Menu

Arama Yapın

İcra İflas Hukukunda Güncel Meseleler 2024 | Hemen Kaydolmak İçin Tıkla

Menu

Bu kitap, e-kitap formatında olduğu için 0,22 ağaç kesilmekten kurtarılmıştır.

E-Kitaplar

İki Haklı İhtar Nedeniyle Tahliye Kurumunun Temerrüt (Direnim) Nedeniyle Kira Sözleşmesinin Sona Ermesi İle Karşılaştırılması - 1985

  • Yayınevi: Aristo Yayınevi
  • Yazar: Prof. Dr. Haluk BURCUOĞLU
  • Sayfa Sayısı: 31
  • Yayın Tarihi: 27.10.2020
  • Baskı: 1
  • Tür: E-kitap
  • Basılı Olsaydı Fiyatı: 35,00
35,00 TL
14,00 TL

Kategoriler: Borçlar Hukuku, Bütün Hukuk Kitapları, Nostaljik Hukuk Serisi, Taşınmaz (Gayrimenkul) Hukuku

(Sayın Yazarın 1985 Yılında Doktor Unvanı ile İstanbul Barosu Dergisi’nın 59. Cilt ve 1-2-3. Sayısında Yayınlanmış Çalışmasıdır)

İÇİNDEN KESİT...

6570 sayılı GKHK.a tabi olan kira sözleşmelerinde, BK.nun 260. Maddesinin de uygulanacağı hukukumuzda tartışmasız kabul edilmektedir (Örnek olarak Yargıtay HGK.nun 19 Ocak 1972t. Ve E. 1970/6801, K. 31 sayılı kararı için bkz. TUNÇOMAĞ, K., Türk Borçlar Hukuku, Cilt II, Özel Borçlar İlişkileri, s. 596/7). GKHK. Md. 7/bent (e) nin varlığına rağmen, BK. Md. 260’ın uygulanabilir olması, ilk alınan kuralın diğerine oranla özel hüküm olması ve özel hükmün, genel hükmün uygulanmasını engellediği kuralı karşısında, ilk bakışta kolay anlaşılabilir bir durum değildir. Ancak her iki kural daha yakından incelendiğinde, ikisinin zorunlu olarak birlikte uygulanması gereği ortaya çıkar. Gerçekten, kiracı her kira parasını ödemede gecikme gösterebileceği gibi, bir kira parasını hiç ödemeyip ya da çok gecikerek ödeyip, diğer kira bedellerini zamanında ifa edebilir. Birinci hal, yani kiracının kira paralarının daimi bir şekilde gecikerek, ancak 30 gün geçmeden, ödemesi hali, Borçlar Kanununun 260. Maddesinin kapsamı dışında kalmaktadır. Çünkü bu maddenin sonuç doğurabilmesi için kiracının kira bedelini ödemede 30 günden fazla gecikmesi ya da hiç ödememesi gerekir. O halde, kiracı her kira bedelini, belirtilen andan örneğin bir hafta geçtikten sonra ödemeyi adet haline getirmiş olsa dahi bu kural uygulanamaz. İkinci hal, yani kiracının bir kira bedelini 30 günden daha fazla bir gecikme ile ödemesi ya da hiç ödememesi, buna rağmen diğer kira bedellerini düzenli ve zamanında ifa etmesi hali ise GKHK.un 7. Maddesinin (e) bendinin kapsamı dışında kalır. Çünkü bu kuralın uygulanması, ödemede en az iki kez aksaklık olmasını gerektirir, oysa burada yalnızca bir aksaklık söz konusudur. Demek ki, kiralayan, yalnız BK.nun 260. Maddesi mevcut olup, GKHK.un 7. Maddesinin (e) bendi olmasaydı, anılan ilk halde, yalnız GKHK.un 7. Maddesinin (e) bendinin varolup da BK.nun 260. Maddesi olmasaydı, anılan ikinci halde adil olmayan bir şekilde çaresiz kalacaktı. Şu halde iki kuralın birlikte varolmalarının zorunlu olduğunu kabul etmek gerekir.

Akademisyen

Prof. Dr. Haluk BURCUOĞLU

  • Eğitim Sayısı 25
  • E-Kitap Sayısı 5
  • Eğitim Alan Kişi Sayısı 35421
  • E-Kitap Alan Kişi Sayısı 4259
  • Makale Sayısı 0

Eğitmen Hakkında

Burcuoğlu, orta öğrenimini İstanbul Saint-Joseph Fransız Lisesi’nde yapmıştır. Saint-Joseph Lisesi’ni1968 yılında birincilikle bitirdikten sonra, 1969 yılında girdiği üniversite sınavlarında başarı sağlayarak İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne kaydını yaptırmış, bir yıl süre ile bu fakültede dersleri izleyip birinci yıl sınavlarını verdikten sonra da, yüksek öğrenimi de Cenevre Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde sürdürmüştür.
 
1973 yılında Lisans Diplomasını aldığı Cenevre Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde, 1973 – 1978 yılları arasında Eşya Hukuku bilim dalında asistanlık yapmıştır. Asistanlığı süresince Burcuoğlu, 1976 yılında Yüksek Lisans ders, sınav ve tezini tamamlamış, 1976 yılı Kasım ayında Yüksek Lisans Diplomasını almıştır. Burcuoğlu, aynı fakültede, “Les présomptions de droit attachées à la possession et leur application en droit suisse, en droit allemand et en droit turc” (İsviçre, Alman ve Türk Hukuklarında Zilyetliğe Bağlı Hak Karineleri ve Bunların Uygulaması) adlı doktora tezi ile hukuk doktoru unvan ve diplomasına hak kazanmıştır. Burcuoğlu, anılan doktora tezi ile Prix Joseph des arts ödülüne layık görülmüştür.
 
Burcuoğlu, Aralık 1978 sonunda Türkiye’ye dönmüş, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde 1979 Şubat ayında doktor asistan olarak göreve başlamış, 1982 yılında Yardımcı Doçent, 1985 yılında Doçent ve 1993 yılında da profesör unvanını almıştır. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Medeni Hukuk Anabilim Dalı (Borçlar Hukuku dahil) çerçevesinde öğretim üyeliği yapmıştır. Bununla birlikte İstanbul Üniversitesi Adalet Meslek Yüksekokulu ve Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde de ders vermiştir. Halen İstanbul Aydın Üniversitesi ve MEF Üniversitesi Hukuk Fakültelerinde ders vermektedir.
 
Burcuoğlu, 1982 yılında avukatlık ruhsatı alarak, İstanbul Barosu’na kayıtlı avukat olmuştur ve halen de aktif olarak avukatlık mesleğini sürdürmektedir.
 
Doktora tezinin tamamlanmasının ardından Burcuoğlu, Tekinay Borçlar Hukuku, Genel Hükümler kitabının 5., 6. ve 7. basılarını sırasıyla 1985, 1988, 1993 yıllarında, Prof. Dr. Selâhattin Sulhi Tekinay, Prof. Dr. Sermet Akman ve Yrd. Doç. Dr. Atillâ Altop ile birlikte yazmıştır. Yine Tekinay Eşya Hukuku, Cilt I, 5. Basının yazarlarından biridir. 1993 yılında “Yargıtay Kararları Işığında 6570 sayılı Yasa’ya Göre Kiracının Tahliye Edilmesi”, 1995 yılında “Hukukta Beklenmeyen Hal ve Uyarlama” 2001 yılında ise “Kira Tesbit Davaları Uygulamasında Belli Başlı Kilometre Taşları, 2000 ve 2001 Yıllarında Kira Paralarının Belirlenmesine İlişkin 4531 Sayılı Yasa, Gerekçesi, Komisyon Görüşmeleri, Değerlendirilmesi ve Uygulaması” isimli kitapları yayımlanmıştır. Son kitabı, “Uygulama ve Öğretiden Örneklerle Özel Hukukta (Aile-Kira-Borçlar Hukukunun Diğer Bazı Bölümleri) Quo Vadis - Nihayet (TBK’nun Her Nedense Unutulan Hükümleri Uygulanmaya Başlandı)” 2016 yılının Şubat ayında yayımlanmıştır.
 
Kitaplarının yanı sıra, Burcuoğlu’nun geniş anlamda medeni hukukun çeşitli alanları ile ilgili olarak 60 civarında yayımlanmış eseri (bunların birçoğu Fransızca yayımlanmıştır) bulunmaktadır. Burcuoğlu, ayrıca birçok uyuşmazlıkta hakemlik yapmış; yurt içinde olduğu kadar, yurt dışında da gerek hakem kurulu nezdinde, gerek mahkemeler nezdinde görülmekte olan davalarda çok sayıda hukuki mütalaa sunmuş ve bu mütalaaları ile ilgili olarak, uluslar arası hakem kurulu veya yabancı mahkemeler nezdinde sözlü açıklamalarda bulunmuştur. Burcuoğlu 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu tasarısının hazırlanmasında komisyon üyesi olarak 10 yıl boyunca aktif şekilde çalışmıştır. Tasarı %90 oranında korunarak kabul edilmiş ve 1 Temmuz 2012 yılında yürürlüğe girmiştir.

Sosyal Medya


Burcuoğlu, orta öğrenimini İstanbul Saint-Joseph Fransız Lisesi’nde yapmıştır. Saint-Joseph Lisesi’ni1968 yılında birincilikle bitirdikten sonra, 1969 yılında girdiği üniversite sınavlarında başarı sağlayarak İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne kaydını yaptırmış, bir yıl süre ile bu fakültede dersleri izleyip birinci yıl sınavlarını verdikten sonra da, yüksek öğrenimi de Cenevre Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde sürdürmüştür.
 
1973 yılında Lisans Diplomasını aldığı Cenevre Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde, 1973 – 1978 yılları arasında Eşya Hukuku bilim dalında asistanlık yapmıştır. Asistanlığı süresince Burcuoğlu, 1976 yılında Yüksek Lisans ders, sınav ve tezini tamamlamış, 1976 yılı Kasım ayında Yüksek Lisans Diplomasını almıştır. Burcuoğlu, aynı fakültede, “Les présomptions de droit attachées à la possession et leur application en droit suisse, en droit allemand et en droit turc” (İsviçre, Alman ve Türk Hukuklarında Zilyetliğe Bağlı Hak Karineleri ve Bunların Uygulaması) adlı doktora tezi ile hukuk doktoru unvan ve diplomasına hak kazanmıştır. Burcuoğlu, anılan doktora tezi ile Prix Joseph des arts ödülüne layık görülmüştür.
 
Burcuoğlu, Aralık 1978 sonunda Türkiye’ye dönmüş, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde 1979 Şubat ayında doktor asistan olarak göreve başlamış, 1982 yılında Yardımcı Doçent, 1985 yılında Doçent ve 1993 yılında da profesör unvanını almıştır. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Medeni Hukuk Anabilim Dalı (Borçlar Hukuku dahil) çerçevesinde öğretim üyeliği yapmıştır. Bununla birlikte İstanbul Üniversitesi Adalet Meslek Yüksekokulu ve Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde de ders vermiştir. Halen İstanbul Aydın Üniversitesi ve MEF Üniversitesi Hukuk Fakültelerinde ders vermektedir.
 
Burcuoğlu, 1982 yılında avukatlık ruhsatı alarak, İstanbul Barosu’na kayıtlı avukat olmuştur ve halen de aktif olarak avukatlık mesleğini sürdürmektedir.
 
Doktora tezinin tamamlanmasının ardından Burcuoğlu, Tekinay Borçlar Hukuku, Genel Hükümler kitabının 5., 6. ve 7. basılarını sırasıyla 1985, 1988, 1993 yıllarında, Prof. Dr. Selâhattin Sulhi Tekinay, Prof. Dr. Sermet Akman ve Yrd. Doç. Dr. Atillâ Altop ile birlikte yazmıştır. Yine Tekinay Eşya Hukuku, Cilt I, 5. Basının yazarlarından biridir. 1993 yılında “Yargıtay Kararları Işığında 6570 sayılı Yasa’ya Göre Kiracının Tahliye Edilmesi”, 1995 yılında “Hukukta Beklenmeyen Hal ve Uyarlama” 2001 yılında ise “Kira Tesbit Davaları Uygulamasında Belli Başlı Kilometre Taşları, 2000 ve 2001 Yıllarında Kira Paralarının Belirlenmesine İlişkin 4531 Sayılı Yasa, Gerekçesi, Komisyon Görüşmeleri, Değerlendirilmesi ve Uygulaması” isimli kitapları yayımlanmıştır. Son kitabı, “Uygulama ve Öğretiden Örneklerle Özel Hukukta (Aile-Kira-Borçlar Hukukunun Diğer Bazı Bölümleri) Quo Vadis - Nihayet (TBK’nun Her Nedense Unutulan Hükümleri Uygulanmaya Başlandı)” 2016 yılının Şubat ayında yayımlanmıştır.
 
Kitaplarının yanı sıra, Burcuoğlu’nun geniş anlamda medeni hukukun çeşitli alanları ile ilgili olarak 60 civarında yayımlanmış eseri (bunların birçoğu Fransızca yayımlanmıştır) bulunmaktadır. Burcuoğlu, ayrıca birçok uyuşmazlıkta hakemlik yapmış; yurt içinde olduğu kadar, yurt dışında da gerek hakem kurulu nezdinde, gerek mahkemeler nezdinde görülmekte olan davalarda çok sayıda hukuki mütalaa sunmuş ve bu mütalaaları ile ilgili olarak, uluslar arası hakem kurulu veya yabancı mahkemeler nezdinde sözlü açıklamalarda bulunmuştur. Burcuoğlu 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu tasarısının hazırlanmasında komisyon üyesi olarak 10 yıl boyunca aktif şekilde çalışmıştır. Tasarı %90 oranında korunarak kabul edilmiş ve 1 Temmuz 2012 yılında yürürlüğe girmiştir.


FORMÜL:

 

Kitabın Sayfa Sayısı / 2 x 1000 / 69000 = 1000 adet basılan bir kitap için kesilen ağaç sayısı

 

 

Kağıt yapımında, genellikle iğne yapraklı ağaçlardan Ladin ve Çam ağaçları kullanılmaktadır. Çoğunluk çam ağacına aittir.

 

Dünya çapında her gün 80.000 ila 160.000 ağaç kesilmekte ve kağıt endüstrisinde kullanılmaktadır. Ormanlar yok edilmekte, küresel ölçekte iklim değişikliğine sebep olmaktadır.

 

Bir çam ağacının boyunu ortalama 18 m, yarıçapı da 15 cm eder. Bu durumda bir çam ağacı 1,2717 metreküptür. 0.0083 metreküp odun yaklaşık 4,5 kg gelir. Bu durumda 1,2717 metreküp odun yani bir ağaç 690 kg gelecektir.

 

Bir ağaçtan elde edilen kağıt, ağacın ağırlığının yarısı kadar etmektedir.

 

O halde, ortalama bir çam ağacı 690 kg ettiğine göre, elde edilecek kağıt 345 kg olacaktır.

 

Bir A4 beyaz kağıdın ağırlığı 5 gr etmektedir. Demek ki, bir ağaçtan 345000/5 = 69000 adet A4 yaprağı elde edilmektedir.

 

Günümüzde özellikle dijital kitap baskılarında, kitabın boyutu ne olursa olsun A4 boyutunda kağıt harcanmakta olup, kesime giren kısımları atılmaktadır.

 

Buraya kadar elde edilen verilerle şöyle bir formül çıkartılabilmektedir:

 

Kitabın sayfa sayısı / 2 = kitapta kullanılan kağıt yaprağı.

 

Her kitabın asgari 1000 adet basıldığı (ki ortalama çok daha yüksek çıkacaktır)

 

FORMÜL:

 

Kitabın Sayfa Sayısı / 2 x 1000 / 69000 = 1000 adet basılan bir kitap için kesilen ağaç sayısı

 

E-kitaplar geleceğimizi kurtaracak. Gelin e-kitapları daha çok sevelim, doğaya bir nebze olsun nefes verelim.

 

Peki basılı kitapların çevreye verdiği tahribat sadece ağaç ile mi sınırlı? Tabii ki hayır! Bir araştırmaya göre, Amerika Birleşik Devletlerinde hava kirliliğinin yüzde yirmisini kağıt fabrikaları oluşturuyor. Bununla birlikte havayla sınırlı kalmayıp su kirliliğine de büyük ölçüde neden oluyor. Zira kağıt, yapısı gereğince bol suya ihtiyaç duyar.

 

Modern tesislerde bile 1 ton kağıt üretebilmek için yaklaşık 50 ton su kirletilmektedir.

 

Artık karar sizin? E-kitap teknolojisi yokken elbette kitaplar ağaçlardan daha önemli idi. Zira, entelektüel hale gelen her birey doğayı korumak için fazladan çaba harcayabilecek bilince kavuşmuş olacaktı.

 

Ya şimdi? Tamamen zararsız bir teknoloji varken, hala zararlı nostaljik alışkanlıklarınıza devam mı etmek istiyorsunuz? Siz bilirsiniz…