemen belirtmek gerekir ki, senetle ispat zorunluluğuna ilişkin kuralın istisnaları da HMK’nin 203. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan maddede senetle ispat zorunluluğunun istisnaları sayma yöntemiyle belirlenmiştir. Bunlardan biri altsoy ve üstsoy, kardeşler, eşler, kayınbaba, kaynana ile gelin ve damat arasındaki işlemler miktar ve değerine bakılmaksızın tanıkla ispat edilebilir.

Bu eserin hazırlanmasında büyük özveride bulunarak yardımlarını esirgemeyen, Sn. Alihan YENİPINAR’a en içten duygularımla minnet ve şükranlarımı sunarım.

Eserin basımını üstlenen ARİSTO YAYINEVİ çalışanlarına ve emeği geçenlere çok teşekkür ederim.

Filiz BERBEROĞLU YENİPINAR

Filiz BERBEROĞLU YENİPINAR

  • Eğitim Sayısı 0
  • E-Kitap Sayısı 48
  • Eğitim Alan Kişi Sayısı 0
  • E-Kitap Alan Kişi Sayısı 0
%60

Hukuk Mahkemelerinde..

Filiz BERBEROĞLU YENİPINAR

550 TL
220 TL
Satıştan Kaldırılmıştır.

Eğitmen Hakkında

1968 Kahramanmaraş doğumludur. İstanbul Üniversitesi hukuk fakültesinden hiç bütünlemesiz ve başarıyla  mezun olmuştur. Hakimlik mesleğine, 23 yaşında başlamış, hiç avukatlık yapmamıştır.

Yazar; Yurdun çeşitli yerlerinde;  iş mahkemesi, asliye hukuk mahkemesi, kadastro mahkemesi, Yargıtay tetkik hakimliği ile uzun süre  ticaret mahkemesi başkanlığı görevlerinde bulunmuştur.

Yazarın; Adalet Akademisi, Seçkin, Aristo, Legal,  Adalet, yayınevleri başta olmak üzere çok sayıda yayınlanmış makale ve  kitapları bulunmaktadır. Yüksek lisans tezi, “ avukatlık başarı ve kariyeri “ üzerinedir. Özel Hukuk alanında doktora öğrencisidir.

Yazar, mesleki deneyim ve tecrübesini genç hukukçularla paylaşarak,  uygulama alanında araştırdığı örnekler ve İçtihatlarla, özellikle gençleri aydınlatmak  ve bilgilendirmek için özverili ve fedakarca çalışmalar yapmıştır.  

Başlıca eserleri; SGK DAVALARI, HİZMET TESBİTİ, ARABULUCULUK, TAŞINMAZ DAVALARI, İHTİYATİ HACİZ, İŞCİ ALACAKLARI, İFLAS ERTELEME(KONKORDATO), İHTİYATİ TEDBİR,  ÖRNEKLERLE DİLEKÇELER / SÖZLEŞMELER / BİLİRRKİŞİ RAPORLARI, KEŞİF, TİCARET MAHKEMESİ REHBERİ, HACİZ İHBARNAMESİ, UYGULAMADA İCRA TAKİBİ, AVUKATLIK HUKUKU, TRAFİK KAZALARI TAZMİNAT DAVALARI, SİGORTA DAVALARI, SİGORTA/RÜCU DAVALARI, KİRA DAVALARI,APARTMAN REHBERİ,KOOPERATİF DAVALARI, KAT KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMELERİ DAVALARI, TASARRUFUN İPTALİ DAVALARI, ECRİ MİSİL, HUKUK KAVRAMLARI SÖZLÜĞÜ, PRATİK BİLGİLER EL KİTABİ, ADLİ TIP HUKUKU DERSLERİ, HEKİMİN HUKUKİ TAZMİNAT SORUMLULUĞUISLAH, İSPAT,YETKİLİ MAHKEME,BOŞANMADA MAL VE PARALARIN PAYLAŞILMASI,TİCARİ DAVALARDA İTİRAZIN İPTALİ, NOTERLERİN HUKUKİ SORUMLULUĞU, … Ayrıca; yazarın “sadece selam kahve bahane ve nokta”  isimli şiir kitapları yayınlanmıştır.

Sosyal Medya


1968 Kahramanmaraş doğumludur. İstanbul Üniversitesi hukuk fakültesinden hiç bütünlemesiz ve başarıyla  mezun olmuştur. Hakimlik mesleğine, 23 yaşında başlamış, hiç avukatlık yapmamıştır.

Yazar; Yurdun çeşitli yerlerinde;  iş mahkemesi, asliye hukuk mahkemesi, kadastro mahkemesi, Yargıtay tetkik hakimliği ile uzun süre  ticaret mahkemesi başkanlığı görevlerinde bulunmuştur.

Yazarın; Adalet Akademisi, Seçkin, Aristo, Legal,  Adalet, yayınevleri başta olmak üzere çok sayıda yayınlanmış makale ve  kitapları bulunmaktadır. Yüksek lisans tezi, “ avukatlık başarı ve kariyeri “ üzerinedir. Özel Hukuk alanında doktora öğrencisidir.

Yazar, mesleki deneyim ve tecrübesini genç hukukçularla paylaşarak,  uygulama alanında araştırdığı örnekler ve İçtihatlarla, özellikle gençleri aydınlatmak  ve bilgilendirmek için özverili ve fedakarca çalışmalar yapmıştır.  

Başlıca eserleri; SGK DAVALARI, HİZMET TESBİTİ, ARABULUCULUK, TAŞINMAZ DAVALARI, İHTİYATİ HACİZ, İŞCİ ALACAKLARI, İFLAS ERTELEME(KONKORDATO), İHTİYATİ TEDBİR,  ÖRNEKLERLE DİLEKÇELER / SÖZLEŞMELER / BİLİRRKİŞİ RAPORLARI, KEŞİF, TİCARET MAHKEMESİ REHBERİ, HACİZ İHBARNAMESİ, UYGULAMADA İCRA TAKİBİ, AVUKATLIK HUKUKU, TRAFİK KAZALARI TAZMİNAT DAVALARI, SİGORTA DAVALARI, SİGORTA/RÜCU DAVALARI, KİRA DAVALARI,APARTMAN REHBERİ,KOOPERATİF DAVALARI, KAT KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMELERİ DAVALARI, TASARRUFUN İPTALİ DAVALARI, ECRİ MİSİL, HUKUK KAVRAMLARI SÖZLÜĞÜ, PRATİK BİLGİLER EL KİTABİ, ADLİ TIP HUKUKU DERSLERİ, HEKİMİN HUKUKİ TAZMİNAT SORUMLULUĞUISLAH, İSPAT,YETKİLİ MAHKEME,BOŞANMADA MAL VE PARALARIN PAYLAŞILMASI,TİCARİ DAVALARDA İTİRAZIN İPTALİ, NOTERLERİN HUKUKİ SORUMLULUĞU, … Ayrıca; yazarın “sadece selam kahve bahane ve nokta”  isimli şiir kitapları yayınlanmıştır.


FORMÜL:

 

Kitabın Sayfa Sayısı / 2 x 1000 / 69000 = 1000 adet basılan bir kitap için kesilen ağaç sayısı

 

 

Kağıt yapımında, genellikle iğne yapraklı ağaçlardan Ladin ve Çam ağaçları kullanılmaktadır. Çoğunluk çam ağacına aittir.

 

Dünya çapında her gün 80.000 ila 160.000 ağaç kesilmekte ve kağıt endüstrisinde kullanılmaktadır. Ormanlar yok edilmekte, küresel ölçekte iklim değişikliğine sebep olmaktadır.

 

Bir çam ağacının boyunu ortalama 18 m, yarıçapı da 15 cm eder. Bu durumda bir çam ağacı 1,2717 metreküptür. 0.0083 metreküp odun yaklaşık 4,5 kg gelir. Bu durumda 1,2717 metreküp odun yani bir ağaç 690 kg gelecektir.

 

Bir ağaçtan elde edilen kağıt, ağacın ağırlığının yarısı kadar etmektedir.

 

O halde, ortalama bir çam ağacı 690 kg ettiğine göre, elde edilecek kağıt 345 kg olacaktır.

 

Bir A4 beyaz kağıdın ağırlığı 5 gr etmektedir. Demek ki, bir ağaçtan 345000/5 = 69000 adet A4 yaprağı elde edilmektedir.

 

Günümüzde özellikle dijital kitap baskılarında, kitabın boyutu ne olursa olsun A4 boyutunda kağıt harcanmakta olup, kesime giren kısımları atılmaktadır.

 

Buraya kadar elde edilen verilerle şöyle bir formül çıkartılabilmektedir:

 

Kitabın sayfa sayısı / 2 = kitapta kullanılan kağıt yaprağı.

 

Her kitabın asgari 1000 adet basıldığı (ki ortalama çok daha yüksek çıkacaktır)

 

FORMÜL:

 

Kitabın Sayfa Sayısı / 2 x 1000 / 69000 = 1000 adet basılan bir kitap için kesilen ağaç sayısı

 

E-kitaplar geleceğimizi kurtaracak. Gelin e-kitapları daha çok sevelim, doğaya bir nebze olsun nefes verelim.

 

Peki basılı kitapların çevreye verdiği tahribat sadece ağaç ile mi sınırlı? Tabii ki hayır! Bir araştırmaya göre, Amerika Birleşik Devletlerinde hava kirliliğinin yüzde yirmisini kağıt fabrikaları oluşturuyor. Bununla birlikte havayla sınırlı kalmayıp su kirliliğine de büyük ölçüde neden oluyor. Zira kağıt, yapısı gereğince bol suya ihtiyaç duyar.

 

Modern tesislerde bile 1 ton kağıt üretebilmek için yaklaşık 50 ton su kirletilmektedir.

 

Artık karar sizin? E-kitap teknolojisi yokken elbette kitaplar ağaçlardan daha önemli idi. Zira, entelektüel hale gelen her birey doğayı korumak için fazladan çaba harcayabilecek bilince kavuşmuş olacaktı.

 

Ya şimdi? Tamamen zararsız bir teknoloji varken, hala zararlı nostaljik alışkanlıklarınıza devam mı etmek istiyorsunuz? Siz bilirsiniz…