E-Kitaplar
Alman Paylı Ortaklıklar Kanunu’nun § 57 vd. Maddelerindeki “Malvarlığının İadesi Yasağı” ile Türk Ticaret Kanunu’ndaki Pay Sahibinin Şirkete Borçlanma Yasağının Karşılaştırmalı Olarak İncelenmesi
- Yayınevi: Aristo Yayınevi
- Yazar: Prof. Dr. Ahmet TÜRK
- Sayfa Sayısı: 44
- Yayın Tarihi: 27.09.2022
- Baskı: 1
- Tür: E-kitap
- Basılı Olsaydı Fiyatı: 30,00
Kategoriler: Bütün Hukuk Kitapları, Kongreler / Sempozyumlar, Ticaret Hukuku
Malvarlığının (dar anlamda sermayenin) korunması ilkesi, anonim ortaklığın en temel ilkelerinden biridir. İlkenin ortaya çıkmasının temel nedeni, anonim ortaklıkta ortaklık borçlarından dolayı sadece ortaklık malvarlığıyla sorumlu olması, pay sahiplerinin ortaklık alacaklılarına karşı kişisel sorumluluklarının bulunmamasıdır (TTK 329). Bu ilke, TTK’da alacaklıların ve pay sahiplerinin çıkarlarının korunmasına hizmet eden emredici hükümlerle güvence altına alınmaya çalışılmıştır[1]. Tüm sermaye ortaklıklarında geçerli olan “belirli” esas sermaye sisteminin başlıca nedenlerinden biri de bu ilkedir[2]. Bununla birlikte, kavram, sadece esas sermayenin korunmasını kapsamamaktadır. Malvarlığının korunması, sermayenin korunması ve iadesi yasağından daha geniştir, bu ilkeyi de kapsamaktadır[3]. Kısa ve net bir ifadeyle bu ilke gereğince, kanun veya esas sözleşmenin izin verdiği haller dışında şirket malvarlığını azaltacak tasarruflarda bulunulması, böylece şirket malvarlığının başkalarına aktarılması yasaktır. Şüphesiz ki bir şirket ürettiği mal veya hizmeti maliyetinin altında bir fiyatla sattığı için zarar edebilir, böylece malvarlığı azalabilir; ancak bu durum malvarlığının korunması ilkesinin başka bir veçhesini oluşturur; zira bu ilke gereği bir taraftan malvarlığının azalmasını önlemeye yönelik hükümler getirilirken, diğer taraftan zaten bozulmuş olan mali durumu iyileştirmeye yönelik hükümler öngörülmüştür[4]. TTK 376 bu ikinci tür düzenlemelerin merkezini oluşturmaktadır. Malvarlığının azalmasını önlemeye yönelik hükümler ise, ortaklığın kuruluşundan tasfiyesine kadar geçen süreçte karşımıza çıkar. Örneğin, yasanın dağıtımına izin verdiği net dönem kârı ve serbest yedek akçeler dışında pay sahiplerine kâr payı dağıtılamaz (TTK 509/2), bu bağlamda örneğin “sadece zararların kapatılmasına, işlerin iyi gitmediği zamanlarda işletmeyi devam ettirmeye veya işsizliğin önüne geçmeye ve sonuçlarını hafifletmeye elverişli önlemler alınması için kullanılabilecek” olan yedek akçelerden (TTK 519/3) kâr payı dağıtılamaz[5]. Yine, hazırlık devresi faizi dışında pay sahiplerine getirdikleri katılma payları karşılığında faiz ödenmez (TTK 509/1). Ayni sermayeye değer biçilmesinde hile yapılmışsa (örneğin 100.000 liralık makineye 250.000 lira değer biçtirilmesi sağlanmışsa) (TTK 551) daha başlangıçta taahhüt edilen sermaye (katılma) payı eksik getirilmiş olur; böylece öz kaynaklar daha kuruluşta veya sermaye artırımında esas sermaye rakamının altına iner. İşte bu nedenle ayni sermayeye mahkemece atanacak bilirkişilerce değer biçileceği öngörülmüştür (TTK 128/2, 343). Aynı nedenle payların itibari değerinin altında bir bedelle çıkarılması da yasaktır (TTK 347/1).
Malvarlığının haksız iadesi, sadece yukarıda verdiğimiz örneklerdeki gibi açık (aleni) bir işlemle gerçekleşmez; bazen görünüşte kanunun yasaklamadığı bir işlem örtülü olarak ortaklık malvarlığının haksız yere başkalarına aktarılmasını sağlayabilir. Bu bağlamda bir pay sahibine, getirmiş olduğu sermaye (katılma) payı örtülü olarak iade edilebilir. Örneğin, pay sahibinin kendi işlettiği bir işletmeden emsallerine kıyasla yüksek bir bedelle şirkete mal veya hizmet alınıyorsa, pay sahibi koymuş olduğu sermayeyi bir müddet sonra geri alacak, bu işlem sonucunda şirket malvarlığı azalacaktır.
Ne yazık ki, 6102 sayılı (yeni) Türk Ticaret Kanunumuz, mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunumuz’da olduğu gibi örtülü malvarlığı aktarımlarını önlemeye yönelik açık hükümler içermemektedir. Kanun daha yürürlüğe girmeden önce 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler sonrasında bu amaca yönelik olarak getirilmiş bazı hükümler de, bilerek veya bilmeyerek ortadan kaldırılmıştır.
TTK’da bu hususta hüküm getirileceği yerde, AB ve AB’ye üye ülkeler hukuklarında rastlanmayan bir kurum olarak pay sahiplerinin “şirkete borçlanma yasağı” düzenlenmiştir (m. 358, pay sahibi olmayan yönetim kurulu üyeleri bakımından m. 395/2). Bu hükümler malvarlığının iadesi yasağı kapsamında getirilmiş iseler de[6], yürürlükteki halleriyle bu amaca ne ölçüde hizmet ettikleri ve malvarlığının örtülü olarak iadesi yasağı bakımından kanunumuzdaki boşluğu ne ölçüde giderebilecekleri ayrıca değerlendirilmelidir.
Tebliğimizde bu husustaki düzenlemeler, APOK § 57 vd. hükümleriyle karşılaştırmalı olarak incelenecek, pozitif hukuk ve olması gereken hukuk çerçevesinde bazı çözüm önerilerinde bulunacaktır.
[1] Bkz., TÜRK, Ahmet: Anonim Ortaklıkta Sermaye Kaybı ve Borca Batıklığın Hukuki Sonuçları, Ankara 1999, s..54 vd.; ERYİĞİT, Harun: 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu Çerçevesinde Anonim Ortaklıklarda Sermayenin Korunması ilkesi, İstanbul 2020, s. 224. İlkesel bir karar: „Anonim ortaklığa ilişkin hükümlerin esas amacı, yurttaşlar tarafından bu ortaklığa yatırılan sermayenin boş yere elden çıkarılmasını engelleyerek halkın bu ortaklıklara karşı güvenini sağlamak ve ilgisini arttırmaktır.“ Yarg. HGK’nun 1.7.1964 tarihli Kararı, Karar için bkz., BİRKAŞ, Hasan, Ticaret Şirketleri ve Tatbikat, İstanbul 1985, s. 165 vd..
[2] Bkz., TÜRK, sermaye kaybı ve borca batıklık, s. 21 vd.; SEVİ, Ali Murat: Anonim Ortaklıkta Sermayenin Oluşturulması ve Pay Sahiplerine İade Edilmesi Yasağı, Ankara 2013, S. 50 vd.
[3] Bkz., TEKİNALP, Ünal/POROY, Reha/ÇAMOĞLU, Ersin: Ortaklıklar Hukuku, I, 14. Bs., İstanbul 2019, N. 467. Sermayenin iadesi yasağı pay sahiplerinin kuruluşta veya sermaye artırımında getirmiş oldukları sermaye (katılma) paylarının kendilerine iadesi yasağıdır. Malvarlığının iadesi yasağı ise sadece getirilen sermayenin değil, şirketin üzerinde serbestçe tasarruf edilemeyen malvarlığı unsurlarını da kapsar. Örneğin yasal yedek akçeler, yeniden değerleme değer artış fonu, şirketin kendi paylarını edinmesi durumunda ayrılan yedek akçeler gibi.
[4] “Malvarlığının korunması ilkesinin iki boyutu vardır[4]: 1) Öz kaynakların (net malvarlığının) esas sermayenin altına inmesini önlemek (Önleyici nitelikteki malvarlığının korunması tedbirleri) 2) Esas sermayenin altına inen öz kaynakları yeniden bu düzeye çıkarmak (ıslah edici nitelikteki malvarlığının korunması tedbirleri).” Bkz., TÜRK, s.; TÜRK, Ahmet: “Anonim Ortaklığın Mali Durumunun İyileştirilmesi”, Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, C. 1, S. 1. Bahar 1999, s. 105 vd.
[5] Keza TTK 520 uyarınca ayrılan yedek akçe, yeniden değerleme değer artış fonu kâr payı olarak dağıtılamaz. Ortaklık amortisman ve karşılık olarak ayrılması gereken fonlar üzerinde de serbestçe tasarruf edemez, bkz., KARAYALÇIN, Yaşar: Muhasebe Hukuku, Ankara 1988, s. 119.
[6] Bkz., TORAMAN, ÇOLGAR, Emek: Şirkete Borçlanma Yasağı, İstanbul 2019, s. 10 vd.
Prof. Dr. Ahmet TÜRK
- Eğitim Sayısı 19
- E-Kitap Sayısı 6
- Eğitim Alan Kişi Sayısı 45586
- E-Kitap Alan Kişi Sayısı 3617
- Makale Sayısı 0
Eğitmen Hakkında
ÖĞRENİM
Lisans: 1983-1987 Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Yüksek Lisans: 1987-1990 Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı
Doktora: 1990-1998 Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk (Ticaret Hukuku) Anabilim Dalı
YURT DIŞI ARAŞTIRMALAR
1) 1996-1997: Universität zu Köln – Institut für Arbeits- und Handelsrecht (Köln Üniversitesi İş ve Ticaret Hukuku Enstitüsü). Danışman: Prof. Dr. Herbert Wiedemann
2) 18.07.2003 - 18.09.2003: Albert Ludwigs Universität Freiburg, Instıtut für Wırtschaftsrecht, Arbeıtsrecht und Sozıalversıcherungsrecht, Abt. 1: Handels- und Wirtschaftsrecht (Freiburg Albert Lduwig Üniversitesi, Ekonomi, İş ve Sosyal Sigorta Hukuku Enstitüsü, Bölüm 1, Ticaret ve Ekonomi Hukuku), Danışman: Prof. Dr. Uwe Blaurock
3) 25.07.2007 - 25.09.2007: Albert Ludwigs Universität Freiburg, Instıtut für Wırtschaftsrecht, Arbeıtsrecht und Sozıalrecht, Abt. 1: Handels- und Wirtschaftsrecht. (Freiburg Albert Lduwig Üniversitesi, Ekonomi, İş ve Sosyal Hukuk Enstitüsü, Bölüm 1, Ticaret ve Ekonomi Hukuku), nışman: Prof. Dr. Uwe Blaurock.
TEMEL ÇALIŞMA ALANLARI
Şirketler Hukuku, Taşıma Hukuku, Kıymetli Evrak Hukuku, Deniz Ticareti Hukuku, Banka Hukuku (özellikle Banka İşlemleri Hukuku), Sermaye Piyasası Hukuku, Ticari sözleşmeler, Dış Ticaret Hukuku
YAYINLAR
I. KİTAPLAR
- Başlıca Araştırma Eseri: Yeni Türk Ticaret Kanunu ve Sermaye Piyasası Mevzuatına Göre Anonim Ortaklığın Kendi Paylarını Edinmesi, Adalet Yayınevi, Ankara 2016.
- İsviçre Medeni Kanunu (ZGB), Alman Medeni Kanunu (BGB) Ve Özellikle Alman Dernekler Kanunu (VereinsG) Gözönünde Tutularak, Yeni Dernekler Hukuku Mevzuatımızın Karşılaştırmalı Olarak Değerlendirilmesi, (Demet Özdamar, Metin İkizler ve Senar Çağırgan ile birlikte), Seçkin Yayınları, Ankara 2008.
- Hukuki Yönden Banka Havalesi (Genel Olarak Havale, Banka Havaleleri, Gayrinakdi Banka Havaleleri, İnternet Ortamında Banka Havaleleri, Sınırotesi Banka Havaleleri), Yetkin Yayınları, Ankara 2007.
- Maddi Hukuk ve İcra-iflâs Hukuku Yönleriyle Menfi Tespit Davası (Yargıtay Kararları Işığında, Özellikle Kambiyo Se¬nedi Borçlusu Tarafından Açılan Menfi Tespit Davası, Kam¬biyo Senedi Borçlusunun Defileri, Kambiyo Senedinin Bedelsizliği ve Hükümsüzlüğü), Yetkin Yayınları, Ankara 2006.
- Anonim Ortaklıkta Sermaye Kaybı ve Borca Batıklığın Hukuki Sonuçları, Nobel Yayınları, Ankara 1999.
- Yeni Dernekler Kanunu ve İlgili Mevzuat (Demet Özdamar, Şükran Ertürk, Metin İkizler, Senar Çağırgan ve Senem Değer’le birlikte), Kartal Yayınları, Ankara 2006.
II. MAKALELER
- “Sermaye Ortaklıklarında “Özkaynakların Yerini Tutan Ödünçler” Kurumuna İhtiyaç Olup Olmadığı Sorunu (Alman Hukukundaki yasal düzenleme ve İsviçre Hukuku çerçevesinde değerlendirme ve yasal düzenleme önerisi)”, Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, C. XXXII, S. 2, Haziran 2016, s. 99-145.
- “Anonim Ortaklıkta Borca Batıklık ve İflâsın Ertelenmesi Konusunda 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu ve Yürürlük Kanunu İle Getirilen Yenilik ve Değişiklikler”, Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, C. XXXII, S. 1, Mart 2016, s. 5-60.
- “Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun Getirdği Değişiklik Ve Yeniliklerle Anonim Ortaklıkta Sermaye Kaybı Ve Hukuki Sonuçları”, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fa¬kültesi Dergisi, C. 17, S. 2, Nisan 2016, s. 63-112.
- “Türk Ticaret Kanunu Tasarısının Geneli, Ticaret Şirketlerine İlişkin Genel Hükümler ve Anonim Ortaklığa İlişkin Hükümlerinden Bazıları Hakkında Düşünceler”, Prof. Dr. Fırat Öztan’a Armağan, Ankara, Şubat 2010, s. 2163-2191).
- “Kambiyo Senedi Borçlusu Tarafından Açı¬lan Bedelsizliğe Ve Hükümsüzlüğe Dayalı Menfi Tespit Davalarının Gösterdiği Özellikler”, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fa¬kültesi Dergisi, C. 7, Özel Sayı, Prof. Dr. İrfan Baştuğ’a Armağan, İzmir 2005, s. 307-381.
- “Sermaye Ortaklıklarının ve Kooperatiflerin Borca Batıklık Nedeniyle İflâsı ve İflâsın Ertelenmesi Konusunda İcra ve İflâs Kanunu’nda Yapılan Son Değişikliklerin Değerlendirilmesi ve Öneriler”, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 6, S. 1, 2004, s. 295-334.
- "Anonim Ortaklıkta Gizli Yedek Akçeler", Dokuz Eylül ܬni¬versitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 4, S. 2, 2002, s. 173-233.
- “Limited Şirkette Ortaklık Payının Devri”, Yaklaşım Dergisi, Haziran 1999, s. 106–112.
- “Hukuka Aykırı Olarak Bilânçoda Kârın Düşük Gösteril¬mesi Ha¬linde Pay Sahiplerinin Hakları”, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Prof. Dr. İhsan Tarakçıoğlu’na Armağan, C. II, S. 1-2, Haziran – Aralık 1998, Ankara 1999, s. 105 – 114.
- “Anonim Ortaklığın Mali Durumunun İyileştirilmesi”, Gazi Üni¬versitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, C. 1, S. 1. Bahar 1999, s. 105-137.
- "Banka Kredi Açma Söz¬leş¬melerinden Doğan Kredi Alacaklarına Müteselsil Kefalete İlişkin Bazı Sorunlar”, İzmir Barosu Dergisi, Yıl. 66, Ocak 2001, S. 1, s. 19-39.
- "Müdürlerin Temsil ve Yönetim Yetkileri Bakımından Hukuki Du¬rumu ve Anonim Ortaklığa Ticari Mümessil Atanıp Atanama¬yacağı Sorunu” Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi (Batider), C. XX, S. 4, Aralık 2000, s. 75-95.
- “Bilanço Açığını Gidermek Amacıyla Yapılan Esas Ser¬maye İndirimi”, Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi (Batider) C. XIX, S. 6, Aralık 1998, s. 143-174.
- “Takip Konusu Alacağın Zamanaşımına Uğraması Nedeniyle Menfi Tespit Davası Açılması”, Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi (Batider) C. XX, S. 1. 1999, s. 57 – 70.
III. ÇEVİRİLER
- “Yayın Yoluyla Haksız Rekabet, İsviç¬re Federal Mahkemesinin 8 Ocak 1998 Tarihli Kararı” Banka ve Ticaret Hu¬kuku Der¬gisi (Batider), C. XX, S. 4, Aralık 2000, s. 237-241.
FORMÜL:
Kitabın Sayfa Sayısı / 2 x 1000 / 69000 = 1000 adet basılan bir kitap için kesilen ağaç sayısı
Kağıt yapımında, genellikle iğne yapraklı ağaçlardan Ladin ve Çam ağaçları kullanılmaktadır. Çoğunluk çam ağacına aittir.
Dünya çapında her gün 80.000 ila 160.000 ağaç kesilmekte ve kağıt endüstrisinde kullanılmaktadır. Ormanlar yok edilmekte, küresel ölçekte iklim değişikliğine sebep olmaktadır.
Bir çam ağacının boyunu ortalama 18 m, yarıçapı da 15 cm eder. Bu durumda bir çam ağacı 1,2717 metreküptür. 0.0083 metreküp odun yaklaşık 4,5 kg gelir. Bu durumda 1,2717 metreküp odun yani bir ağaç 690 kg gelecektir.
Bir ağaçtan elde edilen kağıt, ağacın ağırlığının yarısı kadar etmektedir.
O halde, ortalama bir çam ağacı 690 kg ettiğine göre, elde edilecek kağıt 345 kg olacaktır.
Bir A4 beyaz kağıdın ağırlığı 5 gr etmektedir. Demek ki, bir ağaçtan 345000/5 = 69000 adet A4 yaprağı elde edilmektedir.
Günümüzde özellikle dijital kitap baskılarında, kitabın boyutu ne olursa olsun A4 boyutunda kağıt harcanmakta olup, kesime giren kısımları atılmaktadır.
Buraya kadar elde edilen verilerle şöyle bir formül çıkartılabilmektedir:
Kitabın sayfa sayısı / 2 = kitapta kullanılan kağıt yaprağı.
Her kitabın asgari 1000 adet basıldığı (ki ortalama çok daha yüksek çıkacaktır)
FORMÜL:
Kitabın Sayfa Sayısı / 2 x 1000 / 69000 = 1000 adet basılan bir kitap için kesilen ağaç sayısı
E-kitaplar geleceğimizi kurtaracak. Gelin e-kitapları daha çok sevelim, doğaya bir nebze olsun nefes verelim.
Peki basılı kitapların çevreye verdiği tahribat sadece ağaç ile mi sınırlı? Tabii ki hayır! Bir araştırmaya göre, Amerika Birleşik Devletlerinde hava kirliliğinin yüzde yirmisini kağıt fabrikaları oluşturuyor. Bununla birlikte havayla sınırlı kalmayıp su kirliliğine de büyük ölçüde neden oluyor. Zira kağıt, yapısı gereğince bol suya ihtiyaç duyar.
Modern tesislerde bile 1 ton kağıt üretebilmek için yaklaşık 50 ton su kirletilmektedir.
Artık karar sizin? E-kitap teknolojisi yokken elbette kitaplar ağaçlardan daha önemli idi. Zira, entelektüel hale gelen her birey doğayı korumak için fazladan çaba harcayabilecek bilince kavuşmuş olacaktı.
Ya şimdi? Tamamen zararsız bir teknoloji varken, hala zararlı nostaljik alışkanlıklarınıza devam mı etmek istiyorsunuz? Siz bilirsiniz…